Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek seçim sonrası kaynak arayışı toplantılarına ABD’den başlıyor. Şimşek 17-19 Nisan’da her yıl yapılan IMF ve Dünya Bankası Bahar dönemi toplantıları ile 18 Nisan’da yapılacak G20 Ekonomi Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları toplantılarının yapılacağı Vaşington ve ardından Nev York’ta yatırımcılarla yoğun toplantılara katılacak. Bu toplantılarda Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan ve ekonomi bürokrasisinden üst düzey isimler de Şimşek’e eşlik edecek.
Bu toplantıların Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 9 Mayıs’ta ABD Başkanı Joe Biden ile dört yıldır yapmak istediği Beyaz Saray görüşmesinin öncesine denk gelmesi de önemli bir ayrıntı.
Bakanlık kaynaklarından edinilen bilgiye göre Şimşek, görüşeceği ABD merkezli yatırım fonlarına, ekonomik krizden çıkış için Orta Vadeli Programın (OVP) devam edeceğini anlatıp Türkiye’de dış kaynak çekmeye çalışacak.
Yatırımcı fonlar ne istiyordu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 31 Mart seçimi ardından OVP’nin devam edeceği yolundaki açıklamaları bu bakımdan Şimşek’e dayanak noktası sağlıyor. Seçimlerden önce nabız yoklamak için Türkiye’ye gelen yabancı yatırım fonlarının en çok sorduğu soru, seçim sonrasında Şimşek’in görevden alınıp alınmayacağı, OVP’nin devam edip etmeyeceği olmuştu.
Yabancı yatırımcıların soruları arasında CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kazanıp kazanmayacağı, kazanırsa 2019’da olduğu gibi Erdoğan’ın buna karşı çıkıp çıkmayacağı vardı. Bu soruyu demokratik işleyişe çok düşkün olduklarından değil, koyulan kurallara uyulup uyulmayacağını göstermesi, bir anlamda yönetişim bakımından soruyorlardı. Bir de Erdoğan’ın Merkez Bankasından yüzde 45 olan politika faizini seçim sonrası yeniden düşürülmesini isteyip istemeyeceği soruları geliyordu.
Ne oldu?
İmamoğlu açık farkla ikinci defa seçildi. Merkez Bankası seçimlere 10 gün kala, 21 Mart’ta politika faizini düşürmek bir yana yüzde 50’ye çıkardı.
AK Partili siyasetçilerin 31 Mart seçim yenilgisinin suçunu emeklilere ek zam yaptırmadığı için yıkmak istedikleri Şimşek ise, Erdoğan’ın “güveniyoruz” korumasıyla hem iki önemli uluslararası toplantıda (IMF-Dünya Bankası ve G20) hem de seçim sonrası ilk büyük tanıtım toplantıları dizisiyle uluslararası yatırım fonlarının karşısına çıkıyor.
Bu gelişmelerin hemen öncesinde Dünya Bankasının Türkiye’ye 2024-2028 dönemi için 18 milyar dolar proje finansman desteği sağlama kararını açıklamasının, Şimşek’in elini güçlendirmesi bekleniyor.
Dünya Bankası ve IMF söylentileri
Hazine ve Maliye Bakanlığı kaynakları, Dünya Bankası açıklamasıyla birlikte medya ve piyasa oyuncuları tarafından yayılan “IMF ile anlaşma” iddialarından rahatsız. İsminin açıklanmasını istemeyen bir kaynak, IMF ile Dünya Bankasının ayrı olduğunu, IMF’nin borç, Dünya Bankasının ise proje desteği verdiğini bütün açıklamalarına karşı birilerinin anlamak istemediğini söyledi. (Bu konuda iktisatçı Mahfi Eğilmez’in yaygın okunan açıklayıcı yazısı dahi söylentiler kadar etkili olamadı.)
Erdoğan’ın IMF ile anlaşmaya karşı olduğu biliniyor. Öte yandan Türkiye’nin sorununun 2001 krizinde olduğundan farkı ve ekonominin büyüklüğünün IMF anlaşmasıyla çözülemeyecek boyuta geldiği da biliniyor. Burada sorun, Erdoğan’ın yine alerji duyduğu “yapısal reformları” kendisi yapması halinde IMF’ye zaten ihtiyaç duyulmayacağının bilinmesine rağmen, vergi reformu başta olmak üzere bu adımların atılamaması. Vergi gelirlerinin yüzde 60’ı hala tüketimden alınan dolaylı vergiler.
Şimşek, yapısal reformlar ve AK Parti
Yirmi küsur yıldır Erdoğan’a destek olan ekonomi kesimleri vergi reformu istemiyor.
Şimşek bunu yapabilecek mi? Daha adil bir vergi düzeni kurulup işletilebilecek mi?
Şimşek’in Vaşington ve Nev York toplantılarından Erdoğan’a kaynak müjdesi vermesi kadar, hatta uzun dönemde daha önemlisi, bu gelişmelerin Türkiye’de daha iyi bir yönetişimi mümkün kılacak reform adımlarının atılmasını sağlayıp sağlamayacağı.
Şimşek’in ABD’de bulunacağı bir hafta süresince Erdoğan da 31 Mart seçimlerinin faturasını AK Parti yönetiminden, hatta üst bürokrasi ve kabineden kimlere keseceği konusunda mesafe almış olacak. Bugün Cumhurbaşkanlığı kabinesi toplantısı var. Onu AK Parti yönetim toplantıları izleyecek. Erdoğan Bayram boyunca bu muhasebeyle uğraştığını gizlemedi zaten. Bazı koltuklar boşalacak.
Seçim heyecanı bitti ama heyecanlı günler devam ediyor.