ABD ile ilişkilerde 9 Şubat gecesi Kongre’den gelecek F-16 satış haberine göre yeni bir dönemin başlama işaretleri alınıyor.
Temkinli olmakta fayda var ama ABD Dışişlerinden Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in 12 Şubat’ta beklenen Türkiye ziyareti üzerine yapılan açıklamayı bu işaretlerden saymak mümkün. Dışişleri Sözcüsü Vedant Patel’in “Rusya’nın bazı kötü niyetli davranışlarından vazgeçme konusunda anlamlı bir rol oynayabilecekse bunu kesinlikle memnuniyetle karşılarız” sözleri bir kaç aydır Ankara diplomasi çevrelerinde yayılan “Putin gelirse ABD ve AB ile ilişkilerde sorun olur” türünden söylentileri boşa çıkardı. Gerçi Patel’in cümlesinde “Herhangi bir ülke” vurgusu var ama Türkiye Rusya’yla ilişkisi devam eden tek NATO ülkesi. Putin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İsveç’in NATO üyeliğini onaylayıp ABD Başkanı Joe Biden ile F-16 kapısını açmasından kısa süre sonra gelecek Türkiye’ye. Bu da Putin’in Şubat 2022’de Ukrayna savaşını başlatmasından beri Batı ittifakındaki bir ülkeye yapacağı ilk seyahat olacak; Erdoğan’la diyalogunun sürmesi önemli.
Ankara bir yandan da Orta Doğu’yla diplomasi trafiğini arttırıyor.
Erdoğan’ın bu süreçte Gazze Krizi nedeniyle İsrail’e tepki dozunu -ilk aylardakine göre- düşürdüğü yeniden İsrail-Hamas ilişkilerine dahil olma çabasına girdiği ve özellikle de Irak’la ilişkilere ağırlık verdiği gözlemleniyor.
MİT Başkanı İbrahim Kalın önceki hafta üst üste iki defa Irak’a, geçtiğimiz hafta da İsrail-Hamas ateşkes ve esir değişimini konuşmak üzere Katar’a gitmişti.
Bu hafta da Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak’ın Irak temaslarında. Güler ve Gürak 6 Şubat’ta Irak hükümet yetkilileriyle üst düzey temaslar için Bağdat’taydı. 7 Şubat’ta da Irak Kürdistan Bölgesel Yönetiminin (IKYB) merkezi Erbil’e geçtiler. İkili burada da IKBY Başkanı Neçirvan Barzani, Başbakan Mesrur Barzani ve Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani’yla görüştü. (*)
Güler ve Gürak, Bağdat’ta yalnızca karşıtı Sabit El Abbasi ile değil, Cumhurbaşkanı Abdüllatif Reşid, Başbakan Şiya es-Sudani, İçişleri Bakanı Kamil Şammari ve Ulusal Güvenlik Müsteşarı Kasım Hüseyni ile de görüştü. Akla ilk gelen, Irak’la ilişkilerde görülen bu trafik artışının PKK’ya karşı mücadelede Türkiye ve Irak arasında, Irak Kürt Federasyonunda yönetimde bulunan KDP’nin de katkısının beklendiği bir işbirliği çalışmasının sürdürüldüğü.
Hatırlanacağı gibi Abbasi, Irak istihbaratı Cihaz el-Muhaberat yetkilileriyle birlikte 19 Aralık’ta Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın konuğu olarak Ankara’ya gelen karşıtı Fuad Hüseyin’in heyetine katılmış, Güler ve Kalın’ın da katılımıyla üst düzey bir güvenlik toplantısı yapılmıştı.
Kalın’ın Bağdat, Kerkük ve Erbil seyahatleri, Güler ve Gürak’ın Bağdat ve Erbil seyahatleri ABD ile ilişkilerde normalleşme ihtimaline bağlı olarak PKK’nın Irak’ın Türkiye ve İran sınır bölgesinde, Kandil Dağlarında 1980’lerin başından bu yana süren etkili varlığını baskı altına almaya yönelik bir girişim olduğu görülebiliyor.
Ancak Irak’la ilişkilerde görülen bu canlanmanın PKK ile mücadelenin yanı sıra başka boyutları da var.
Örneğin, Kerkük ve Musul petrollerini Adana’nın Ceyhan limanına bağlayan petrol boru hatlarının yeniden düzenli işletmeye alınması.
Örneğin, uzun yıllardır konuşulan Habur dışında yeni bir sınır kapısının açılması projesinin rafta indirilmesi.
Örneğin, Basra Körfezinden başlayıp ülkeyi güneyden kuzeye kat ederek Türkiye sınırına ulaşacak kara ve demiryollarından oluşan “Kalkınma Yolu” projesi.
Birinci dünya savaşı öncesindeki Basra-Berlin demiryolu projesini de akla getiren Kalkınma Yolu projesi, bu dönemde sadece Avrupa-Orta Doğu değil Karadeniz yoluyla Rusya-Ukrayna, Kafkaslar ve Orta Asya ile ticari ilişkilerde stratejik bir alternatife dönüşebilir; tabii eğer hayata geçirilebilirse. Bu konuda Sudani’nin 21 Mart 2023’teki Ankara ziyareti sırasında Erdoğan’la ortak irade beyanı açıklanmıştı. O zamandan bu zamana Gazze Krizinin patlaması, Kızıldeniz-Süveyş’in güvenli ticaret yolu sayılmaktan çıkması gibi gelişmeler. Kalkınma Yolu projesinin boru hatları takviyesiyle Körfez petrol ve gazı için de alternatife dönüşme ihtimalini ortaya çıkardı.
Elbette bunun niçin sadece PKK değil, IŞİD, El Kaide ve İran Devrim Muhafızları vekaletindeki örgütlere karşı da güçlü bir güvenlik kalkanı gerekiyor.
Kalın’ın Katar’da Hamas lideri İsmail Haniye ile görüşmesinden hemen sonra Hamas henüz İsrail’le ikinci ateşkes ve esir değişimi anlaşmasına hazır olmadığını açıklamıştı.
Ankara da Mısır ve Katar’ın arabuluculuğuyla olgunlaştırılan bu anlaşmaya çekinceyle yaklaşıyor, ilk anlaşmada olduğu gibi resmin dışında kalmak istemiyordu. Gazza Krizi sonrasında sadece İsrail’le değil Hamas’la ilişkilerde de kopukluklar yaşanmıştı.
Diplomatik kaynaklara göre, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile 6 Şubat akşam saatlerinde yaptığı telefon görüşmesinde Katar ve Mısır tarafından sunulan çerçeveye Türkiye’nin desteğini bildirdi. İlerleyen saatlerde ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken de yeni bir anlaşmadan umutlu olduğunu açıkladı.
Ancak hem Hamas hem İsrail yönetimlerinde ateşkes ve esir değişimine karşı olanların varlığı biliniyor.
(*) 7 Şubat 2024, saat 15.33’te güncellendi.
İçişleri Bakanlığı'nın tartışmalı bir kararla Tunceli ve Ovacık belediye başkanlarını görevden alarak yerlerine kayyum ataması,…
Kendimden korkuyorum artık. Bıkkınlık gelip Stockholm Sendromuna yenik düşmekten, sahte mutluluk yaşayıp adalet mücadelesini bırakmaktan…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün 22 Kasım'da Ankara’da yargılanmaya başlaması Türkiye’de siyaset üzerindeki…
Üç MHP milletvekilinin istifası haberi 20 Kasım akşam saatlerinde siyaset kulisine bomba gibi düştü. Beklenen…
Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Çayırhan Termik Santrali’nde yaklaşık 500 madenci özelleştirme kararına karşı kendilerini maden…