Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sağlığı üzerine söylentiler Twitter üzerinden açılan bir etiketle başladı. Kısa sürede etrafı sardı. Etiket tam da AK Parti’nin 2002’de seçim kazanıp tek başına iktidara geldiği 3 kasımda açılmıştı, bu zamanlama da dikkat çekiciydi.
Kısa sürede Cumhurbaşkanının sağlığı konusundaki ağırdan en ağıra dek iddialar, etkisi sosyal medyayı aşacak şekilde etrafı sardı. Sadece yerli değil yabancı haber ajansları ve büyükelçilikler haberin doğru olup olmadığını öğrenmek için yoğun çabaya girdi. Bu da doğaldı. Bir ay kadar önce bir Amerikan dergisi Foreign Policy’de Erdoğan’ın sağlığı ülkeyi yönetmeye uygun değil başlığıyla bir yazı yayınlanmıştı.
Nihayet ve bana kalırsa çok gecikmeli olarak Cumhurbaşkanlığı kaynakları Reuters ajansına haberi yalanladı. Erdoğan’ın Ankara’ya hareket etmek üzere İstanbul’dan uçağa biniş görüntülerini “Maşallah” notuyla resmî fotoğrafçısı Murat Çetinmühürdar, iniş görüntülerini ise ekonomi danışmanı Yiğit Bulut yayınladı ilk olarak. Ardından İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un videosu geldi; bu yazıyı bitirdiğim 16.15 itibarıyla henüz bir açıklama notu yayınlanmamıştı. Emniyet Twitter’da “#ölmüş” etiketiyle paylaşım yapanları peşine düştü, ilk aşamada 30 kişinin gözaltına alındığı haberi de o sıralarda geldi.
Ülkeyi yönetenlerin sağlığı üzerinden siyaset
Ülkeyi yönetenlerin sağlığı halkı ilgilendirir. Bu özel hayat kapsamında değildir. Bu nedenle pek çok ülkede ülkeyi yönetenlerin sağlık durumu kamuoyuyla paylaşılır. ABD Başkanının sağlık durumunu internette bulabilirsiniz. Angela Merkel’den, Boris Johnson’a, Vladimir Putin’e dek liderlerin Covid-19 salgını sırasındaki tutumu, anında halkı bilgilendirmek şeklinde oldu. Merkel titreme nöbetlerinin bir rahatsızlık olduğunu hemen açıkladı ve siyasetten emekli olma kararı aldı. Bizde bu saydamlık yok.
Ülkeyi yönetenin sağlığı konusunda meraklanmak, endişe duymak ne kadar demokratik bir hak ise, sağlığı üzerinden siyaset yapmak da o kadar yanlış.
Erdoğan’ın yürüyüşünün eskisi gibi olmadığı ayan beyan ortada. Yürüme sorunu ülkeyi yönetmeye engel değil. ABD Başkanı Franklin Roosevelt ABD’yi yıllarca, hem de İkinci Dünya savaşı boyunca tekerlekli iskemleden yönetti. Erdoğan’ın daha önce epilepsi nedeniyle hastaneye kaldırıldığı ve iyileştiği bir barsak ameliyatı geçirdiği de biliyor.
Önemli olan liderin ülkenin siyasi, ekonomik konuları üzerine sağlıklı muhakeme ve karar yetisidir. ABD Anayasası insan sağlığı bakımından olasılık dahilinde olan bu durumu da düşünerek bu duruma karşı önlem almıştır. Ancak Cumhurbaşkanının eskisi gibi yürüyemediği ortadayken insanlarla alay eder gibi basketbol oynama görüntüleri yayınlarsanız bu tür kötü niyetli söylentileri adeta davet etmiş olursunuz.
Ecevit’in sağlığı üzerinden ağır siyaset yapılmıştı
AK Partiden önceki son başbakan Bülent Ecevit idi. Koalisyon ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla 2002 erken seçimlerine gittiğinde 77 yaşındaydı. O yıl Başbakanlıktaki makamında düşmüş, hastaneye kaldırılmıştı ama rahatsızlıkları bir yıl önceden başlamıştı. Yürüme zorluğu çekiyor, rahatsızlığı nedeniyle bakanlar kurulu toplantıları iptal ediyordu. O zamanki muhalefet ve bazı medya kuruluşları Ecevit’in sağlığı üzerinden ağır ve gayet nezaketsiz çıkışlar yapıyordu.
Sadece onlar da değil. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in 29 Ekim 2001’de Çankaya Köşkünde verdiği Cumhuriyet Bayramı davetinde bana konuşan dört yıldızlı generaller, Ecevit’in bozuk sağlığı nedeniyle çekilmesi gerektiğini ve yerine yardımcısı Hüsamettin Özkan’ın geçmesi için girişimde bulunduklarını söylemişlerdi. Bunu o zaman Radikal gazetesinde yazmamız, bir tür darbe sayılabilecek tertibi boşa çıkarmıştı; isteyenler buraya tıklayıp okuyabilir.
Öte yandan Ecevit de rahatsızlıklarını artık hastanelik olup gizlenecek yanı kalmayana dek inkâr etti. Söylentiler inkârla büyüdü.
Liderin sağlığı üzerinden siyaset yapmak o zaman da yanlıştı, şimdi de yanlıştır.
Hastalık insanlar için, her türlü hastalık insanlar için. Liderlerin rahatsızlıklarını yokmuş gibi göstermesinin de onların sağlığı üzerinden siyaset yapmaya çalışmanın ülkeye de insanlarına da bir faydası yok. Siyaseti de zayıflatıyor.