Rusya’nın 17 Temmuz sabahı itibarıyla tahıl koridoru anlaşmasından çekildiğini duyurması Batı başkentlerinde olduğu gibi Ankara’da da sıkıntıya yol açtı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dış kaynak arayışı çerçevesinde Birleşik Arap Emirlikleri’ne yola çıkarken Türkiye’nin anlaşmanın devam etmesini istediğini, dönünce bu konuyu Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’le konuşacağını söyledi. O arada Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da Rus karşıtı Sergey Lavrov’la konuşacaktı.
Tahıl koridoru anlaşması bir yıl kadar önce 22 Temmuz 2022’de İstanbul’da, Türkiye’nin kolaylaştırıcılığında Birleşmiş Milletler ile Rusya ve Ukrayna tarafından imzalanan dört taraflı bir anlaşmaydı. Bu anlaşmaya göre Ukrayna, Karadeniz’deki limanlarından dünya pazarlarına buğday, arpa gibi ürünleri satabilecek, Rusya da tahılın yanı sıra, ABD ve AB yaptırımlarına takılmadan tarımsal gübre ihraç edebilecekti.
Diplomatik kaynaklar, Rusya’nın bütün uyarılarına rağmen anlaşmanın sadece Ukrayna için işlediğini söylüyorlar. Putin’in Sözcüsü Dimitri Peskov ise bundan sonra artık “vaat ve teminatlar değil somut sonuçlar” görürlerse anlaşmaya yeniden dönebileceklerini vurguluyor.
Rusya, Ukrayna ve tahıl anlaşması
Rusya dünyanın bir numaralı tahıl ve aynı zamanda bir numaralı tarımsal gübre dışsatımcısı. Ukrayna da tahıl dışsatımında 5’inci sırada.
Rusya’nın Ukrayna’ya savaşı ile her iki ülkeden tahıl dışsatımı durunca hem fiyatlar yükselmiş hem de bu iki ülkeden tahıl dışalımına bağımlı, özellikle fakir Afrika ülkelerinde gıda krizi ortaya çıkmıştı.
Anlaşma sayesinde bugüne dek Ukrayna limanlarından 33 milyon ton tahıl satışı, İstanbul’daki dörtlü kontrol merkezi üzerinden yapıldı. Satışın yalnızca yüzde 12’si Afrika ülkelerine gitti. Satışın yüzde 40’ı Avrupa, yüzde 30’u Asya, yüzde 5’iyse Orta Doğu ülkelerine yapıldı. Türkiye’nin payı da yüzde 13 oldu.
Anlaşmanın imzalanmasıyla İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinden alıcılarına ulaşan gemiler, dünya tahıl fiyatlarındaki yükselmeyi de geriletmişti.
Putin neden çekildi?
Rusya’nın anlaşmadan çekilmesi üzerine Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine onay vermesinin Moskova’yı kızdırmasından, Ukrayna’nın 17 Temmuz sabaha karşı Rusya’nın ilhak ettiği Kırım’ı Rusya’ya bağlayan Kerç köprüsüne 8 ay sonra yapılan ikinci silahlı saldırıya kadar neden-sonuç ilişkisi senaryoları kuruldu.
Ankara’ysa, Moskova’nın anlaşmadan çekilme kararının bu nedenlere değil, söylediği üzere Temmuz 2022 anlaşmasına uyulmamasına bağlı olduğu kanısında.
Aslında kağıt üzerinde Rusya’nın tahıl ve gübre ihracatı mümkün, ama fiiliyatta çok sorun var. Örneğin, Rus ürünlerini taşıyacak gemilerin sigorta risk primleri ABD ve AB yaptırımları nedeniyle karşılanamayacak rakamlara çıkıyor. Örneğin, dışsatımı yapacak olan Rusya Ziraat Bankası (RusAg) ABD’nin yaptırımlar listesinde. Rusya, alıcı ülkelerin ödeme yapabilmesi için bu bankanın uluslararası para gönderme sistemina (SWIFT) açılmasını istiyor; BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in İstanbul Tahıl Koridoru Anlaşması imzalanırken kendilerine söz verdiğini hatırlatıyorlar.
BM söz vermiş ama SWIFT sistemi BM’nin değil ABD’nin kontrolü altında. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise Rusya’yı tahıl anlaşmasını silah gibi kullanmakla suçluyor.
Erdoğan’a yeni baş ağrısı
Özetle Rusya tahıl anlaşmasının uygulanabilmesi için en azından anlaşmanın uygulanması çerçevesinde yaptırımların gevşetilmesini istiyor. ABD ise buna yanaşmıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmelerinde Türkiye’nin ABD ile F-16 alımından Suriye/YPG meselesine dek ciddi sorunlarıyla boğuşurken, BM Genel sekreterinin çözemediği SWIFT konusunu çözebilirse, bu gerçekten büyük bir diplomasi zaferi olur. Zor görünse de Temmuz 2022’de tahıl anlaşması imzalanırken olduğundan daha önemli bir diplomatik başarı sayılır. Şunu unutmamak lazım: Rusya’nın Ukrayna savaşı o sıralarda pek de iyi gitmeyen ve dışarıda da pek iyi algılanmayan Türk dış politikasına ciddi ve olumlu yönde bir revizyon imkânı verdi. Türkiye, 1936 Montrö Sözleşmesini devreye alarak Rusya ve Ukrayna gibi iki Karadeniz komşusuyla da mesafeyi korudu ve iletişim köprülerini ikisiyle de açık tutabilen tek NATO üyesi ülke oldu.
Tahıl anlaşması bunun zirve noktasıydı. Erdoğan’ın tahıl anlaşmasını yeniden işlemesini sağlayabilirse Türkiye’nin bu tekil rolü devam eder. Aksi takdirde bu iddianın Putin’in 17 Temmuz’da anlaşmadan çekilmesiyle beraber başlayan güç kaybı devam edebilir.