Bahçeli, Erdoğan’a neden İmamoğlu konusu süratle kapanmalı dedi?

MHP lideri Devlet Bahçeli 11 Ağustos’ta yaptığı “Belediyeler başta olmak üzere” vurgusuyla “yayılan ve yoğunlaşan hukuki davalardan süratle kurtulmak” gereğini vurgulayan açıklamasında doğrusu Ekrem İmamoğlu’nun adı geçmiyor. Ama siyasetle biraz ilgisi olan herkes bunu okuyunca konunun İmamoğlu Davaları, adresin ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olduğunu anlayabiliyor. Bahçeli adeta Erdoğan’a “İmamoğlu soruşturmaları uzadıkça iktidarı yıpratıyor, konuyu bir an önce kapatalım” mesajı veriyor.
Bunu kamuya açık yaptığına göre bu günlerde başbaşa bir Erdoğan-Bahçeli görüşmesi bekleyebiliriz.
Burada dikkat etmemiz gereken ayrıntı, Bahçeli’nin İmamoğlu bırakılsın, ya da beraat ettirilsin gibi bir şey söylemediği, davaların “süratle” bitirilmesini istediği; aksi halde siyasi fatura iktidara çıkacak endişesinde.
Önce Bahçeli’nin bu mesajı verdiği sıradaki koşullara, sonra da neden buna ihtiyaç duyduğuna ve ne anlama geldiğine bakalım.
Bahçeli, kendi deyimiyle “Ne yapmak, nereye varmak istemektedir?”

AK Parti saflarında avukat azilleri

Bahçeli’nin bu mesajı verdiği gün AK Parti’nin gayrı resmi “ifşacısı” Şamil Tayyar, gözaltına alınan avukat Rezzan Epözdemir’in bırakılması için Cumhurbaşkanı Hukuk Başdanışmanı Mehmet Uçum dahil etkili kişilerin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e baskı yaptığını öne sürmüş, Uçum bunu avukatına yalanlatarak dava açacağını bildirmişti.
Aynı gün, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünürü Bayraktar ailesi, yani anne Canan, oğulları Haluk ve Selçuk Bayraktar, dünyaca tanınan İHA ve SİHA’ları imal eden Baykar Makine ve yönetiminde bulundukları Kültür Medeniyetleri Vakfı’nın avukatı Abdullah Demirhan’dan vekaletlerini “gördükleri lüzum üzerine” çektiler.
On gün kadar önce de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan, avukatları Mustafa Doğan İnal’ı azletmişti. Siyasetçi ve gazetecilere açtığı seri davalarla meşhur İnal’a, AK Parti döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesinden fahiş avukatlık ücretleri verildiği İmamoğlu tarafından ifşa edilmişti.
İnal’ın adı, ilk olarak Tayyar’ın ifşa ettiği “FETÖ borsası” haberlerinde de geçiyordu.
Son günlerde “FETÖ Borsası” gibi bazı avukat ve savcılar tarafından “İBB Borsası” kurulduğu, bunların avukat değiştirme yoluyla İmamoğlu soruşturmasında “etkin pişmanlıklarla” bağlantılı olduğu iddiaları da CHP lideri Özgür Özel tarafından ifşa edilmişti.

Bahçeli neden konuştu?

Yargı siyaset ilişkilerinde avukatlar üzerinden gelişen tartışma böyleyken Bahçeli’nin neden bu çıkış yaptığına bakalım.
1- Bahçeli mevcut davaların “süratle” bitirilmesini istemesinden bir gün önce de “terörsüz Türkiye” sürecinin 2025 sonuna dek tamamlanmasını beklediğini söylemişti. Bahçeli adeta Erdoğan’a öncelikler sıralamasını hatırlatıyor.
2- Yargıdaki Fethullahçıların 15 Temmuz sonrasında tasfiye edilmesiyle, MHP’nin etkisi daha da arttı. Bahçeli, yargıda ne olup bittiğini birinci elden öğrenebiliyor. Belediye soruşturmalarında kanıt bulmak için yapılan zorlamaların da farkında.
3- Hukuk yardımcısı Feti Yıldız’ın, İmamoğlu dahil tutuklu yargılamalara karşı açıklaması da bu çerçevede değerlendirilmeli. Bahçeli soruşturmalar boş çıkarsa, kamuoyundan gelecek tepkinin daha fazla olacağını hesap ediyor.
4- MHP’nin Terörsüz Türkiye sürecini halka anlatmak için başlattığı toplantıların ilk durağı olan Erzurum’da AK Parti desteğine rağmen Genel Merkez’in beklediği katılım sağlanamadı. Aynı hafta sonu, MHP’nin kalesi saydığı Tokat’ta CHP lideri Özel meydandan sokaklara taşmıştı. CHP’nin Anadolu ve İstanbul’da muhalif tepkileri hareketlendiren bu mitinglerin tetikleyicisi İmamoğlu Vakasıydı; Bahçeli bunun farkında görünüyor.

Üç hesap hatası

5- Bahçeli, İmamoğlu soruşturmalarında AK Parti’nin yaptığı hesap hatalarının da farkında görünüyor. Bunlar;
– CHP’nin uzun yıllardır üzerine çöken sokak korkusunu İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla atması oldu. Burada Özel’in siyasi refleksi belirleyici oldu. Özel hem Anadolu hem de İstanbul’un her biri bir şehir büyüklüğündeki ilçelerinde sadece CHP seçmenini değil, ekonomiden adalete dek memnuniyetsiz seçmeni canlandırdı.
– İmamoğlu tutuklamaları, PKK’nın silah bırakma projesiyle birleşince CHP ile DEM Partisinin arasını açmadı. İlk haftalarda tereddütte kalan DEM Parti çabuk toparlandı. CHP de TBMM Komisyonuna girmeme tuzağına düşmedi. CHP’nin Komisyonundaki “nitelikli çoğunluk” ısrarı, AK Parti ve MHP’nin DEM olmaksızın karar almasının da önüne geçti.
– AK Parti, ekonominin İmamoğlu olayına bu kadar sert tepki vereceğini hesap edemedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ifadesiyle 19 Mart şokunun atlatılması birkaç ay ve onlarca milyar dolar aldı. Şimdi CHP lideri Özel’in mahkeme kararıyla da olsa indirilmesi türünden bir ihtimalin ekonomiye vereceği zarar daha büyük olabilir.

Yargı süreci uzadıkça PKK süreci tavsıyor

6- MHP lideri Terörsüz Türkiye sürecindeki en büyük açıklardan birisinin de kamuoyu tepkisi olduğunu görüyor. Erzurum örneğinden bu ders de çıkarılmış olabilir. Toplumun yarısının sürece tereddütle bakıp gerekçesini de ilk sırada PKK’nın muhtemel sabotajı, ikincisini de muhtemel iktidar içi çatışma olarak sayması önemli.
Bahçeli, Türkiye’nin stratejik önceliğinin PKK’nın silah bırakıp siyasi sisteme entegre olmasında olduğu kanısında ve bunun için başta CHP bütün toplum kesimlerinden daha çok destek alınması gerektiğinin farkında. Özel ise defalarca, İmamoğlu’nu terk etmeyeceğini ama bu sorun ortada oldukça mitinglere devam edeceğini ilan etti.
CHP’nin İmamoğlu hamlesiyle çökertilemeyeceği açığa çıktığına göre Bahçeli’nin davaların her nasıl bitiyorsa bitirilip toplum dikkatinin stratejik konuya yönlendirilmesini istemesi gerçekçi bir tahlil sayılmalı.