

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, BOTAŞ ile Türkmengaz arasında Türkmenistan gazının Türkiye’ye gelmesini sağlayacak anlaşmanın imzalandığını duyurdu. Anlaşma ne anlama geliyor?
Türkiye ile Türkmenistan arasında yıllardır imzalanan onlarca anlaşma ve protokole rağmen, gaz moleküllerini hala göremedik. Ancak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın müjdesi doğrultusunda, eğer herhangi bir aksilik yaşanmazsa, BOTAŞ ile Türkmengaz arasındaki yeni anlaşma ile 1 Mart’tan itibaren Türkmen gazı Türkiye’ye akmaya başlayacak.
Bu gelişme, Türkiye için enerji ikmal güvenliği açısından önemli bir adım olsa da, anlaşmanın en kritik detayları hâlâ belirsizliğini koruyor. Özellikle tedarik edilecek gazın hacmi, fiyat politikası, İran üzerinden transit geçişin koşulları ve buna bağlı jeopolitik riskler hakkında net bir bilgi bulunmuyor.
Bilinmezlikler ve riskler
Bakan Bayraktar, Türkmenistan’dan yıllık 2 milyar metreküp doğalgaz alımının mümkün olduğunu daha önceki açıklamalarında belirtmişti. Ancak, mevcut anlaşmanın hacmi hakkında kesin bir rakam henüz açıklanmadı. Aynı rakam ise bu halen İran’dan aldığımız gazın beşte birine tekabül ediyor.
Türkiye’nin enerji tedarik yapısında, Türkmen gazının fiyatı en belirleyici faktör olarak öne çıkıyor. 2001’den bu yana İran’dan alınan gazın yüksek fiyatı sıkça eleştirilirken, Türkmen gazının rekabetçi bir fiyat sunup sunamayacağı merak konusu.
Güzergah
Türkmen gazının Türkiye’ye ulaşması için en mantıklı rota, şu anda İran’ın mevcut doğalgaz altyapısı üzerinden geçiş gibi görünüyor. Ancak bu güzergâhın güvenilirliği konusunda ciddi endişeler var. İran, kış aylarında iç talebin artması nedeniyle Türkiye’ye gaz tedarikinde sıkıntılar yaşayabiliyor. Ülke bir enerji krizinin tam göbeğinde.
Ayrıca, İran’ın yaptırımlar altındaki durumu ve olası bir İsrail saldırısı, transit güvenliğini ve ekonomik koşulları daha da karmaşık hale getirebilir.
Hazar Denizi üzerinden Azerbaycan ve Gürcistan yoluyla Türkiye’ye ulaşacak alternatif bir boru hattı ise yüksek maliyetler ve Rusya ile İran’ın yarattığı siyasi zorluklar nedeniyle şu an için gündemde değil.
İran anlaşmasının yeniden müzakere edilmesi
Türkiye’nin İran ile 1996 yılında imzaladığı yıllık 10 milyar metreküp doğalgaz tedarik anlaşması, 2001’de yürürlüğe girdi, 2026’da yani seneye sona erecek.
Bu anlaşma halen yeniden müzakere ediliyor, ancak Türkiye bu defa daha iyi koşullar sağlamak istiyor. Eli de güçlü pazarlık masasında. Türkmenistan’dan sağlanacak gazın, geçici olarak bu boşluğu doldurup dolduramayacağı ve İran’ın bundan nasıl bir kazanç elde edeceği önemli stratejik sorular arasında.
İran’ın, Türkiye pazarını Türkmen gazına kaptırmamak için anlaşmaya kendi lehine hükümler koydurmuş olması muhtemel.
Fiyat: Olmazsa olmaz bir faktör
Türkiye, doğal gazda İran’a en yüksek fiyatı ödediği ülkelerden biri. Ticari sır olarak sınıflandırıldığı için tam fiyatlar bilinmese de, 2024 yılı itibarıyla Türkiye ile Avrupa Birliği ve ABD arasındaki doğalgaz fiyat farkları dikkat çekici bir şekilde büyük.
Türkiye’nin doğalgaz fiyatları, kullanılan tedarik kaynaklarına bağlı olarak değişkenlik göstermekle birlikte, geçtiğimiz yıl bin metreküp başına 12-14 Amerikan Doları seviyelerindeydi.
Avrupa’daki doğal gaz fiyatları ise Hollanda’nın TTF referans kontratlarında 44,32 Euro/MWh seviyelerine kadar yükseldi; bu da yaklaşık 15-16 Amerikan Doları/MMBtu civarına denk geliyor. ABD, büyük ölçüde yerli üretim sayesinde doğalgazın en düşük fiyatlarına sahip. Geçtiğimiz yıl ABD’de doğalgaz fiyatları 2,5-3 Amerikan Doları/MMBtu arasında işlem görüyordu.
LNG, boru hattı gazına kıyasla daha pahalı olduğu için Türkiye’nin LNG alımları daha yüksek fiyatlarla gerçekleşiyor.
Ancak Türkiye’nin tedarik kaynaklarını çeşitlendirme ve yerli üretimi artırma çabaları, ilerleyen yıllarda fiyatların daha stabil hale gelmesine olanak tanıyabilir.
Türkmen gazı, bir dönüm noktası olabilir
Türkmen gazının Türkiye’ye akışının 1 Mart’tan itibaren başlaması, sevindirici bir gelişme olmakla birlikte, hacim, fiyat ve transit riskleri gibi kritik başlıkların aydınlatılması büyük önem taşıyor. İster sanayi, ister elektrik santralları, ister hane halkı daha ucuza gaz temin edilmesini istiyor.
Eğer Türkmen gazı, rekabetçi fiyatlarla, güvenilir, sürdürülebilir ve istikrarlı bir şekilde Türkiye’ye ulaşabilirse, bu durum Türkiye’nin enerji güvenliği ve arz çeşitliliği açısından önemli bir dönüm noktası olabilir.
Türkiye, Rusya, İran, Azerbaycan ve LNG gaz kaynaklarını dengeleyerek, enerji arzını çeşitlendirme ve jeopolitik-fiyat-ikmal güvenliğini sağlama noktasında önemli bir gelişim kaydedebilir.
Dahası, zaman içinde hacim artırılabilir ve hâlihazırda doğalgaz arzında ve fiyatlarında ciddi sıkıntılar yaşayan Avrupa Birliği pazarlarına da TANAP üzerinden gönderilebilir.