Yetkin Report

  • English
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Hafıza Kartı
  • Hayat
  • Yazarlar
  • Arşiv
  • İletişim

İktisatçı değilim ama şu kadarını görebiliyorum

Yazar: Murat Yetkin / 30 Haziran 2020, Salı / Oda: Ekonomi
Bir iktisatçı daha ayrıntılı bir tablo çizip fikir verebilir ancak Türkiye’nin ufkunda görünen belli başlı riskleri iktisatçı olmadan da söylemek mümkün. (Foto: İbrahim Boran / Unsplash)

İktisatçı değilim, ekonomi gazetecisi de değilim ama ev ödevlerini yapmaya çalışan bir siyaset gazetecisi olarak önümüzdeki bazı gelişmeleri uzmanlarıyla konuşarak ve okuyarak görmeye çalışıyorum.
İsteyenlerle ayrıntılara ve rakamlara girmek de mümkün ama görebildiklerimin bir özetini sizinle paylaşmak isterim. Evet, neticede bir iktisatçı çok daha ayrıntılı bir tablo çizip fikir verebilir ancak Türkiye’nin ufkunda görünen belli başlı riskleri iktisatçı olmadan da söylemek mümkün.
Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hem insanlar hem ekonomi bakımından en ciddi sonuçlar doğurabilecek tehdit, ikinci bir koronavirüs dalgası, ya da daha vahimi, Covid-19 hastalığı dışında benzeri bir salgına yol açabilecek yeni bir virüsün ortaya çıkması. Dünya Sağlık Örgütünün son uyarılarına bakmak yeterli. IMF tahminleri, ikinci dalganın şu anda kurtarılacakmış gibi görünen 2021’i de tehlikeye atacağını gösteriyor.

İyi haberler de var, kötü haberler de

Korkulan ikinci dalga ya da yeni bir virüs salgını gelmezse, Türkiye ekonomisindeki küçülme IMF, Dünya Bankası, ya da OECD’nin tahmin ettiği üzere yüzde 5 kadar kötü olmayabilir. Bunun bir nedeni iç pazarın belli alanlarda, belli bir yere kadar üretim ve ekonomik faaliyeti destekleyecek boyutta olması. Bu alanda hükümetle bankacılık sektörünün bir orta noktada buluşması önemli. Çünkü düşük faizli kredi önleminin otomotiv, dayanıklı tüketim malzemesi ve konut sektörünü canlandırmaya başladığı görülüyor; bazı ihtiyati kayıtlar bulunmakla birlikte. Yapısal önlemlerle birlikte tarım ve hayvancılıkta da yukarı kıpırdanma olabilir ve olması da gerekiyor.
Ancak aynı şeyleri bazı sektörler için söylemek mümkün değil, özellikle de sıcak para, nakit girişi bakımından önemli olan bazı sektörler için. Bunların başında turizm, ulaştırma ve perakende sektörleri geliyor. Eğitim, enerji, spor ve eğlence sektöründe de ciddi sorunlar ve özellikle eğlence sektöründe kalıcı değişiklikler olabilir ama turizm, ulaştırma ve perakende gibi değil. Belki bu nedenle, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun şu aralar gündemindeki öncelikleri arasında Almanya ve Rusya’dan daha çok turist gelmesi var, özellikle de memleketi Antalya’ya. Karamsar tablonun başlıca nedeni bu üç sektördeki yatırımcıların oyunun kurallarının, sağlık gibi çok belirleyici bir nedenden dolayı değiştiğini kabul edememeleri ve hâlâ çıkışı hükümet desteklerinde görmeleri. Bazı turizm işletmeleri, ulaştırma şirketleri ve AVM’ler batacak gibi görünüyor. Zaten AVM sisteminin dünyada devri geçiyor gibi, tıpkı turizm sektöründeki bazı alanlar gibi.

Kalıcı işsizlik sorunu kapıda

Yine de en ciddi sorun işsizlik ve hayat pahalılığı olacak. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan işten çıkarma yasaklarını üçer ay uzatarak sorunu erteliyor, o zamanda dek toparlanma olacağını umuyor. Gerçi şimdiden işletmeler toplu işten çıkarma yapmasalar dahi insan kaynakları bölümleri aracılığıyla “performans kriterlerini” işletip eleman azaltmanın yolunu buldular bile. Ancak yasak sona erdiğinde gerçek işsizlik tablosu ortaya çıkacak; o zaman TUİK’in açıkladığı pembe rakamlar da anlam ifade etmeyebilir.
Tabii işsizliğin bir başka boyutu, koronavirüs salgını nedeniyle gölgede kalan boyutu da var. O da hayran hayran izleyip üzerine yazdığımız dijitalleşme ve üretim otomasyonu. Pek çok büyük şirket, hem işçi ücreti ve sendikalaşma sorunlarıyla uğraşmamak hem de maliyetleri düşürüp kârlılığı artırmak amacıyla otomasyon, yani sanayi robotu kullanımına geçmeyi tartışıyor. Büro çalışanlarını ise -tabii ki daha düşük ücretlerle- uzaktan çalışma, yarı zamanlı çalışma günleri bekliyor.
Bunun bir anlamı var: o da kalıcı işsizlik. Genç işsizliği ve kalıcı işsizlik ekonomi üzerinde olduğu kadar toplumsal hayat ve siyaset üzerinde de ağır etkileri olabilecek bir tehdit. Önümüzdeki haftalarda hükümetin ekonomi ve siyaset alanında alacağı kararlara bu gözle de bakmak lazım.

Yeni yazılardan haberdar olun! Lütfen aboneliğinizi güncelleyin.

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

Etiketler: AVM, büyüme, covid-19, Ekonomi, IMF, işsizlik, turizm

OKUMAYA DEVAM EDİN

Erdoğan’ın faiz açıklaması: yüzde 7 büyüme o sayedeydi
İstanbul’da tahıl koridoru için kritik 4’lü zirve
Üç maddede 24 Mart siyaset özeti
  • İmamoğlu Davası: Gizli Tanıklar Düşüyor, Hakimler Değişiyor, Süre Uzuyor13 Aralık 2025
  • Sekiz yıllık sessizliğin ardından Kıbrıs’ta konuşma zamanı13 Aralık 2025
  • Ankara’da Suriye Asabiyeti Artıyor: Hem SDG Hem İsrail12 Aralık 2025
  • TBMM’de Çocuk Tacizi: “Üstünü Örtmeye Çalışanlar da Soruşturulsun”12 Aralık 2025
  • Mehmet Akif Ersoy Tutuklandı; İktidarın Medya Prenslerindendi12 Aralık 2025
  • Y Kromozomu ve Erkeklik: Çöküş mü, Evrim mi?11 Aralık 2025
  • Futboldan Medyaya, Siyasete Dek Topyekûn Çürüme: Ne Patlamaz Lağımmış?10 Aralık 2025
  • Uyuşturucu Suçlaması: Habertürk, Yayın Yönetmeni Ersoy’u Görevden Aldı10 Aralık 2025
  • İmamoğlu Diploma Duruşmasında: Savunmaya Değil, Suçlamaya Geldim8 Aralık 2025
  • Süreçte Barış Vicdanı Neden Eksik?8 Aralık 2025
Haberler arşivinde arama yapın...

Siyaset

Ekonomi

Hafıza Kartı

Hayat

Arşiv

English

Hakkımızda

Künye

Yazarlar

Yardım

Reklam & İşbirliği

Bize Ulaşın

tbtcreative.com | UFKZDN © 2024 yetkinreport.com

Kurumsal Bilgiler     ·      Yardım     ·      Kullanıcı Sözleşmesi     ·      Yasal Çekince

TOP