Ekonomi

Ekonominin Gidişatı Hala İktidarın Aşil Tendonu

Son anket bulguları, ekonominin gidişatının AK Patrti iktidarının hâlâ en zayıf yanı, Aşil Tendonu olduğunu gösteriyor. (Tablo: Research Istanbul)

Eylül ayında açıklanan enflasyon verileri, yalnızca mevsimsel etkilerle açıklanamayacak bir hızlanmaya işaret etti. Gıda ve hizmet kalemlerinde süregelen yapışkanlık, kur geçişkenliği ve kamu fiyat/vergilerindeki ayarlamalar, hane bütçelerini her zamankinden fazla sıkıştırıyor. Ücret artışları nominal olarak sürse de alım gücü erozyonu derinleşiyor; beklentilerde “çıpa” kaybı (de-anchoring) belirgin. Kısacası ekonominin gidişatı hala iktidarın Aşil Tendonu, yumuşak karnı niteliğinde.

Bu durum kendisini sahaya çıkan anketlerin sonuçlarında da gösteriyor. Research Istanbul ekibinin 1-3 Ekim tarihilerinde aboneleri için hazırladığı Türkiye Raporu ekonomi acısından karanlık bir tablo ortaya koyuyor. Yük en sert biçimde gıda ve konutta: ay sonu artık plan değil, her hafta “acil durum” bütçesi. Kira yenilemeleri, enerji/fatura ve okul masrafları özellikle büyükşehirlerde orta sınıfı ve sabit gelirlileri eziyor; kiracılar adeta gıda ile barınma arasında seçim yapıyor. Kredi kartı asgarisiyle dönme ve taksit erteleme yaygınlaştıkça finansal kırılganlık büyüyor, fiyat artışlarının “gerçek zamanlı” etkisi daha da keskinleşiyor.

Ekonominin bugünü ve yarını

Ekonominin bugününe dair olumsuz değerlendirmeler geçen aya göre 2 puan artmış durumda. Seçmenin yüzde 73’ü “çok kötü/kötü” diyor. Ara değerler eriyor, uçlar güçleniyor: “Ne iyi ne kötü” 3 puan gerilerken, olumlu yanıtlar 2 puan yükselmiş. 2025’in başından beri Cumhur İttifakı seçmenlerinde düşüş eğiliminde olan karamsarlık temmuzda yön değiştirmişti; eylülde olumsuz görüşler yeniden arttı.
Dört yıllık seri de ayrışmanın kalıcılaştığını teyit ediyor: Eylül 2020’de AKP seçmeninde “çok kötü/kötü” toplamı yüzde 44 iken MHP’de yüzde 60’tı. 2025 Eylülü’nde bu fark 22 puana çıkmış durumda ve karamsarlık MHP’de daha yüksek seyrediyor. Muhalefet cephesinde tablo homojen: Eylül 2025’te olumsuz değerlendirmeler yüzde 91–95 bandında. Seride hiçbir dönemde yüzde 80’in altına da inmedi. Cumhur İttifakı’nda yüzde 80 eşiği sadece Mayıs 2022’de aşılmış; o tarihte MHP’de “çok kötü/kötü” oranı yüzde 86’ya vurmuştu.

Partilere Göre Seçmen Bakışı

Geleceğe bakışta AKP–MHP çizgileri yıllar içinde birbirine yaklaşırken, bu eylülde MHP’nin karamsarlığında belirgin bir sıçrama var. DEM Parti’de geleceğe dair olumsuzluk azalırken, diğer partilerin tamamında arttı. İktidar ve muhalefetin geleceğe dair neredeyse tek yakınsadığı an, geçen yılki seçimlerin hemen öncesiydi. Bugünse ekonomi, siyasetin en sert fay hattı olmaya devam ediyor.Soru: Önümüzdeki bir yıl içerisinde ekonominin nasıl olacağını düşünüyorsunuz? (Tablo: Research Istanbul)

Ekonominin yarınına bakış, istihdam grupları arasında sert ayrışıyor. Önümüzdeki bir yılda “çok daha kötü” olacağını düşünenlerin payı yüzde 24 ile yüzde 42 arasında salınıyor; listenin tepesinde yüzde 42 ile öğrenciler var. Bu tablo, genç kuşakların enflasyon, barınma ve iş bulma kaygılarıyla gelecek ufkunu kararttığını gösteriyor. Görece daha iyimser uçta ise yüzde 28 ile devlet memurları yer alıyor; düzenli gelir ve görece güvenceli istihdamın yarattığı “tampon” etkisi burada belirleyici.

“Geçinebiliyor musunuz?”

Fakat asıl kırılma, bugünün değerlendirmesinden yarına taşan psikolojide. Ekonominin “bugününü” çok kötü bulanların yüzde 82’si, geleceğin de “daha kötü/çok daha kötü” olacağını düşünüyor; bugünü “iyi” görenlerde bu oran sadece yüzde 6. Yani algı, yalnızca anı değil, yarını da mühürlüyor. Öğrencinin karamsarlığı ile memurun temkinli iyimserliği arasındaki makas, siyaset üstü bir gerçeğe işaret ediyor. Mutfak enflasyonu ve barınma baskısı sürdükçe, seçmenin geleceğe dair hikâyesi de kararıyor.
Geçim tablosu değişmiyor. Geçen aya kıyasla “ucu ucuna yetiyor” diyenler 1 puan azaldı, “fazlasıyla karşıladı” diyenler 1 puan arttı; diğer gruplarda kayda değer bir oynama yok. Buna rağmen çoğunluk hâlâ ay sonunu getiremiyor.
Aşağıdaki sayılan ifadelerden hangisine katılırsınız? (yüzde )

Soru: Bu ifadelerden, yüzde olarak, hangisine katılırsınız? (Tablo: Research Istanbul)

Cinsiyet ve Yaşa Göre Dağılım

Cinsiyet farkı ise belirgin. Geliri giderini karşılamayanların oranı erkeklerde, kadınlara kıyasla 6 puan daha yüksek; “ucu ucuna geçiniyorum” diyen kadınlar ise erkeklerden 5 puan fazla. Üstüne, erkek katılımcılar yalnızca yüzde 17 ile “gelirim giderimi aşıyor/fazlasıyla karşılıyor” diyenlerde kadınlardan 1 puan daha düşük seviyede. Yaşa yayıldığında ise manzara yine karanlık. Tüm yaş gruplarında “karşılamıyor” diyenler çoğunlukta. “Ucu ucuna” cevabı en yüksek 18–24 yaşta (yüzde 34); öğrencilerin yaklaşık beşte ikisi ancak başa baş çıkabildiğini söylüyor. İstihdam kırılımında en sert tablo yevmiyelilerde: yüzde 76 “gelirim yetmedi” diyor. Öte yanda “fazlasıyla karşıladı” yanıtı en yüksek işverenlerde, o da sadece yüzde 13.
Parti bazında ise Cumhur İttifakı seçmenlerinin çizgisi dalgalı. Mayıs 2023 seçimlerine yaklaşırken “geçinemiyorum” diyenlerde sert bir düşüş yaşanmıştı. Eylül’de AKP seçmeninde “geçinemiyorum” 2 puan gerilerken diğer seçmen gruplarında tablo değişmedi. Bu, ekonomi algısının yalnız makro verilerle değil, siyasal aidiyetle de şekillendiğini gösteriyor.

Sandığın Anahtarı Mutfakta

Ekonominin ankete yansıyan bulgukları tek bir gerçeği netleştiriyor; İktidarın siyasal performansını belirleyen asli eksen hâlâ ekonomi. Gazze gibi dış politika hamleleri gündemi kısa süreli domine edebilir, CHP’ye yönelik baskılar tartışmayı ısıtabilir; fakat seçmenin oy kararını kalıcı biçimde yönlendiren, “mutfaktaki yangındır”. Gıda–kira–enerji enflasyonu alım gücünü kemiriyor, haneleri “ucu ucuna” geçinmeye ve borçla ayakta kalmaya itiyor; beklentiler bozuldukça fiyatlanma davranışı daha da sertleşiyor. Gençlerde barınma ve iş bulma kaygısı, emeklilerde reel gelir erozyonu, şehirli orta sınıfta fatura baskısı seçmenin gündelik hafızasına kazınıyor. Sonuçta, ekonomi kötü algılandığında dış politika vitrinindeki parlaklık sandığa taşınmıyor. Siyasetin meşruiyet zemini yeniden cüzdan üzerinden okunuyor. Kısacası, iktidarın “Aşil Tendonu” ekonomi ve mutfakta ateş sönmeden, gündem mühendisliğiyle oy davranışını kalıcı biçimde dönüştürmek mümkün görünmüyor.

Ahmet Erdi Öztürk

Londra Metropolitan Üniversitesi

Recent Posts

Yeni Anayasa’ya DEM Desteği İçin Üç Maddede Değişiklik Yeter mi?

TBMM Komisyonunun 4 Aralık toplantısı AK Parti-MHP ittifakının “Terörsüz Türkiye” sürecinin 2026 yılının ilk yarısındaki…

21 saat ago

Fidan: Savaş Yayılıyor, Bu Korkunç Bir Şey, Ama AB Güney Kıbrıs’a Rehin

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya-Ukrayna savaşının giderek daha geniş bir coğrafyaya yayıldığını, bunun “çok korkutucu…

1 gün ago

Erdoğan, Bahçeli’nin “Rezalet” Çıkışını Üstüne Almadı Barzani’yi Suçladı

İçişleri Bakanlığı 2 Aralık gecesi 22.15te Irak Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani’nin 29…

2 gün ago

CHP Operasyonları, Terörsüz Türkiye Sürecini Enfekte Ediyor

Dün, 1 Aralık, Ankara’da “Ortak Geleceğe Birlikte Bakmak” başlıklı bir çalıştay vardı. Diyarbakır merkezli araştırma…

3 gün ago

Komisyonun Karar Toplantısı Öncesi: Barış Vicdanı Olmadan Barış Olmaz

Barışın kaderi çoğu zaman masadaki teknik maddelerle, güç dengeleriyle ve takvimlerle açıklanır. Oysa eksik olan…

3 gün ago

Avrupa Kururken: Su Krizinin Sessiz Siyaseti

Avrupa’nın kuraklık haritası artık yalnızca meteoroloji raporlarında değil, uyduların yerçekimi ölçümlerinde de görünür durumda. Yirmi…

4 gün ago