Eğitim müfredatından Charles Darwin’in Evrim Teorisi’nin çıkarılması ve yerine Yaratılış Teorisi’nin konulma çabaları, Türkiye’deki bilimsel ve ideolojik tartışmaların yeni bir boyutunu ortaya koyuyor. Bu gelişme, bilim ile ideolojinin küresel düzeydeki sürekli çatışmasını yansıtan bir örnek olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda, Sovyet biyolog Trofim Lysenko’nun hikayesi aklıma geliyor. Lysenko, bilimi ideolojiye kurban eden ve bilimsel olmayan yaklaşımlarıyla
Bugünlerde dikkat çeken ancak pek de konuşulmayan bir konu var: Milli Eğitim müfredatından Charles Darwin’in Evrim Teorisi’nin çıkarılması sonrası sözde yaratılış teorisinin müfredata dahil edilmesi. Yaklaşık yedi yıldır evrim teorisi müfredatta yer almıyor ve artık bir adım daha gerideyiz, çünkü Milli Eğitim Bakanlığı biyoloji dersi öğretim programı başlığı altında, “…canlılığın varoluşuyla ilgili doğruluğu ispatlanmamış teoriler
Covid-19 günlerinde evdeki hayatı biraz daha bilimle iç içe geçirmek için elimizin altında çok güzel fırsatlar var. Kısıtlamalar bittiğinde izolasyonun bize kazandırdıkları arasında ilk sıralara koyabileceğimiz fırsatlar. Örneğin, pencerenizi açıp kuşların seslerini dinlerken, tabletinizi, bilgisayarınızı ya da akıllı televizyonunuzu açıp internete bağlanarak binlerce kilometre uzaktaki müzeleri gezebilirsiniz. Mesela hangilerini?… Sanat müzelerini, tabiat tarihi müzelerini, farklı