İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yanında bütün CHP’li büyükşehir Belediye başkanları olduğu halde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya “Eğer terörist tespit ettiysen, tut kulağından” dedi. Niye Belediye’ye soruşturma açıyordu? Kaldı ki eğer İçişleri İBB’de en az 557 çalışanın terör örgütleriyle bağlantısını saptadıysa neden yasal işlem yapmıyordu? İmamoğlu CHP Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında bu nedenle İçişler Bakanı Soylu’nun görevini yapmadığı için istifa etmesi gerektiğini söyledi. Hatta bütün gerginliğine rağmen inceden esprisini de yapıp Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı Soylu hakkında soruşturma için “göreve çağırdı”.
Soylu 26 Aralık gecesi Twitter’dan “teftiş başlatıldı” açıklamasını yapmasaydı biz bugün ne konuşacaktık? Ekonomiyi değil mi? AK Parti hükümetinin geçen hafta ilan ettiği dövize bağlı Türk lirası hesabı icadına rağmen liranın değer kaybetmeye, gerçek faizin ise artmaya devam ettiğini konuşacaktık. Hükümetin henüz TBMM’ye uygulamanın yasal zeminini getirmemiş olduğunu yazacaktık.
Onun yerine AK Parti’nin seçimle kaybettiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına karşı “terör teftişi” başlatmasını konuşuyoruz.
Konuşalım o halde.
Erdoğan işareti verdi, Soylu mesajı aldı
Süreç 5 Aralık’ta Erdoğan’ın telefonla katıldığı AK Parti İstanbul İstişare Kurulu toplantısına hitaben şu sözleriyle başladı: “İstanbul’un 2023 ardından 2024 olmak üzere yeniden sahibini bulması lazım. Bu da AK Parti’dir.”
Bu sözler Erdoğan’ın, AK Parti’nin 2019’da İstanbul Belediye Başkanlığını, seçimi tekrar ettirmesine rağmen kaybetmesini hâlâ unutamadığını gösteriyordu. Hem siyasi olarak yenilmezlik görüntüsü hasar almış hem de İmamoğlu’nun AK Parti’ye giden İBB kaynaklarını kesmesiyle oy tabanının bir kısmında etkili, bazı dini cemaatlerle bağlantılı dernek ve vakıflar huzursuzlanmaya başlamıştı. Ankara, Antalya, Adana gibi büyükşehirlerin de kaybedilmesi de önemliydi ama İstanbul 2023 seçimlerinde belirleyici olacaktı. Üstelik İmamoğlu, karşısına cumhurbaşkanı adayı olarak da çıkabilirdi.
Erdoğan İkinci İstanbul Muharebesini Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce başlatmak ve kazanmak istiyordu.
Durumdan ilk vazife çıkartan Soylu oldu. 9 Aralık’ta TBMM’deki Bütçe görüşmeleri sırasında İmamoğlu döneminde işe alınan yaklaşık 33 bin kişiden en az 557’sinin PKK, KCK, DHKP/C, MLKP, MKP ve FETÖ ile bağlantılı olduğunu söyledi, “kayıtlarını gönderebilirim” dedi.
Düello başlıyor
İmamoğlu, yanıtı 10 Aralık’ta verdiğini, çünkü terör şüphelileri varsa o gece haklarında yasal işlem yapılmasını beklediğini söyledi. Bakanı 86 bin İBB çalışanını zan altında bırakmakla suçladı.
Yeni Şafak gazetesi 11 Aralık’ta İBB’de çalışan 5 kişinin PKK’lı olduğunun “saptandığını” isimleriyle ifşa etti. Ne var ki bu isimler hakkında başlatılan yasal işlem de yoktu.
İmamoğlu 16 Aralık’ta Soylu’ya resmî mektup göndererek hangi çalışanlarının yasadışı örgütlerle bağlantılı olduğuna dair bilgi istedi. Bilgi verilirse gereken yapılacaktı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 23 Aralık’ta “başarımızı kıskanıyorlar” dedi. Kılıçdaroğlu’na göre Erdoğan CHP’li belediyelerin “tıkır tıkır” çalışmasını çekemiyordu.
Erdoğan 24 Aralık’ta, Kızılcahamam’daki AK Parti kampına katılanlara yerel örgütlerin 2024’teki yerel seçimlere değil 2023’teki cumhurbaşkanlığı seçimlerine yoğunlaşmasını istedi. “Muhalefet de bu gerçeği gördüğü için var gücüyle” belediyelere yükleniyordu.
Hamle yine Soylu’dan geldi oldu. 26 Aralık’ta “ihbar ve şikayetlerin” araştırılması için İBB nezdinde soruşturma açıldığını duyurdu. Kılıçdaroğlu aynı akşam Erdoğan’a hitaben, “İstanbul’da bir şeylere zemin mi oluşturuyorsun?” dedi.
Görevden almaya kalkmayın uyarısı
Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nun Erdoğan’ın talimatıyla İçişleri Bakanı tarafından görevden alınıp yerine kayyum atanması ihtimalini ima ediyordu. Saha önce çok sayıda HDP’li belediye başkanı yerine kayyum atanmıştı.
Ama burası İstanbul’du ve 23 Haziran seçim tekrarında Erdoğan’a “o kadar da değil” demişti.
27 Aralık’ta CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanının Ankara’da toplandığı sıralarda İçişleri Bakanı bir açıklama daha yaptı. Hedefi belediye değil, terörizmle mücadeleydi. Saptanan şahısların kamu görevinde bulunması sakıncalıydı.
İşte yanında diğer belediye başkanlarıyla medya karşısına çıkan İmamoğlu, bu insanların terörist olduğu şüphesini taşıyorsanız neden onlar hakkında işlem yapmıyor, belediyeye soruşturma açıyorsunuz diye soruyordu. Kaldı ki hepsinden işe alınırken adli sicil kaydı istenmiş, Adalet Bakanlığından belge getirmeleri ardından işe alınmışlardı. Bu durum da Adalet Bakanlığı hakkında da işlem başlatılacak mıydı? Basın toplantısı CHP’nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un Soylu’ya hitaben “CHP’li belediyeler üzerinde gayrı meşru işlere girmeyin” demesiyle bitti.
İmamoğlu güç kazandı
Bir de şu var tabii. Kılıçdaroğlu, İstanbul ve Ankara’yı AK Parti’ye bırakmış olmamak için İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın adaylıklarına tereddütle bakıyor. Erdoğan, Soylu’ya İmamoğlu’nu görevden aldırırsa, İmamoğlu’nun adaylığı önünde engel kalmaz. Peki seçmen Erdoğan’a seçilmiş başkanı teftişle indirdiği oy yağdırır mı? Hiç zannetmiyorum.
Erdoğan’ın Soylu üzerinden İstanbul hamlesinden İmamoğlu güç kazanmış görünüyor.
Soylu’nun bu hamlesi CHP içindeki kutuplaşmaları da en azından bir süre için giderdi, bir kenetlenme sağladı.
Biz ekonomi gündemine dönelim derim.