

Dosya ifşası tehdidiyle güç kontrolü siyasetin görünmeyen, anti-demokratik yönü. İlacı ise bağımsız yargı, siyasi etik ve özgür basın.
Türkiye’de siyaset, çoğu zaman meydanlarda atılan sloganlar, televizyon tartışmaları ve sandık sonuçları üzerinden okunur. Ancak gerçek güç, her zaman kameraların önünde değil; sahnenin arkasındaki sessiz, kapalı kapılar ardında şekillenir. Bu perde arkasında en etkili araçlardan biri, halk arasında “dosya siyaseti” olarak bilinen yöntemdir.
“Dosya” kavramı burada metaforiktir; bazen gerçekten klasörler dolusu belge, bazen de bir USB bellek ya da yalnızca doğru zamanda sızdırılabilecek tek bir fotoğraftır. Temel işlevi ise nettir: Karar vericiler üzerinde görünmez bir baskı ve yönlendirme mekanizması kurmak.
Bu, yalnızca Türkiye’ye özgü bir siyaset pratiği değildir. Yüzyıllardır, dünyanın birçok ülkesinde liderler, medya patronları, iş insanları, hatta üst düzey askerler hakkında toplanan bilgiler “stratejik kaldıraç” olarak kullanılmıştır.
Mekanizmanın Anatomisi
Dosya siyaseti, genellikle üç aşamada işler:
1- Bilgi Toplama: Resmî soruşturmalar, istihbarat çalışmaları veya gayriresmî ağlar üzerinden, kişinin geçmişi, mali ilişkileri, özel hayatı ve siyasi bağlantıları titizlikle incelenir.
2- Arşivleme: Elde edilen bilgiler, “gerektiğinde kullanılmak” üzere güvenli kanallarda saklanır.
3- Hatırlatma: Kritik karar anlarında, dosyanın bir “ucu” gösterilir. Bu bazen kontrollü bir medya haberi, bazen kulislerde dolaşan bir söylenti, bazen de doğrudan muhataba iletilen sessiz bir uyarıdır.
Mesaj açıktır: “Yanlış adım atarsan, bu bilgiler kamuoyuna çıkar.”
Uluslararası Dosya Operasyonları
• Rusya: Putin’in iktidarının ilk yıllarında, Boris Berezovsky gibi oligarklar ya servetlerini kaybetti ya da ülkeyi terk etti. Kremlin çizgisine uyanlar ise varlıklarını koruyabildi.
• Çin: Parti disiplin komiteleri, rakip fraksiyonları tasfiye etmenin en güçlü araçlarından biri olarak “yolsuzluk dosyalarını” kullanıyor.
• ABD: J. Edgar Hoover döneminde FBI, politikacılar ve kamu figürleri hakkında tuttuğu dosyalarla Washington’daki güç dengelerini etkiledi; bugün ise “opposition research” endüstrisi seçim kampanyalarının ayrılmaz parçası.
• Ortadoğu: Bazı Körfez ülkelerinde prenslerden bakanlara kadar herkesin “özel dosyası” tutulur; bu bilgiler hanedan içi güç dengelerinde koz olarak masaya konur.
Türkiye’den Bazı Vakalar
Türkiye’de dosya siyaseti, resmi kayıtlara girmeyen ama siyaset kulislerinde sıkça konuşulan bir olgu. Son otuz yılda, kamuoyuna yansıyan kimi kırılma anları bu yöntemin varlığını düşündürdü:
• 28 Şubat süreci: “İrticai faaliyet” iddialarıyla siyaset ve medya dünyasında kapsamlı bir yeniden dizayn yapıldı.
• Susurluk sonrası: Derin devlet ilişkileri, yıllardır tutulan dosyaların gerektiğinde nasıl servis edilebileceğini ortaya koydu.
• 2000’ler ve sonrası: Telefon dinleme skandalları, yasadışı teknik takipler ve FETÖ’nün kumpas davaları, modern dönemde dosya siyaseti örnekleri olarak kayıtlara geçti.
Yakın Geçmiş
• Altılı Masa’nın dağılması: 2023 seçimleri öncesinde Türkiye’nin en geniş muhalefet koalisyonu dağıldı. Resmî açıklamalarda “adaylık uzlaşmazlığı” vurgulansa da,kulislerde perde arkası baskıların etkili olduğu konuşuldu.
• Cumhurbaşkanlığı seçiminde çekilmeler: Yarışa girmesi beklenen bazı isimlerin ani geri adımları, “özel dosya hatırlatmaları” söylentileriyle ilişkilendirildi. • Söylem değişiklikleri: Geçmişte sert eleştiriler yönelten bazı figürlerin kısa sürede iktidar politikalarıyla uyumlu çizgiye gelmesi, kamuoyunda soru işaretleri yarattı.
Bu iddiaların hiçbiri yargı önünde kanıtlanmış değil; ancak siyaset gözlemcileri, Türkiye’nin politik sözlüğünde “dosya siyaseti” kavramının hâlâ yerini koruduğu konusunda hemfikir.
Kısır Döngüden Çıkış
Dosya siyaseti, demokratik işleyişi gölgeleyen, liderlerin özgür iradesini sınırlayan bir güç aracı. Bu kısır döngüyü kırmak kolay değil, ama yine de bazı yollar var:
• Bağımsız yargı ve güçlü medya: Dosyaların şantaj aracı değil, hukuki delil olarak işlev görmesi sağlanmalı.
• Şeffaflık kültürü: Adaylar ve liderler, geçmişlerine dair olası riskleri baştan kamuoyuyla paylaşarak manipülasyon alanını daraltabilir.
• Siyasi etik yasası: Görevdeyken ve sonrasında, liderlerin ve üst düzey yöneticilerin hesap verebilirliğini artıracak düzenlemeler hayata geçirilmeli.
Gerçek demokrasilerde güç, dosyaların kilitli çekmecelerinde değil, özgür sandıklarda belirlenir. Türkiye’nin geleceği, bu basit ama güçlü ilkeyi hayata geçirebilmesinde yatıyor.


