2024 yılı bütçe görüşmeleri kapsamında Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bütçesi Meclis Genel Kurulunda 20 Aralık’ta kabul edildi. Bütçe görüşmeleri kapsamında TBMM’de konuşma yapan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Türkiye’nin paraya ihtiyacı yok” dedi, daha sonra soru üzerine sözlerini düzelten Şimşek, “ikili ilişkiler çerçevesinde” eklemesi yaptı.
2024 yılı Hazine ve Maliye Bakanlığı Bütçesi üzerine görüşmeler sırasında konuşma yapan Bakan Şimşek, dış kaynak arayışı ile yurtdışı seyahati yapıldığı eleştirilerine, “Seyahatlerimin hemen hemen hepsinde ana gündem maddelerinden bir tanesi yeşil ve dijital dönüşüm olmuştur. Biz hiç kimseden kaynak istemedik, hiç kimseden para istemedik, Türkiye’nin paraya ihtiyacı yok” sözleriyle yanıt verdi.
Bakan Şimşek, konuşmasında yer verdiği “paraya ihtiyacımız yok” sözlerine, konuşmasının ardından yapılan soru cevap bölümünde açıklık getirerek, “Bana ‘Siz ülke ülke dolaşıyorsunuz, bir şey gelmedi’ denildi. Ülkeleri dolaşırken programımızı anlatıyoruz. Dış kaynak ihtiyacımızı piyasadan temin etmeye başladık. Bizim, ‘ikili ilişkiler çerçevesinde kaynağa ihtiyaç yok’ demek istedim.” değerlendirmesinde bulundu.
Şimşek: “Sıcak para peşinde değiliz”
Şimşek, cari açığın finansmanını iyileştirmek istediklerini belirterek, “Sıcak para peşinde değiliz. Sıcak paranın tehlikelerinin farkındayız. Türkiyemize kalıcı, sermaye benzeri uzun vadeli kaynak peşindeyiz. Tabii ki ideal olarak doğrudan yatırımları da artırmayı arzuluyoruz ama bu bir çırpıda olmuyor, bunun zamana ihtiyacı var.” diye konuştu.
Fiyat istikrarını sağlamalarıyla Türkiye’nin doğrudan yatırım çekeceğine işaret eden Şimşek, bu sayede uzun vadeli kaynak da çekeceğini söyledi. Şimşek, “Hiçbir şekilde ‘Sıcak para gelsin, onun üzerinden rezervler artsın, biz burada rahatlayalımın’ peşinde değiliz. Tabii ki piyasa mekanizması içerisinde her türlü kaynak akışı olacak, oluyor da, biz buna açığız ama bizim tercihimiz doğrudan yatırımlar, sermaye benzeri, uzun vadeli.” ifadelerini kullandı.
“Kaynak akışı başladı”
Türkiye’ye çok ciddi bir kaynak akışının başladığına işaret eden Bakan, “Türkiye, 2023 yılında, proje ve program finansmanı amacıyla sadece Dünya Bankasından 7,9 milyar dolar finansman buldu. Küresel ve finansal koşullar çok daha elverişli olacak. Bütün şirketlerimiz daha ucuz finansmana ulaşabilecek. Enflasyonu düşürdükçe finansal koşullar daha iyi olacak” diye konuştu.
Enflasyonla mücadele nedeniyle sıkılaşan finansal koşulların gevşemeye başladığını, özellikle de gelecek yılın ikinci yarısından sonra küresel faiz indirimlerinin başlamasının beklendiğini anlatan Şimşek, “Bu, bizim programımız açısından da olumludur. Çünkü 2024 yılında gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımları muhtemelen daha olumlu olacaktır. Ayrıca salgın sonrası hızla artan emtia fiyatları da yılbaşından bu yana zayıflamaktadır. Böylesine küresel bir konjonktürde büyük ve daha güçlü Türkiye’yi hep birlikte inşa etmek, milletimizin refahını artırmak için çalışıyoruz ve ortaya bir program koyduk,” dedi.
Ağustos ayından itibaren aylık enflasyonun düşüş trendine girdiğini dile getiren Şimşek, şöyle konuştu:
“Enflasyondaki ivme kaybı çok net bir şekilde ortadadır ve 2024 yılı hedeflerimizle uyumlu bir patikaya doğru evrilmiştir. Nitekim, 12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerine bakarsanız son iki ayda 5 puan gerilemiş ve hedeflerimize yakınsamıştır. Yıllık enflasyon düşüşü, 2024’ün ikinci yarısında kendisini gösterecektir. Enflasyonu önümüzdeki yıl sonunda yüzde 36’ya, 2026 yılında ise tek haneli seviyelere düşürmeyi hedefliyoruz. Piyasa, önümüzdeki yıl ve sonraki hedefleri satın almaya başlamış durumda.”
“Net rezervler 43,9 milyar dolar arttı”
Bakan Şimşek, programlarının bir diğer önemli unsurunun rezerv birikimi olduğuna işaret ederek, “8 Aralık itibarıyla rezervlerimiz, Mayıs sonuna göre 43 milyar dolar artarak tarihi en yüksek seviye olan 141,4 milyar dolara ulaşmıştır. Net rezervler de 43,9 milyar dolar artarak 38,2 milyar dolara yükselmiştir.” dedi.
Döviz kredi talebi az olduğu için yerel bankaların Merkez Bankası ile swap yaptıklarını söyleyen Şimşek, “Yerel bankalarla yapılan swaplar çok rutin bir iştir ama yabancı ülkelerle yapılan swapları dahi çıkartsanız rezervlerimiz artıdır, esas olan da o hesaplamadır. Rezervlerimizdeki artış ülkemizin kırılganlığını azaltmaktadır. Finansal istikrarı güçlendirmiştir.” diye konuştu.
Şimşek, Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarına ilişkin de “Finansal piyasalardaki istikrarı gözeterek programımızın diğer önemli bir hedefi olan KKM’den çıkış için gerekli adımları attık, atıyoruz. KKM stoku ağustos ayında 3,4 trilyon lirayla zirveyi bulmuştu, 8 Aralık itibarıyla 2,7 trilyona düşmüştür. Önümüzdeki dönemde KKM’yi şirketler ve bireyler nezdinde cazip kılan vergi düzenlemelerini de gözden geçireceğiz.” ifadesini kullandı.
Kayıt dışı ekonomi ve gri liste
Türkiye’nin gri listeden çıkmasına ilişkin Şimşek, Türkiye’nin bu konuda 40 koşulun 39’unu yerine getirdiğini, ayrıca uygulamada etkinliği de sağlamaya yönelik çok ciddi bir çaba içerisinde olduğunu söyledi. Şimşek, “Şubat ayında bir toplantı yapılacak, bu hususlar değerlendirilecek. İnanıyorum ki Türkiye’nin katettiği gelişmeler ciddi bir şekilde dikkate alınacak.” dedi.
Şimşek, kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanıyla mücadeleyi kararlılıkla yürüttüklerini belirterek, “2023 yılında 4 bin 624 dosya kapsamında 14 bin 525 kişi hakkında rapor ve bilgi hazırlanarak, adli makamlar, kolluk ve istihbarat birimleriyle, ilgili kamu idareleriyle paylaştık.” dedi.
Türkiye’nin gri listeden çıkması için bir eksiğin kaldığını söyleyen Şimşek, “Onu da ocak ayında inşallah getireceğiz. Kripto varlıklara ilişkin yasal düzenleme ama bu yeterli olmuyor. Ayrıca, gri listeden çıkmak için uygulamada etkinlik gerekiyor. Uygulamada etkinlik noktasında da çok mesafe katettik ve FATF ile bunları paylaştık,” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Şimşek, KKM hesaplarına değinerek, şunları ifade etti:
“Muhtemelen önümüzdeki aylarda rezerv birikiminin güçlenmesiyle birlikte KKM’den çıkışı hızlandıracağız. Size perspektif sunuyorum. Ben geriye bakmıyorum, ileriye bakıyorum. Bu memleketin ileriye bakma dışında şu anda fayda sağlayacak ne zamanı var ne de gereği var. KKM’den çıkış stratejisini ekibimizle birlikte net bir şekilde ortaya koyduk ve çıkış başladı; 3,4 trilyon liradan 2,7 trilyon liraya düştü. Biz inanıyoruz ki önümüzdeki sene bu çıkış tamamlanacak. Erken veya geç. Ben niye burada net konuşmuyorum? Çünkü piyasa koşullarına bağlı. Rezerv birikimi bu hızla giderse biz çok hızlı bir şekilde bu süreci tamamlamış olacağız.”
Merkez Bankası’nın hesabı, TL’nin değer kaybı ve U-dönüşü tereddüdü