Ekonomi

AYM e-ticaret kanununa yapılan iptal başvurusunu reddetti

AYM, CHP’nin e-ticaret kanununun bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle yaptığı başvuruyu reddetti. Kanun ne getiriyor? Neden karşı çıkıldı? TFF Sponsorluğu ne olacak? CHP ve İYİ Parti bunun neresinde? Trendyol sınırlamalara takılıyor mu? 

Anayasa Mahkemesi (AYM) Cumhuriyet Halk Partisi’nin “e-ticaret kanununun” bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle yaptığı başvuruyu reddetti.

AYM, 13 Temmuz’daki Genel Kurul gündeminde “6563 Sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da bazı değişiklikler yapan 7416 sayılı kanunun bazı hükümlerinin iptali istemli CHP’nin başvurusunu” ele aldı.

Yüksek Mahkeme, CHP’nin başvurusunu reddetti.

2 gün önce AYM kararını, “CHP’nin e-Ticaret Kanununun bazı maddelerine dair iptal başvurusu”nun anlamını ve arka plandaki olayları detaylıca anlatan bir yazı yayınlamıştık.

İptali istenen maddeler arasında, belli bir kazanç düzeyini aşan e-Pazaryeri (elektronik ticaret aracısı hizmet sağlayıcının) çeşitli konularda sınırlanması ile elektronik ticaret lisansına ilişkin hükümler bulunuyordu.

Konu, 2014’de yayınlanan e-Ticaret kanununa gelen bu tür güncellemelerdi. 2022 Temmuzunda TBMM’den geçmişti. Bu güncellemeler, yıldan yıla katlanarak büyüyen ve 2022’de 458 milyar TL’ye ulaşan olan perakende e-pazaryerleri pazarında bozulan dengeleri düzeltmeye yönelikti. (toptan yani B2B ile birlikte 800 milyar TL)

Nedense CHP (ve belki İyi Parti), oybirliği ile geçen kanunun bazı maddelerini iptal için Anayasa Mahkemesine başvurmuştu.

E-ticaret kanununa karşı çıkışların nedeni neydi?

Güncellemeleri getiren kanun yürürlüğe girdikten sonra basında epeyce tartışmalar görünce. Çeşitli e-Ticaret firmaları ile görüştük. Hemen hemen tamamında genel kanı kanunun olumlu olduğu yönündeydi. Çünkü bozulan bir denge söz konusuydu.

Buna karşılık medyada bazı yazarların, “e-Ticaret pazarı küçülecek” ya da “Reklam sektörü gerileyecek” gibi yorumlar içeren yazılar yazdığı görüldü. Ombudsman Faruk Bildirici’nin özetlediği bu yazıların çıkış noktası, 60 milyar TL’den fazla ciro yapan e-Ticaret firmalarına ve reklam ile indirim alanlarında getirilen kısıtlamalardı.

Oysa bu kısıtlmalar, e-Ticareti küçültmek bir yana, önünü açmak için, bir taraflarda bozulan dengeleri düzeltmek için getirilmişti. Hadi nedenlerini biz söylemeyelim, Avrupa Birliği’nde aynı şekilde getirilen DSA ve DMA kanunları içinde yapılan, GateKeeper tanımlarının yararlarından okuyalım;

Artık kullanıcıları ekosistemlerine kilitleyemeyecekler. Artık hangi uygulamaların cihazlarınıza önceden yüklenmiş olması gerektiğine karar veremeyecekler; hangi uygulama mağazasını kullanmanız gerekiyor. Kendi ürün ve hizmetlerine daha olumlu davranarak kapı bekçisi olmanın avantajını kullanarak “kendilerini tercih” edemeyecekler. Mesajlaşma uygulamalarının başkalarıyla birlikte çalışması gerekecek. Tüketiciler, aralarından seçim yapabilecekleri daha fazla hizmete, sağlayıcı değiştirmek için daha fazla fırsata sahip olacak ve daha iyi fiyatlardan ve daha kaliteli hizmetlerden yararlanacaklar. Yenilikçi firmaların yeni müşterilere ulaşması artık engellenmeyecekler.

Sınırlamalara takılan tek firma Trendyol

Türkiye’de e-Ticaret kapsamına giren firmalardan bu sınırlamalara takılan tek firmanın Trendyol olduğu kaydediliyor. 2022 yılındaki 458 milyar TL’lik perakende e-Ticaret’e bakıldığında, Trendyol’un net işlem hacminin yaklaşık 112 milyar TL olduğu, Hepsiburada’nın yaklaşık 40 milyar TL, Yemek Sepeti’nin 16,75 Milyar TL, Getir’in 14,75 Milyar TL, Amazon’un 8,5 Milyar TL, N11’in ise 7,5 Milyar TL şeklinde gerçekleştiği tahmin ediliyor. Bu grupta Trendyol % 25’e yakın paya sahip.

Ancak olaya bu büyük resimin alt kümesi olan e-Pazaryerleri tarafından bakıldığında, İlk 4 firma Trendyol, HepsiBurada, Amazon ve N11 (bozulan denge nedeniyle Gittigidiyor geçen yıl Türkiye’den çıktı) olarak gözüküyor. Rekabet kurumu raporu çerçevesinde, ilk 2 firmanın pazar payı 2020 yılında bile % 70,1 idi. Bugün çok daha yüksek olduğu belirtiliyor. Sadece bu 4 en büyük Pazaryeri açısından baktığımızda bile Trendyol’un açık ara önde olduğu anlaşılıyor.

Şimdi gelir, reklam ve indirim maddelerine bu firmalar açısından baktığımızda, Trendyol hemen hemen bütün sınırlamalara takılıyor. Çünkü arkasından gelen HepsiBurada ile arayı 2 kattan fazla açmış gözüküyor. Rekabet Kurumu raporu bunu şöyle tanımlıyor;

Bu raporun 2020 yılına ait olduğunu, sonraki 2 yılda durumun daha da Trendyol lehine daha da büyüdüğünü not edelim.

TFF Sponsorluğu ne olacak?

Anayasa Mahkemesi kararı sonrasında sorulardan birisi şu oldu; Superlig sponsorluğu ne olacak? Çünkü Anayasa Mahkemesi konuyu karar bağlamadan sadece 3 gün önce Trendyol’un 750 milyon TL karşılığı isim sponsoru olduğu açıklanmıştı.

CNN haberine bakarsanız, “büyüdükçe cezalandıran bir uygulama” diye tanımladığı kanun değişikliği anlatılırken şöyle hayret verici bir ifade kullanılıyor;

“2023 yılında Süper Lig isim hakkını almak için görüşme yapan Trendyol, bu sınırlamalar sebebiyle Türk futboluna yeterince kaynak aktarılma imkanını sağlayamadı.”

Biliyorsunuz, Türkiye’nin kalbi futbolda atar. İbrahim Betil kendisine bunu nasıl tavsiye ettiklerini kitabında anlatmıştı.

CHP ne yapmaya çalıştı? İYİ Parti neresinde?

Cumhuriyet gazetesi olayıyla birlikte soru işaretleri oluştu. Zaten yandaş medya kararı, hem CHP hem de Cumhuriyet Gazetesi için kötü ifadelerle sundu (oysa öncesinde yandaş medyanın pek çok kanalında benzer makaleler yayınladıkları görüldü, onlardan bahsetmiyorlar).

Olayın CHP tarafı epeyce tuhaf. Çünkü TBMM’den geçerken oybirliği ile geçti. Ama sonra AYM’ye iptal başvurusu yapıldı. Neden? Bu konuda bugüne kadar makul bir açıklama yapılmadı. CHP yönetiminin bir başka soru işareti olarak, hafızalarda yerini aldı.

Ayrıca bu iptal davasında İYİ Parti’nin de adı geçiyor. Hatta Meral Akşener’in istediği gibi iddialar basında yer alıyor. O da başka bir soru işareti.

Basın demişken, yukarıdaki CNN haberi de ilginç. Bu Trendyol – e-Ticaret kanunu olayının Gazetecilik ve Halkla İlişkiler okullarında incelenmesi gereken bir case-study olduğu düşüncesindeyim. Hatta Uluslararası düzeyde.

e-ticaret kanunu neler getiriyor?

AB’nin DSA ve DMA kanunlarında tanımladığı Gate Keeper (yani kapıyı tutup, içeriye kimseyi sokmayan) tanımı yapıyor. Bu tekel hale gelmekte olan ya da halihazırda tekel olan firma anlamına geliyor. 250 milyona sahip AB için 7,5 milyar € ve üstü ciro sağlayan firmalar bu sınıfa giriyor.

  • e-Ticaret kanunu ülkemiz için yıllık net işlem hacmi 60 milyar TL’nin (2 milyar €) üzerindeki e-ticaret pazaryerleri kredi verme, kredili ödeme ve elektronik para işlemleri yapamayacak.
  • Mal ve hizmet satışı ayrı ayrı sitelerden yapılmak zorunda. Mal satan e-ticaret pazaryerleri, aynı site ve aynı platform üzerinden turizm, eğitim, spor, sanat, eğlence, gayrimenkul, otomotiv sektörlerine yönelik aracılık hizmeti sunamayacak.
  • E-ticaret pazaryerlerinin kendi markası altında sunduğu kargo hizmetlerine sınırlama geliyor. E-ticaret pazar yerindeki satışlar haricinde kargo hizmeti sunamayacak. Kendi platformundaki satışlarda kendi kargo hizmetini sunabilecek.
  • Yıllık net işlem hacmi 30 milyar TL’ye kadar olan e-ticaret pazaryerlerinde işlem hacminin yüzde 2’sine kadar, 30 milyar TL’nin üzerinde olan e-ticaret pazaryerlerinde işlem hacminin binde üçüne kadar indirim bütçesi kullanılabilecek.
  • Reklam harcamalarında ise; yıllık net işlem hacminin 30 milyar TL’nin altında olanlar için, işlem hacminin binde 15’inden fazla reklam harcamasına izin verilmeyecek. İşlem hacmi 30-60 milyar TL arasındaysa 30 milyarın aşan kısmının binde 10’una kadar, 60 milyarı aşan kısmın ise binde 5’ine kadar reklam harcamasına izin verilecek.
  • Ticaret Bakanlığı, e-ticaret Pazar yerlerinin bir yıllık net işlem hacimlerinden belirli bir pay alarak bu parayı KOBİ’leri desteklemek amacıyla kullanılacak. İşlem hacmi, 1 yılda 30 milyar ile 60 milyar TL arasındaysa, 30 milyarı aşan kısmın yüzde 1’i, 60 ila 75 milyar TL arasındaysa, yüzde 1’e ilave olarak 60 milyarı aşan kısmı için yüzde 5’i, 75 milyar TL’nin üzerindeyse aşan kısım için yüzde 30’u E-Ticaret Payı tahsil edilecek. Bu tutarlar TÜİK’in açıkladığı TÜFE’ye göre artırılacak. Cumhurbaşkanı bu tutarları dörtte birine kadar artırmaya veya azaltmaya yetkili olacak.

Kaynak: https://turk-internet.com/anayasa-mahkemesi-e-ticaret-kanununa-yapilan-iptal-basvurusunu-reddetti/

Füsun Sarp Nebil

Teknoloji stratejisti - Yazar

Recent Posts

Ayasofya’dan sonra Kariye Kilisesi de yeniden cami

Ayasofya'dan sonra Kariye Kilisesi de yeniden müzeden camiye çevrilerek 6 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın uzaktan…

1 saat ago

Sinan Ateş dosyasında bir kilit soru: 06 AT 5021 plaka kime ait?

Gazeteci Asuman Aranca’nın T24’te yayınladığı bir haber, Sinan Ateş cinayeti davasında iddianamesindeki önemli bir eksiği…

3 saat ago

Öğretmenler eğitimde şiddete karşı iş bırakıyor

İstanbul'da bir eğitimcinin uzaklaştırma almış bir öğrenci tarafından silahla vurularak öldürülmesi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 68…

24 saat ago

Özgürlükler kalesi Türkiye’den ABD’deki üniversitelere üzülmek

Üniversite fikrinin temelinde aramak, araştırmak yatar. Bunun yapılabilmesi için soru sormak gerekir, hoşa gitmeyen aykırı…

1 gün ago

DEM Parti’nin üç “normalleşme” ölçüsü: ilki Kobani davası

AK Parti’nin başlattığı yeni Anayasa girişimine muhalefetten en açık desteği veren Halkların Eşitlik ve Demokrasi…

2 gün ago

Çiğdem Toker: TÜİK yargı kararına rağmen bilgi karartmayı sürdürüyor

Hayat pahalılığı ve enflasyon ülkenin bir numaralı sorunu. Enflasyon oranlarını açıklamakla görevli Türkiye İstatistik Kurumu…

2 gün ago