Osmanlı sultanlarından Dördüncü Murat, malum koyduğu yasaklara uyulup uyulmadığını kıyafet değiştirip halkın içine karışarak denetlermiş.
Ekonomim gazetesinden Ali Ekber Yıldırım’ın aktardığına göre de “Tarım Kredi marketlerindeki zeytinyağı fiyatını görünce tepki gösteren” Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “halkın yağ tüketmesi için ihracatın durdurulması” talimatı vermiş. Bunun üzerine de Ticaret Bakanlığı 1 Ağustos-31 Ekim arasında dökme zeytinyağı dışsatımını yasaklamış. Çok geç olmasa da gecikmiş bir karar. Zaten zeytin hasadının zayıf yılında dışarıya katma değeri düşük satılacak ürün içeride bollaşırsa fiyat düşer mantığı; geçici bir çözüm.
Tarım Kredi Kooperatiflerinin Erdoğan tarafından öne çıkarılması 2019 yerel seçimleri öncesine dayanıyor. O zaman Erdoğan, fiyatların şu anda içinde yaşadığımız krizin ilk aşamalarında olmamız nedeniyle fırladığına inanmamış, bunun arkasında zincir marketler ve muhalefetin parmağını aramış, hatta -özellikle de İstanbul’da- tanzim satış uygulaması başlatılmıştı.
Zeytinyağının litresi son iki ayda 90 liradan 190 liraya (ki kalitesine göre 300’e dek çıkıyor ama biz Kooperatif temelinde gidelim) çıkınca, herhalde çevresinden birisi Erdoğan’a söyledi, o da Dördüncü Murat gibi talimatını verdi.
Dört yıl önceki etiket çıkınca
Dördüncü Murat esprisi bir yana, Erdoğan’ın bu tepkisinde 2019’dan kalma bir Kooperatif teftişi fotoğrafının da etkisi olduğu düşünülebilir. O fotoğrafta 5 litrelik zeytinyağı etiketinde 99 lira yazıyordu; şimdiyse 825 liraya yükselmişti.
İhracatı yasaklanan kutu zeytinyağı değil, “dökme” zeytinyağı. Yani Marmara’nın, Ege’nin güzelim zeytinlerinin yağı, varillerle, tankerlerle satılıyor Türkiye’nin rakiplerine ve onlar da şık şişelerde tutturabildikleri fiyata dünya pazarlarına kendi zeytinyağları gibi satıyorlar.
Bu yılın Nisan, Mayıs, Haziran aylarında dünya pazarlarında (İtalya, Yunanistan gibi Türkiye’nin rakibi ve ilk sırada yer akan) İspanya’ya varillerle, tankerlerle yapılan satış geçen yıl aynı döneme göre yüzde 190 artmış, Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre.
Bundan bir süre önce Ankara’da bir İspanyol tanıdığın evine davetliydim. “Siz meraklısınız, tattırmak istiyorum” diye çok şık bir şişede, dünya pazarlarına “gurme” kategorisinde satılan bir şişe getirdi. Tattık, gerçekten lezzetliydi ama bizim Ayvalık’ta aldığımız iyi yağlardan pek farkı yoktu. Gülerek “Ayvalık’tan” dedi. İspanyol şirketi Ayvalık’tan toptan, “dökme” alıyor, dünyaya satıyordu.
Madem Dördüncü Murat gibi
Aynı espriden gidelim: Cumhurbaşkanı Erdoğan madem Dördüncü Murat gibi davranıyor, o zaman şöyle bir (önceden ayarlanmamış etiketlerle) çarşı Pazar gezilerine başlayabilir mi? Ya da etrafındaki “isabet buyurdunuz efendimci” danışmanlar dışında vicdan sahibi birilerini çarşı pazarlara gönderebilir mi?
Örneğin sebze fiyatlarına bir baktırabilir mi? Pazar fiyatlarından söz ediyorum. Barbunya fasulyenin kilosunu önceki hafta 50 kiradan aldık, geçen hafta 60, bu hafta 70. Yaz mevsimindeyiz. Domates 25 lira. Tam mevsimindeyiz, kiraz 60 lira.
Bu millet sadece makarna mı yiyerek doyacak?
Ekmek fiyatı arttı ama artıştan memnun olmayan fırıncılar bakkal ve büfelere verdikleri kâr payını ekmek başına 1 liradan 80 kuruşa düşürdü; ekmeğin konduğu poşet 30 kuruş. İstanbul’dan sonra Ankara’da da bir simit 10 lira oldu.
Erdoğan’ın haberi var mı? Madem Dördüncü Murat esprisinden gidiyoruz, et fiyatlarını en son ne zaman sordu, sordurdu Erdoğan?
Makarna, patates, televizyon
Et ve Süt Kurumunda dana kıymanın kilosu 190, kuşbaşının 210 lira ama sayıları da stokları da çok yetersiz, millet önünde kuyruk oluyor. Marketlerden alırsanız dana kıyma 280, kuşbaşı 300 lira. Kasapta kıyma 320, kuşbaşı 250. Ola ki kuzu pirzola çekti canınız: kilosu 420 lira.
Zincir marketlerde, üç harflilerde, beyaz peynirin ortala kilosu 190 lira, canınız kaşar çektiyse 270’ten başlıyor.
Ola ki ailece, ya da bir kaç arkadaş mütevazı bir lokantaya gittiniz; girişi, salatası, ana yemeği, dört kişi 1500-2000 liradan aşağı kalkamazsınız.
Kur Korumalı mevduatı olmayan vatandaş da gitmeyiversin, etki biber dolması yerine makarna yesin, (kilosu 20 liradan) patates yesin, kirazı da boş versin, akşam otursun televizyonlardaki aptallaştırıcı dizilere mi baksın diyorsunuz? Muhalefet dağıldı, yerel seçimi de diğeri gibi alırız mı diyorsunuz?
Asgari ücreti, memur maaşını, emekli maaşını arttırdık işte mi diyorsunuz; bir de sokağa kulak verin derim.
Sadece Kur Korumalı vatandaş mı sizin vatandaşınız?
Dördüncü Murat gibi olacaksanız, lütfen hakkını verin bari.