Tatmin edici bir yanıt alamayacağımı gayet iyi bilerek soruyorum: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu acaba bu danışmanlara ne danışıyordu?
CHP’de patlayan danışman skandalından söz ediyorum. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Beştepe’deki danışmanlarını eleştiri konusu yapan CHP’de kimler Genel Başkan Danışmanı olmamış ki? Öyle anlaşılıyor ki en önemli ölçüt AK Parti ya da MHP saflarından, ya da siyasi İslamcı cenahtan gelip, tercihan zamanında hem CHP hem de Kılıçdaroğlu’na ağız dolusu küfretmiş olmak.
Kimlerin Genel Başkan Danışmanı olduğundan Parti yöneticilerinin haberi yok. Örneğin gazeteci Erdem Atay’ın Veryansın TV’de ortaya çıkardığı Perinaz Mahpeyker Yaman’ın “Kadın ve Aileden Sorumlu” Genel Başkan Danışmanı olduğundan, aynı konulardan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka’nın haberi yok. Dahası Nazlıaka sosyal medyada, Kılıçdaroğlu’yla “konuşarak teyit ettim” diyerek yalanlıyor. Oysa Yaman, Kılıçdaroğlu imzalı kapı gibi belgesini 27 Mayıs’ta yayınlamış sosyal medyada. Atama tarihine bir bakıyoruz, 26 Mayıs 2023, yani ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimine iki gün kala.
Acaba son anda Yaman’dan hangi danışmanlığı alıp 28 Mayıs’ta kazanmayı düşündü Kılıçdaroğlu?
Acaba kimlerin tavsiyesiyle?
Gerçi Kılıçdaroğlu onu da Ümit Özdağ’ın ifşa ettiği protokolü yalanladıktan sonra “Haberi yoktu” diyerek açığa düşürmüştü ama CHP Sözcüsü Faik Öztrak 2 Eylül gece saatlerinde sosyal medya hesabından Kılıçdaroğlu’nun 4 Haziran’da tüm danışmanlarının görevine son verdiğini duyurdu; yani o nedenle Yaman şu anda danışman değildi. Öztrak kendisine yakıştırmış mıdır acaba bu açıklamayı?
Bu skandala CHP içinden ilk açık tepki, Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer’den geldi, görevi bitmiş de olsa, laiklik ve Atatürk karşıtı birisinin CHP’ye danışman olması kabul edilemezdi.
Tekrar sorayım: acaba Kılıçdaroğlu kimden, hangi tavsiyeyle geçmişte AK Parti’den Batman Belediye Başkanı ve Milletvekili adayı olmak için başvurmuş, sosyal medyada Kılıçdaroğlu’na “kanı bozuk” gibi faşizan sokak ağzıyla hakaret etmiş bir kişiyi seçime iki gün kala danışman edinmişti? Danışmanlardan sorumlu parti abisi Erdoğan Toprak devrede miydi örneğin? Gerçi Yaman’ın danışmanlığı 8 gün sürmüş görünüyordu ama daha önce de parti yetkilileriyle çekilmiş fotoğrafları vardı; CHP Genel Merkezinde danışman pozlarında görülmüştü. Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu ya da onun ekibinin haberi olmadan CHP Genel Merkezinde çalışacak oda bulmak mümkün müydü?
CHP’deki devşirme hastalığı
Sadece Yaman da değil. Bir sosyal medya kullanıcısının 4 Haziran’da danışmanlık görevinin bittiğini duyurduğu bir baba-oğul var örneğin; Cuma ve Emin Karavar. Onlar da her halde dindar, İslamcı kitleyle helalleşip oylarını almak amacıyla devşirildi. “Yunan kazansaydı da hilafet, şeriat kalsaydı” diyen Kadir Mısıroğlu hayranı bir Cevdet Nasıranlı örneği var ki o da evlere şenlik. Verdikleri danışmanlıkla CHP’nin de 25 milyon muhalif seçmenin de aldığı sonuç ortada.
Milletvekili aday listesine alınmayınca Kılıçdaroğlu’na oy dahi vermediğini ilan eden, AK Parti’de kurucu üyelik ve bakanlık yaptıktan sonra CHP milletvekilliğinde de bulunan Abdüllatif Şener vakası üzerine yazmıştım. CHP’nin kronik hastalıkları arasında rakip takımda miadı dolmuş, artık yedek kulübesinde yer verilmeyen oyuncuları alıp onlardan CHP’ye, muhalefete ve en önemlisi Türkiye’ye fayda beklemek hastalığı var.
Yaraya tuz basmak gibi
Ama giderek muhalif seçmende bu konunun sade ve basiretsizlikle, aymazlıkla izah edilemeyeceği algısı da oluşmaya başladı. Başta CHP’liler, muhalif seçmenler birbirine bu kadar tesadüfün fazla olup olmadığını sormaya başladı. Acaba iktidar saflarından, sadece Kılıçdaroğlu değil, CHP yöneticilerinin bu zaafını kullanarak içeriye sızdırma mı yapılıyordu? Dahası, acaba bazı CHP yöneticileri bu işi AK Parti hesabına kolaylaştırıyor muydu?
Anlayacağınız, Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi daha seçim yenilgisinin sarsıntısında kurtulamamış seçmenlerinin zihninde şimdi de paranoya tohumları filizlendiriyor. Adeta seçmenin yarasına tuz basıyorlar.
Bir de Kılıçdaroğlu’nun ne olduğu henüz tam anlaşılamayan Hasan Cengiz karakteri ile gazeteci İsmail Saymaz’ın öne sürdüğü irtibatı var ki sanırım o pilav daha epey su kaldıracak.
İşi şakaya vuracak olsak CHP yönetiminin acaba bir siyasi dolandırıcılık şebekesinin mi eline düştüğünü sorarız.
Ama işin şaka kaldırır yanı kalmadı.
Bir kaç gün sonra, 9 Eylül’de kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından İzmir’in kurtuluşunu kendisine başlangıç yapmış Cumhuriyetin kurucu partisinden söz ediyoruz.
Bakalım daha neler çıkacak ortaya?
Kılıçdaroğlu: Bilsem atamazdım
Kılıçdaroğlu günün ilerleyen saatlerinde gazeteci Fikret Bila’nın Halk TV’de yayınladığı sorusuna yanıtında Perinaz Mahpeyker Yaman’ı Atatürk ve laiklik karşıtı mesajları üzerine “Bu mesajlarını bilseydim elbette atamazdım” dedi. “O günler koşullarında araştırma yapacak zamanım yoktu” diye izah etti; “Bir arkadaşım tavsiye etti”.
Kılıçdaroğlu gelen kimi eleştirilerin nezaket sınırlarını ihlal ettiğinden yakınmakta haklı. Doğru dürüst inceleme yapmadan, bir arkadaşının tavsiyesiyle tartışmalı bir ismi danışman olarak atamak zorunda olup olmadığı sorularını o yüzden CHP yönetimindeki yol arkadaşlarına bırakalım. Ancak Sayın Kılıçdaroğlu’na şu kadarını söyleyeyim ki, bu yazıyı okuyan kimi CHP milletvekili Yaman’ın kendilerine de ulaşıp irtibat aradığını ancak kısa bir araştırma sonucu güvenilir bulmadıkları için irtibat kurmadıklarını söylediler.
Kılıçdaroğlu’nun Bila’ya “Seçimi kazansaydık, yere göğe sığdıramayacaklardı” demesinin ise hem haklı hem haksız yanı var. Acaba bu danışmanlarla son dakikada durumu lehine çevirebileceğini kimler telkin etti kendisine ve CHP yönetimine?
- 3 Eylül 2023 saat 18.20’de güncellenmiştir.