Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Ankara’da savcılık soruşturması ardından 27 Ekim’de çıkarıldığı mahkemede tutuklandı.
26 Ekim’de İstanbul’daki evinden gözaltına alınarak Ankara’ya getirilen Fincancı, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ndeki işlemlerin tamamlanmasının ardından Adliyeye götürüldü.
TTB Başkanı, savcılığa ifade verdikten sonra, “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla tutuklanması talebiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi. Fincancı çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Cumhuriyet Başsavcılığı ayrıca Fincancı‘nın merkez konseyi başkanlığı görevinin son verilmesini talep etti.
Fincancı’nın görevine son verilmesi halinde TTB mahkemece görevlendirilen bir heyet tarafından bir ay içinde seçime götürülecek.
Tutuklamaya tepki
Fincancı 20 Ekim’de katıldığı bir televizyon programında TSK’nın PKK’ya yönelik operasyonlarında kimyasal silah kullanıldığı iddiasıyla ilgili soruya “uluslararası heyetler tarafından incelenmeli” yanıtını vermiş, bazı medya organlarında yayımlanan görüntülerin “sinir sistemini etkileyen bir duruma işaret ettiğini” belirtmişti. Eleştirilerin ardından TTB Başkanı hakkında “terör propagandası yapmak” suçlamasıyla soruşturma açılmıştı.
TTB Başkanı Fincancı’nın sabah saatlerinde operasyon ile gözaltına alınması ve ardından tutuklanması ulusal ve uluslararası insan hakları savunucuları tarafından “ifade özgürlüğüne darbe” olarak nitelendirildi ve eleştirildi.
Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (International Federation for Human Rights) Fincancı’nın serbest bırakılması için acil çağrı yaparken, İstanbul ve Ankara’da TTB Başkanı Fincancı’nın gözaltına alınmasını protesto etmek isteyen gruplar sert polis müdahalesi ile engellendi.
Fincancı’nın ifade sürecini takip etmek isteyen TTB temsilcileri adliyeye alınmadı.
Fincancı: Gerçek Dışı
TTB Başkanı, savcılıkta verdiği ifadesinde Medya TV’deki canlı bağlantıya Almanya’dan katıldığını, Roza Lüksemburg Vakfı’nın Cezaevi ve İnsan Hakları konulu bir konferans için burada bulunduğunu, ortamda tanıştığı bir arkadaşı vasıtasıyla söz konusu videoları izleme fırsatı bulduğunu söyledi. İlgili yorumunun “ön değerlendirme” niteliğinde olduğunu belirten Fincancı, Kimyasal silahlar ile ilgili iki farklı kitabın hazırlanmasında aktif rol aldığını, bu tür silahlarla ilgili otopsilere katıldığını söyledi.
Fincancı avukatları aracılığıyla paylaştığı mesajda gözaltı sürecini “gerçek dışı” olarak niteledi.
Fincancı, mesajında, “Bu gerçek dışı durum ile karşı karşıya kaldığınız için üzgünüm. Ancak dayanışma ile bu gerçek dışı süreci aşacağımızı biliyorum. Sizlere kaynaklarıyla bilimsel görüş sürecini aktaracaktım, fırsat olmadı. Bu süreç bitince delillendirme üzerine bir toplantı yapalım. Sizlerin kesinlikle çok yoğunluğunuz vardır, bu yoğunluğa maalesef ben de katkı sunmuş oldum. Bu karalama kampanyasını da aşıp birlikte mücadele edeceğiz. İnsanca bir sağlık sistemini hep birlikte kuracağımız günlere dayanışmaya,” ifadelerini kullandı.
TTB: “Siyasi linç”
Türk Tabipleri Birliği tutuklama kararını yayınladığı yazılı açıklamayla eleştirdi. TTB, Fincancı’nın ifade için çağrılmadığını, buna rağmen operasyonla gözaltına alındığı vurgulayarak, hukuki bir süreç işletilmediğini, uygulamanın “siyasi linç” niteliğinde olduğunu belirtti.
Tutuklama kararının “Türkiye demokrasi tarihi için kapkara bir gün” olarak nitelendiren Birlik, açıklamada Fincancı, “kaçma veya delil şüphesi bulunmamasına karşın apaçık hukuksuz bir sürecin sonucunda tutuklanmıştır,” ifadelerini kullandı.
Açıklamada, “TTB bahsi geçen tartışmalara dair düşünce ve ifade hürriyeti çerçevesinde gelen eleştirileri dikkatle dinlemekte ve değerlendirmektedir. Ancak bu durum, TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın uğradığı siyasi linci ve maruz kaldığı hukuksuz uygulamaları kabul edeceğimiz anlamına gelmeyecektir,” ifadelerine yer verildi.
Dünya Tabipler Birliği’nin yayımladığı mesajda ise DTB Konseyi Başkanı Dr. Frank Ulrich Montgomery, “Dr. Korur Fincancı’nın gözaltına alınması ve Türk Tabipleri Birliği üyelerinin görevden uzaklaştırılmakla tehdit edilmesi kesinlikle kabul edilemez” ifadelerine yer verildi.
“Kimyasal Silah” iddiası
18 Ekim tarihinde yasadışı PKK’ya yakın olduğu belirtilen medya organlarında yayınlanan bazı haberlerde TSK’nın Irak’ın kuzeyinde örgüte yönelik yürüttüğü operasyonlarda kimyasal silah kullandığı iddia edildi. Bu iddiayla ilgili görüntüler paylaşıldı.
HDP iddialar ile ilgili Milli Savunma Bakanı (MSB) Hulusi Akar’ın cevaplaması istemiyle soru önergesi verirken, tutuklu eski eş başkanı Selahattin Demirtaş, 19 Ekim’de sosyal medya paylaşımında “bu görüntülere TBMM ve muhalefet sessiz kalamaz” dedi ve iddiaların uluslararası bir heyet tarafından incelenmesi gerektiğini belirtti.
MSB, iddialar ile ilgili 20 Ekim’de yaptığı açıklamada TSK envanterinde bu tür bir mühimmat bulunmadığını, TSK “tarafından uluslararası hukuk ve anlaşmalarca yasaklanmış mühimmat kullanılmadığını” belirtti.
20 Ekim’de katıldığı bir televizyon programında görüşü sorulan TTB Başkanı Fincancı, bu tür iddiaların, BM Minesota Protokolü ilkeleri gereği bağımsız bir heyet tarafından incelenmesi gerektiğini belirtti.
Fincancı, “Görüntüleri daha önce de bir hekim olarak incelemiştim ve belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan, zehirli gazlardan, kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda” dedi.
Adalet Bakanı: TMMOB için de düzenleme yapılacak
Bu mülakatın ardından Fincancı hakkında soruşturma açılırken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli TTB Başkanı’nı ve TTB’yi sert sözlerle eleştirdi.
Erdoğan, TTB’nin isminden Türkiye ifadesinin kaldırılması için yasal düzenlemeye gidileceğini belirtirken Bahçeli TTB’nin kapatılmasını, başkanı ile beraber merkez kurul’un vatandaşlıktan çıkarılmasını talep etti.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da TTB ile birlikte Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odaları Birliği için de yeni bir düzenleme yapılacağını açıkladı.
“Şimdi biz bunun çalışmasını yapıyoruz. Hem Türk Tabipleri Birliği, hem mimar ve mühendisler odalarıyla ilgili yeni bir hazırlık yapıyoruz. Türk Tabipleri Birliği’nin ‘Türk’ ismine hakaret edercesine Türk milletine ve Türkiye Devleti’ne düşmanlık eden, terör örgütlerinin ağzıyla, ‘Türk’ ifadesini kullanan bir çatının altında görev yapması, bu milletin de devletimizin de kabul edeceği bir iş değildir. O nedenle burada yeni bir düzenleme hazırlığına başlandı. Çalışmamız bittikten sonra Sayın Cumhurbaşkanımıza, Kabineye arz edeceğiz. Ondan sonra da parlamentoda Cumhur İttifakı milletvekilleri bunun yasalaşma sürecini takip edecekler.”