Mahkeme 15 Eylül kararıyla sadece CHP’nin yönetimi değil, Türkiye’de seçimle kazanılanın mahkemeyle iptali yolunu da açabilir.
Ankara 42’inci Asliye Hukuk Mahkemesi 15 Eylül duruşmasında “mutlak butlan” kararı verirse, sadece CHP’nin başına seçimle gelen Özgür Özel’in yerine seçimle giden Kemal Kılıçdaroğlu’nu geri getirmeye hükmetmiş olmayacak. Aynı zamanda Türkiye’de seçimle kazanılan siyasi makamların mahkeme yoluyla kaybedilebileceğini de tescil etmiş olacak.
Seçim sandığında olmuyorsa, mahkeme kararıyla döneminin bir alt başlığı daha var. O da muhtemel mahkeme kararları iması ya da tehdidiyle açığı olan yüreklere korku salıp transferler yoluyla seçmen tercihi değişmeden, seçilenin tercihini kazanarak siyaset dengesiyle oynamak.
Örnek, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun AK Parti’ye geçişi. Örnek, Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in tutuklanıp, yerine Belediye Meclisinde CHP’li üyelerce Başkan Vekili seçilen Özlem Vural Gürzel’in AK Parti’ye geçmesi. Örnek, CHP Kurultayında Oğuz Kaan Salıcı’nın listesinde Parti Meclisi adayı gösterilen Özlem Erkan’ın, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in Mahkemece görevden uzaklaştırılması kararında suç duyurusunda bulunan kişi olduğu anlaşılması.
Konya, Seydişehir’de belediyenin 30 yıl sonra CHP’ye geçmesi için Hasan Ustaoğlu’na verilen oylar artık AK Parti hanesine geçti. Gaziantep, Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz da aynısını yaptı. İstanbul, Gaziosmanpaşa’da Hakan Bahçetepe’nin tutuklanması ardından yapılan oylamada Belediye Başkan Vekilliği AK Partili Eray Karadeniz’e geçti. İstanbul, Beyoğlu’da da aynı yol izlendi ama Belediye Meclisi tutuklanan İnan Güney’in yerine CHP’li Başkan Vekili seçti.
CHP lideri Özel, 15 Eylül’e çeyrek kala, Bayrampaşa Belediye Başkanı Hasan Mutlu’yla birlikte, vekillik için oy kullanacak bazı belediye meclis üyelerinin de gözaltına alınmasını “Bayrampaşa Belediyesine çökecekler akıllarınca” diye kınadı.
15 Eylül’de Mahkeme CHP’nin iki yıl önceki Kurultayını yapılmamış sayabilir mi? Hukukçuların çoğu Asliye Hukuk Mahkemesinin böyle bir yetkisi olmadığını söylese de verilecek yanıtın “Git itiraz et” olacağı tahmin edilebilir.
CHP’de Özel yönetimi böyle bir kararın çıkması ihtimaline karşı 21 Eylül’de olağanüstü kurultay ilan etti. Özel, “Kayyım gelirse 6 gün kalacak” diyor. Oysa Kılıçdaroğlu cenahı, bu durumda Özel yönetiminin aldığı kurultay kararının da geçersiz olacağını öne sürüyor. Genel Merkez buna karşı kurultay çağrısının delegelerce yapıldığını, Genel Başkanın iptal yetkisi bulunmadığını iddia ediyor.
Ama bu güncel gelişmelere dışarıdan baktığımızda asıl sorunun, başta serbest seçimler, siyasi rekabet özgürlüğü ve kazanılmış hakkın korunması olmak üzere, 15 Eylül duruşmasının Türkiye’de demokrasi ve hukuk devleti açısından bir sınav olması görülebilir.
Öyle ya da böyle yeni bir sayfa açılacak.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “Çıkar amaçlı suç örgütü” kurmakla suçlandığı davanın 9…
Kıbrıs, umut vaat edip hayal kırıklığıyla sonuçlanan diplomatik anlara yabancı değil. Ada, çözüm beklentisiyle başlayan…
Ankara’da Suriye asabiyeti, birbiriyle bağlantılı iki düzlemde artıyor. Biri, İsrail’in Ahmed Şara yönetimi ve…
TBMM lokantasında staj yapan 16 yaşındaki kız öğrenciye cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınan bir…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının Mehmet Akif Ersoy’u uyuşturucu, çıkar için seks partileri filan gibi suçlamalarını ve…
İnsan biyolojisi toplumların verdiği tepkilerle karşılaştırıldığında yavaş değişir. Bu nedenle Y kromozomunun seyri, bilimsel bir…