PKK’nın İsveç’in Başkenti Stokholm’de 11 Ocak’ta yaptığı bir gösteride Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a benzettikleri bir kuklayı ayaklarından asması Ankara’yı öfkelendirmekle kalmadı İsveç’le NATO başvurusu üzerine yapılan görüşmeleri de yeniden zora soktu.
Dışişleri Bakanlığı ise İsveç’in Ankara Büyükelçisi Staffan Herrström’ü Bakanlığa çağırarak “şiddetle protesto” etti. Dışişleri Bakanı Mevlit Çavuşoğlu’ysa İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström’ün “seçilmiş bir liderin Belediye Binası önünde temsilen idam edilmesini iğrenç” bularak kınamasına atıfta bulunarak şunları söyledi:
• “Bizim İsveç’ten beklentimiz kınama ya da açıklama değil. Her şeyden önce imzaladığımız ahidnamenin şartlarını yerine getirmeleri lazım. İsveç hükümeti bu tarz eylemlere yanıt vermezse biz de İsveç’in NATO üyeliği için istediği cevabı veremeyiz. Bu kadar açık, net.
• “PKK İsveç’in NATO üyeliği yolunda mayın döşüyor. Bu mayınları temizlemek de bu mayınlara bile bile basmak da kendi ellerinde, İsveç’in kendi tercihidir. İsveç burada bir tercih yapmak zorundadır.”
İsveç’le PKK gerilimi
TBMM Başkanı Mustafa Şentop da İsveç Parlamento Başkanı Andreas Norlen’in 17 Ocak’ta Ankara’ya yapacağı seyahati bu nedenle iptal ederken NATO’ya üyelik talebinde bulunan bir devlette bu saldırının kolaylıkla gerçekleşmesi tehlikeli ve vahimdir” dedi. Bilindiği gibi İsveç ve Finlandiya’nın Ukrayna’ya savaşı ardından Rusya korkusuyla NATO’ya üye olmaları talebinin TBMM’de oylanması gerekiyor. Şentop geçenlerde parlamento başkanları düzeyinde üçlü görüşme yapmış ve onay için İsveç’le Finlandiya’nın Üçlü Mutabakat doğrultusunda somut adım atmaları gerektiğini söylemişti.
Hem Çavuşoğlu hem Şentop’un atıfta bulunduğu anlaşma, Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’le 28 Haziran 2022’de Madrid’deki NATO Zirvesi sırasında vardıkları anlaşma. Bu anlaşmaya göre, Türkiye İsveç’le Finlandiya’nın ülkelerinde Türkiye aleyhinde terörist faaliyetlere izin vermemesi, terör zanlılarının Türkiye’ye iade etmesi ve PKK’yla mücadelede kullanılmasını istemeyerek askeri malzeme satışına koydukları kısıtlamayı kaldırmaları sözleri karşılığında NATO üyeliğine yeşil ışık yakmıştı.
PKK İsveç’i sınıyor
PKK’nın Türkiye’yi öfkelendiren gösterisini İsveç Başbakanı Ulf Krisstersson’un 8 Ocak’ta Türkiye’yle mutabakata vardıklarını ama Türkiye’nin İsveç’ten “Veremeyeceği ve vermek istemediği” şeyler istediğini söylemesinin hemen ardından yapması işin bir başka boyutu. Bu durum Ankara’da PKK’nın İsveç Başbakanının sözlerinden cesaret alarak gövde gösterisi yoluyla İsveç’in sınama girişimi olarak görülüyor.
Türkiye zaten Finlandiya ile pek bir sorunu olmadığını, sorunun başvuruyu İsveç’le birlikte yapmalarından kaynaklandığını daha önce söylemişti. İsveç’le olan sorun ise seçimler ardından iktidara gelen Krisstersson’un tutum değiştirip görüşmeleri başlatmasıyla olumlu bir seyre girmişti. Krissterson ilk dış ziyaretlerinden birini Ankara’ya yaparak Erdoğan’a NATO üyeliğine verdiği önemi anlatmıştı.
Ancak son gelişme İsveç’le müzakerelerin başladığı noktaya, hatta güvensizlik nedeniyle daha da geriye dönmesine neden olabilir.
Hesap hatası mı?
Konunun Çavuşoğlu’nun 18 Ocak’ta Vaşington’da ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile yapması beklenen görüşmede de gündeme geleceği tahmin edilebilir.
Krisstersson’un Ankara’da Üçlü Mutabakata uyacağını açıklamışken, şimdi NATO üyeliği için Türkiye’nin bazı taleplerini karşılayamayacağını söylemesi neden kaynaklanıyor? Acaba İsveç yönetimi Türkiye’de yapılacak seçimleri bekleme, Erdoğan’ın iş başında kalıp kalmayacağını anlama eğiliminde mi?
Eğer böyleyse bu hayli yanlış bir hesap olabilir. Çünkü, öncelikle bu tür eylemler Türkiye’de toplumun büyük çoğunluğunun sinir uçlarıyla oynuyor, sert tepkisine yol açıyor. Ayrıca, Erdoğan seçimi kaybetse de yerine gelecek hükümet ve yeni Meclis’in İsveç’le Finlandiya’nın NATO üyeliğini onaylamak için Ankara’nın koşullarını geri alacağına dair hiçbir işaret bulunmuyor.