2023 yılında İsveç’in NATO üyeliği ve ABD’den satın alınacak F-16 savaş uçakları nedeniyle neredeyse dibe vurma noktasına gelen Türk-Amerikan ilişkilerinde son bir aydır belirli bir hareketlilik yaşanıyor. İki ülkenin Dışişleri Bakanları Hakan Fidan ile Antony Blinken 18, 21 ve 27 Aralık tarihlerinde üç kez telefonla görüştüler. Türkiye’nin burnunun dibine kadar geldiği halde Ankara’ya uğramaktan kaçınan ABD Dışişleri Bakanı, son 2 ay içerisinde iki kez Türkiye’yi ziyaret etti. ABD Başkanı Joe Biden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı telefonla aradı. Blinken’in 6 Kasım’daki Ankara ziyareti sırasında kendisiyle görüşmemek için Rize’ye giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kez Blinken’i kabul etmek için İstanbul’a gitti.
Blinken’in Türkiye ziyareti
Ahmet Davutoğlu Dışişleri Bakanı olduğu dönemde Amerikalı karşıtı Hillary Clinton ile yaptığı bir görüşmede, Türkiye ve ABD kadar ortak gündeme sahip olan bir başka iki ülke daha olmadığını söylemişti. İkili sorunları bir kenara bıraksak bile dış politikada bölgesel ve uluslararası sorunlara ilişkin ortak gündem maddeleri, Ukrayna-Rusya ve İsrail-Filistin savaşlarının eklenmesiyle artıyor.
Blinken, 4-11 Ocak tarihlerinde gerçekleştirmekte olduğu Orta Doğu turuna Türkiye’den başladı. Bu ziyaretler, 7 Ekim’den bu yana ABD Dışişleri Bakanı’nın yapacağı 4. Orta Doğu turu olacak.
Blinken’in 5 Ocak’taki Türkiye ziyaretinin ana nedeninin Gazze’den çok, İsveç’in NATO üyeliğinin sonuçlandırılması olduğunu söylemek mümkün. ABD bu yaz Vaşington’da NATO’nun kuruluşunun 75. yılı vesilesiyle düzenlenecek NATO Zirvesine büyük önem veriyor. Zirve öncesinde işi şansa bırakmamak amacıyla bu yılın ilk aylarında İsveç’in NATO üyeliğine ilişkin onay işlemlerinin tamamlanması için bastırıyor.
İsveç-F-16 açmazı için tek bir çözüm
Blinken Türkiye’ye hareketinden önce İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström ile telefonla görüştü. Resmi ziyaretlerden önce yapılan basın açıklamalarında genellikle görüşmelerde “ikili ve bölgesel sorunlar hakkında görüş alışverişinde bulunulacaktır” ifadesiyle yetinilir. Ayrıntılara girilmez. Oysa bu kez ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mathew Miller günlük basın brifinginde Blinken’in Türkiye’deki temaslarında İsveç’in NATO üyeliğinin ele alınacağını özellikle vurguladı.
Bu sorunun tek bir çözümü var. Türkiye’ye F-16 satışının ABD Kongresine sunulması ve İsveç’in NATO üyeliğinin TBMM tarafından onaylanması süreçlerinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başkan Biden’a önerdiği gibi, eş zamanlı yürütülmesi. İşin Türkiye kısmı daha kolay ancak ABD Kongresinden çatlak sesler gelmesi olasılığı var. Bu takdirde Türkiye’nin elinde son bir manivela daha kalıyor: Onaylamanın uygun bulunduğuna ilişkin kanunun cumhurbaşkanı tarafından imzalanmaması veya resmi gazetede yayınlanmasının geciktirilmesi.
Blinken Yunanistan’a neden gitti?
Blinken günübirlik Türkiye ziyaretinden sonra Yunanistan’a geçti. Yunanistan, Gazze savaşının sona erdirilmesi veya savaş sonrası oluşturulacak yeni yapının belirlenmesinde ağırlığı olan bir ülke değil. ABD ile Yunanistan arasında Bakan düzeyinde çözüm bekleyen bir sorun da yok. Blinken’in Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Dışişleri Bakanı Georgios Gerapetritis ile yaptığı görüşmeler, herhalde, “Daha daha nasılsınız?” havasında geçmiş olmalı.
Peki Blinken Yunanistan’a niçin gitti? Neden Girit? Yoksa Amerika bir ara terk ettiği Türkiye ile Yunanistan arasındaki denge politikasına geri mi dönüyor? Üstelik Girit’teki basın toplantısında Blinken’in ağzından adeta bal damlamış. Türkiye’nin bölgedeki önemini ve ağırlığını anlata anlata bitiremiyor. Girit Miçotakis’in memleketi. ABD’nin de Yunanistan’daki en büyük hava üssüne ev sahipliği yapıyor. Girit’in kimin tercihi olduğunu tespit etmek kolay değil.
Umarım ABD yeniden hatırladığı Türk-Yunan dengesini ileride diğer alanlarda da uygular.