Yetkin Report

  • English
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Hafıza Kartı
  • Hayat
  • Yazarlar
  • Arşiv
  • İletişim

Boğaziçi’nde tasfiye: Üniversite binalardan mı ibaret?

Yazar: Lale Akarun / 26 Ağustos 2022, Cuma / Oda: Hayat

Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ünal Zenginbouz’un 22 Ağustos itibariyle görevden uzaklaştırılmasının ardından aralarında Emeritus Profesörlerin de olduğu 16 akademisyenin ofislerinin boşaltılması istendi, dersleri veto edildi. Akademisyenler, kararın arkasında 599 gündür devam eden rektörlük protestoları olduğu görüşünde.

Üniversite nedir?  Görkemli binalar, güzel çim sahalar, derslikler, konferans salonları, lambri duvarlarla kaplı tarihi kütüphaneler? Bütün bunlar iyi fotoğraf verir; oysa üniversite bu değildir. Üniversite, gece yarısı kütüphanenin bir köşesinde çalışırken sözleşmesinin ve çalışma vizesinin iptal edildiğini, 15 gün içinde evini barkını toplayıp ülkeden ayrılması gerektiğini öğrenen, ama üzerinde çalıştığı matematik problemine ara vermeyen Matematik Hocası Mohan Ravichandran’dır.  Dezavantajlı kesimlerin sorunlarını çektiği ödüllü belgesel filmlerle gündeme getiren, bu sebepten de sözleşmesi iptal edilen sinema hocası Can Candan’dır. Büyük bir bilgisayar güvenlik açığı tespit eden, bunu tespit ettiği için hakkında disiplin soruşturması açılan, üniversiteden uzaklaştırılan Bilgisayar Mühendisliği profesörü Tuna Tuğcu’dur. Ve son olarak, akademiyi de, üniversite yönetimini de çok iyi bildiği için yönetimin tüm yanlışlarını onların yüzüne vuran, usulsüz işlerin yapılmasına mani olan, bu nedenle bölüm başkanlığından alınıp kampüse girmesine bile izin verilmeyen Ekonomi bölümü başkanı Ünal Zenginobuz’dur. 

Üniversite mekandan değil, öğretim üyeleri, öğrenciler ve araştırmacılardan oluşur. Bir üniversiteyi iyi yapan bunlardır. Tabii ki iyi öğrencileri çekmek için zengin kültürel imkanlar sunan bir kampüs, araştırmacıları çekmek ve iyi çalışmalar yapabilmelerini sağlamak için kütüphaneler, laboratuvarlar ve diğer imkanlar gereklidir. Ancak üniversitenin özü insandır. En iyi öğrencileri nasıl çekeriz? En iyi öğretim üyelerini nasıl çekeriz; nasıl en iyi araştırmaları yapmalarını sağlarız? 

İyi üniversite için iyi öğretim üyeleri

Öğretim üyesi nasıl seçilir? Mesela, “Sayın bakan şu kişinin özgeçmişini gönderdi” deyince, o kişi iyi bir öğretim üyesi olur mu? Akademi dışından bazı kişiler, bunu çok doğal bulabilir: Öğretim üyesi böyle seçilmez. Akademisyen, kendisini yaptığı yayınlar, bilime yaptığı katkı, uluslararası camiada iyi tanınması, verdiği konuşmalar, ders verebilme yeteneği, meslektaşlarıyla ortak çalışma, öğrencilerle diyalog kurabilme yeteneği ile gösterir. Peki bunu kim değerlendirir? Tabii ki bu alanın uzmanları; o alanda uzman profesörler. Bütçe görüşmeleri sırasında, bakanlığının bütçesini savunmak yerine, bakanın meclis kürsüsünden alınması istenen kişinin niteliklerini övmesi uzmanların görüşlerini değiştirmez.

Kanunlar, alt yönetmelikler, Senato esasları, öğretim üyesi seçme prosedürünün adımlarını tarif eder. Bölüm başkanı, enstitü müdürü, jürinin doğal üyesidir. Jürinin diğer üyeleri, bölüm kurulunun önerdiği uzman profesörler arasından kurayla seçilir. Bölüm ve fakülte görüşlerinin tarif edilen prosedürle oluşturulması gerekir. Peki, bütün bunlar sayın bakanın tavsiye ettiği kişiyi öğretim üyesi yapmayı engelliyorsa ne yapılır? Hiç biri tanınmaz; rektör yetkisini kötüye kullanarak hepsini atlar; anabilim dalı başkanına da uydurma bir soruşturma açılır ki, görevden alınabilsin; kadrolaşmanın önünde kimse duramasın. 

Boğaziçi Üniversitesi’ni binalardan ibaret zannedenler, değerli öğretim üyelerimizi üniversiteden uzaklaştırmaya çalışıyor; dekanlarımızı, enstitü müdürlerini, bölüm başkanlarını görevden alıyor ki rahat rahat kadrolaşabilsinler. 

İyi üniversite için iyi öğrenciler

Üniversiteyi iyi yapan diğer unsur, iyi öğrencilerdir. Bu bakımdan Boğaziçi Üniversitesi çok şanslı: Bu sene Bilgisayar Mühendisliği’ne ilk 315’ten 90 öğrenci aldı. Bu kadar iyi öğrencilere ders vermek, hem çok büyük bir zevk, hem çok büyük bir sorumluluk. Öte yandan, öğretim üyelerimiz de zamanında üniversite sınavlarında bu başarıyı göstermiş kişiler arasındadır. 1980 yılında İş Bankası’nın ilk 50’ye verdiği ödülü almış olmak, bizim bölümde çok sıradan bir durum; çünkü öğretim üyelerimiz arasında üniversite sınavı birincisi bile var. Ancak, zamanında iyi öğrenci olmak, iyi bir özgeçmişi olmak, bu öğrencilerin karşısına çıkmak için yeterli değildir. İşinizi ciddiye almak, çok çalışmak, öğrencilerin önüne hazırlıklı çıkmak zorundasınız. Bu kadar iyi öğrencilere karşı sorumluluk duymak gerekir. 

Sınavlarda bu başarıyı göstermek için çok çalışan öğrencilere başka bir sorumluluğumuz daha var: Arka kapılara izin vermemek. Aynı sınıfta, aynı sıralarda oturan iki öğrencinin, birisi üniversite sınavında 316. olup bizim bölüme giremese, diğeri üniversite sınavına bile girmeden başka yollarla bu bölüme gelse, hakkaniyete sığar mı? Kesinlikle sığmaz. Bu nedenle, bu arka kapıları kapalı tutmak için büyük kararlılık gösteririz. 

Peki nasıl bir arka kapı bu dediğinizi duyar gibiyim. Mesela, İstanbul’da bir lisede okuyorsunuz ama yabancı uyruklu, ya da çift vatandaşsınız. Ya da yurtdışında bir lisede, mesela Diyanet Vakfının liselerinde okuyan bir öğrencisiniz. Sınavda 316. olan öğrencinin önüne geçme hakkınız olmalı mı? Bu öğrencilere böyle bir ayrıcalık tanımanın büyük haksızlık olduğunu düşündüğümüz için, bu kapıları hep kapalı tuttuk. Bu sene, yönetim, bir sebeple bu yetkiyi elimizden aldı. Bu haksızlığa karşı çıkan bölüm başkanlarımızın görevden alınması, bu arka kapının öğrenci kalitemizi düşürecek şekilde açılma olasılığını düşündürüyor. 

 

Yeni yazılardan haberdar olun! Lütfen aboneliğinizi güncelleyin.

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

Etiketler: Boğaziçi, Lale Akarun

OKUMAYA DEVAM EDİN

Yeni pandemi: Kuraklık
Türkiye için stratejik eğitim: Geleceğin insan sermayesini hazırlamak
Marmara’da şiddetli deprem, İstanbul sallandı, neyse ki can kaybı yok
  • DEM uyardı, AK Parti “Üçlü ittifakı” düzeltti, CHP topa sert girdi13 Temmuz 2025
  • Türkiye hava gücünü akıllı güce dönüştürebilir mi?13 Temmuz 2025
  • Erdoğan’ın AKP, MHP, DEM üçlüsü sözleri resmi metinlerden niye çıktı?12 Temmuz 2025
  • İlk somut adım: PKK silah bırakmaya başladı. Devamı nasıl gelecek?11 Temmuz 2025
  • Öcalan ne demek istedi, Erdoğan ne diyecek?10 Temmuz 2025
  • Türkiye İçin Enerjide Megavatın Ötesinde Megastrateji Zamanı10 Temmuz 2025
  • “Seçmeni yanıltmadım” diyen Serap Yazıcı Özbudun’a bir hafıza notu10 Temmuz 2025
  • Eşitsizliklerle Yüzleşmeden Mutabakat Olmaz9 Temmuz 2025
  • “Turpun büyüğü” vuruşu için PKK’nın silah bırakması mı bekleniyor?9 Temmuz 2025
  • AK Parti “Dava” diyor. Peki, siz ne diyorsunuz?8 Temmuz 2025
Haberler arşivinde arama yapın...

Siyaset

Ekonomi

Hafıza Kartı

Hayat

Arşiv

English

Hakkımızda

Künye

Yazarlar

Yardım

Reklam & İşbirliği

Bize Ulaşın

tbtcreative.com | UFKZDN © 2024 yetkinreport.com

Kurumsal Bilgiler     ·      Yardım     ·      Kullanıcı Sözleşmesi     ·      Yasal Çekince

TOP