ODTÜ’de göz göre göre tırmanan bir gerilim, kötü yönetilmeye devam ederse 30 Temmuz’da çok daha ciddi bir boyuta sıçrama tehlikesi taşıyor.
Gerilimin kaynağı Rektör Mustafa Verşan Kök’ün ODTÜ’de geleneksel olarak 30 Temmuz Mezunlar Gününde stadyumda yapılan mezuniyet törenini iptal etmesi ve törenlerin bölümlerde yapılmasını istemesi, öğrencilerin de buna karşı çıkması. Kimileri bunu hazmedemez ama Orta Doğu Teknik Üniversitesi Türkiye’de geleneği olan az sayıda üniversiteler arasındadır.
Bu geleneğin bir parçası da yer yıl yerleşkede bulunan Devrim Stadında yapılan toplu mezuniyet törenidir. Bu törende mezunların taşıdıkları pankartlarla güncel olayları, kişileri, iktidar sahiplerini, bazen orantısız zekâ gücüyle hicvetmeleri, protesto etmeleri, sadece siyasi iktidar sahiplerini değil, her türden iktidar sahibinin hazım kapasitesini zaman zaman zorlamıştır.
Rektörlüğün inandırıcılıktan uzak açıklaması
Rektörlük tarafından 25 Temmuz’da yapılan yazılı açıklamada mezuniyet töreninin açılan pankartlardaki mesaj, hiciv ve espriler nedeniyle iptal edilmiş olduğu reddediliyor. Bunun yerine 2022 Mayıs’ındaki Bahar Şenliği sonrası yapılan yürüyüşte gözaltına alınanlar arasında ODTÜ öğrencisi olmayan ve silahlı terör örgütü üyeliğiyle suçlanan kişilerin bulunması gösteriliyor. Rektörlüğe göre “Benzer yürüyüş ve eylemlerin yaklaşık 16.000 kişinin katılması beklenen 2022 Diploma Töreninde de daha büyük boyutlu olarak gerçekleştirileceğine yönelik bilgilerin yönetimimize ulaşması” nedeniyle diploma törenlerinin bölümlerde yapılması kararı alınmış.
Rektörlüğün eline ulaşan bilgilerin kaynağı İçişleri Bakanlığı mı, MİT mi, YÖK mü, Rektörlüğün ODTÜ’de kurulu bilgi ağı mı? Bunu bilmiyoruz. ODTÜ Rektörlüğünün AK Parti iktidarında rutin hale gelen, eleştiri, hiciv ve protestoları da terör suçlamasına dahil etme akımına uyması üzüntü verici. Ama ima edilen, çok ciddi yerlerden ihbar geldiği ve Rektörlüğün de “O zaman yapmıyoruz” demesi.
Kötü kriz yönetimi örneği
‘Yasakla kurtul’ mantığının başka yerlerde olduğu gibi ODTÜ’de de işlemediği görülüyor. Çünkü ODTÜ’de kurulu 38 lisans programı, yani bölümün ve Hazırlık Okulu dahil 39 eğitim biriminin tamamı Devrim Stadında toplu mezuniyet törenine destek veriyor. ODTÜ belki de bir önbceki rektörü, merhum Ahmet Acar’ın duruşunu arıyor.
Rektör Kök ve üç yardımcısı, Tülin Gençöz, Mehmet Zeyrek ve Oğuzhan Hasançebi’nin kararlarına destek çıkan, yanlarında duran tek bir bölüm yok. (Bu arada Rektörlük, “siyasiler, grup ve derneklerin” -biraz da öğrencilere destek çıkan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu imasıyla- ODTÜ’yle ilgilenmesini “iç işleyişe müdahale” sayıp rahatsızlık beyan ediyor. Ama Rektör Yardımcısı Hasançebi’nin Ülkü Ocakları Derneği’yle samimiyeti de biliniyor.) Öğrenci Temsilcileri Konseyi (ÖTK) Rektörlüğe rağmen toplu mezuniyetin ODTÜ’de yapılmasına önayak oluyor. ODTÜ Mezunlar Dernekleri, Öğretim Elemanları Derneği ve çalışanlar adına Eğitim-Sen sendikası da destekliyor.
Yönetimindeki kurumun bütün birimlerini karşısına alan yönetim, kötü yönetimdir. Benzeri uygulama Boğaziçi Üniversitesinde de var ne yazık ki.
Rektörlüğün açıklamasını “Atatürk’ün izinde” söylemiyle bitirmiş olması ise ne yazık ki âdet yerini bulsun kabilinden, pek iğreti duruyor. ODTÜ Atatürkçü Düşünce Topluluğunun da Toplu Mezuniyet törenine destek verdiğini hatırlatalım.
ODTÜ’de polis müdahalesi endişesi
ODTÜ’de Rektörlük dışında bütün birimlerin vardığı karar şu: 30 Temmuz Mezunlar Gününde yeni mezunlar, aileleri, eski mezunlar saat 10.00’da Rektörlük önünde toplanarak Rektör Mustafa Verşan Kök’e toplu mezuniyet törenini bir hafta sonra 6 Ağustos’ta geleneksel olarak Devrim Stadında düzenlemesi çağrısında bulunacaklar.
Rektörlük kabul etmezse 6 Ağustos’ta ne yapacaklarına kendileri karar verecekler.
ODTÜ Mezunlar Derneği Başkanı Baki Arslan, Rektörün 30 Temmuz’da Rektörlük önündeki toplantıyı engellemek için polisi göreve çağırması endişesini dile getiriyor. “Gerçi 2017’de kavakların kestirilmesini protesto toplantısında da polis çağırılmıştı” diye hatırlatıyor; “Ancak kitle çok büyüktü. Polisin müdahale etmemesi isabetli oldu.”
Ben de Rektörlük açıklamasını okuduktan sonra aynı endişeye kapıldım. Polisin ortada suç olmadıkça üniversitede yeri olmaması gerekir. Rektörün öğrencilerine, mezunlarına, öğretim elemanları ve işçilerine karşı polis gücüne başvurmaya kalkması istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Sorumluluğu da durduk yerde öğrenciyle karşı karşıya getireceği İçişleri Bakanlığına atmış olur. Polisin güvenliğini sağlamasıyla orantısız güç kullanması arasında dağlar kadar fark var.
Rektörlük açıklamasındaki “duygusal davranmama” öğüdüne başta Rektörün uyması yararlı olacaktır.
ODTÜ’nün saygınlığını korumak
Rektörlük açıklamasında ODTÜ’nün “kıymetli bütünlüğü” ve “kurumsal saygınlığını” korumaktan söz edilmesi üzerinde ayrıca duruluyor.
ODTÜ’de seçilmiş bir öğrenci temsilcisi, ÖTK üyeliği yapmış olmanın da 2018’de (Rektör Kök’ün de önerisiyle) okul Senatosu kararıyla Takdir Ödülüne layık görülmüş olmanın da bana yüklediği bir sorumluluk olduğuna inanıyorum.
Bu sorumluluk, ODTÜ’nün -bütün bileşenleriyle- bütünlüğü ve saygınlığı savunmanın yolunun düşünce zenginliği, bilimsel kalitesini, kültürel çeşitliliği ve onlarca yılda oluşmuş geleneğini korumak için toplu mezuniyet töreninin her zaman olduğu gibi Rektör ev sahipliğinde Devrim Stadında yapılmasını savunmaktan geçtiğini gösteriyor.
Bilimsel kaliteye gelince… Bundan 10 yıl önce ODTÜ dahil Türkiye’deki 10 üniversite dünyadaki ilk 500 sıralamasında yer alıyordu. Bugün hiç yok.
Demek ki tepeden inmeci kararlar, baskı ve yasaklarla korunmuyor saygınlık.
Neden Devrim Stadı deniyor?
Bu arada, Devrim Stadının adının nereden geldiğini merak edenler olabilir.
Dünyanın öğrenci protestolarıyla sarsıldığı 1968 yılında bir grup ODTÜ öğrencisi bir Kasım gece karanlığında dev harflerle Devrim yazmışlar tribünlere. O devrim, Atatürk reformlarından, sosyalist düzen arayışına dek geniş bir yelpazeyi kapsar ama hep anti-emperyalist, sosyal adaletçi ve özgürlükçü bir Türkiye ve dünya arzusunu ifade eder.
Yazanlar, kimya filan bildiklerinden çok zor çıkan bir boyayı kendileri imal etmişler. Çıkmayan boya efsanesi tam doğru değildir. Askeri darbe dönemlerinde ve dışında da defalarca silinmeye çalışılmış ama hep bir gece o yazıyı yenileyen öğrenciler olmuştur onlarca yıl boyunca.
Bunu yeniden silmeye boşuna zahmet eden olmasın diye yazmak istedim.
Uzattım belki ama kendisi de ODTÜ mezunu olan Rektör Mustafa Verşan Kök’e düşen sorumluluk, Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden ODTÜ’nün bütünlük ve saygınlığını korumak için, orada mezunların taşıyacağı pankartlardaki, protesto ve hicvi de sineye çekme olgunluğunu göstererek, toplu mezuniyet törenin ODTÜ’de, Devrim Stadında yapacağını ilan etmek olacaktır.