Yetkin Report

  • English
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Hafıza Kartı
  • Hayat
  • Yazarlar
  • Arşiv
  • İletişim

Bahçeli’nin klibi ve bir soru: Erdoğan Anayasayı kiminle değiştirecek?

Yazar: Murat Yetkin / 25 Nisan 2024, Perşembe / Oda: Siyaset

MHP lideri Bahçeli’nin sözleri sitem dolu müzik eşliğindeki yürüyüş klibi dahi 31 Mart seçimleriyle değişen siyasi iklimin sonucu. Dikkatler Erdoğan-Özel görüşmesinde. Erdoğan Anayasayı kiminle değiştirbilecek. (Foto: X/MHP)

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 24 Nisan akşamüzeri MHP resmî sitesinde yayınlanan video klibi sadece sosyal medyayı değil, siyaset kulisine de bomba gibi düştü. Bahçeli hayranı olduğu arabesk şarkıcısı Ferdi Tayfur’un sitem dolu “Söyleten Sensin” eseri eşliğinde, spor kıyafetle, bir antrenman pistinde yürüyüş yapıyordu. Aynı mekânda yapılmış beş çekimden monte edilmiş 1 dakika 25 saniyelik klipte Bahçeli koşu çizgilerinin arasında dümdüz yürüyüşüne devam etmeye gayret ederken gayet kararlı bir yüz ifadesi taşıyor. Ev kazasıyla zedelenen omuzundaki askı çıkmış, 31 Mart’ta oy kullanırken yüzündeki bereler kaybolmuş, adeta 23 Nisan’daki TBMM davetine sağlık nedenleriyle gelemediğini iddia edenleri yalanlıyor.

Bu kliple neyi amaçladığını ancak Bahçeli açıkladığında daha sağlıklı tartışabiliriz.

Yine de Bahçeli’nin bu klibi siyasi iklimin 31 Mart seçimleriyle nasıl değişmekte olduğunun yeni bir kanıtı sayılmalı.

Bahçeli’nin sitemi Erdoğan’a mı?

Bahçeli’yi bilen bilir. Her sözünün her adımının, hamlesinin kendince simgesel bir anlamı vardı; boşuna yapmamıştı. “Tek başıma da kalsam yola devam” temalı klibine sözleri ağır sitem taşıyan o şarkıyı seçmesinin de elbette bir anlamı vardır.

İlk akla gelen Bahçeli’nin Cumhur İttifakındaki ortağı Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Tayyip Erdoğan’a mı sitem ettiği sorusudur. Erdoğan, 2015’e dek kendisine sert muhalefet eden Bahçeli’nin 15 Temmuz 2016’dan sonra verdiği destek sayesinde 2017’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilen Anayasa değişikliğini yapabilmiş, 2018 ve 2023’te Bahçeli’nin desteğiyle Cumhurbaşkanı seçilebilmiştir; Bahçeli böyle düşünmekte haksız mıdır?

Oysa 31 Mart seçimlerinden itibaren Erdoğan adeta ortağını ikinci plana atmış görünmektedir. Dahası, kendisi TBMM Grubuna yaptığı konuşmada MHP’yi (kendi yaptığı özel bir hesapla) yüzde 16,62 ile üçüncü parti ilan etmişken, Erdoğan görünüşte Cumhur İttifakı ve MHP’yi taltif ederken ülke geneli sonuçlarına göre yüzde 5 ile (Yeniden Refah ve DEM’in altında) göstermiştir.

Şimdi de Anayasa değişikliği için gözünü CHP’ye çevirmiş görünmektedir.

Erdoğan Anayasayı kiminle değiştirecek?

Siyasette dikkatlerin Erdoğan-Özel görüşmesine, AK Parti ve CHP eksenine yoğunlaşması da kuşkusuz 31 Mart yerel seçimlerinde ortaya çıkan manzaranın bir sonucu.

Görüşmeye karar verilmesinde dahi siyaset diplomasisinin ürünü olduğuna Meclis’teki 23 Nisan davetinde tanık olduk.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu görüşmeden beklentisini “daha özgürlükçü” bir Anayasa için CHP’nin desteğini almak olarak açıkladı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Erdoğan’ın Anayasa konusunda söyleyeceklerini “dinleyeceğini” söylemekle yetindi. Özel’in gündemiyse başka; bir yandan iktidarın CHP’li belediyelere icraat engeli çıkarmasına engel olmak diğer yandan da CHP içinde 31 Mart kazanımlarıyla artan etkisini pekiştirmek. Ama Özel’in Erdoğan’la görüşeceğini söylemesi dahi önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Sarayla müzakere edilmez, mücadele edilir” tepkisine yol açtı. Bu tepki aslında Özel’e Erdoğan’la görüşmelerinde kendisinin de o kadar rahat olmadığını göstermesi bakımından güç verecek görünüyor.

Burada ikilem, Erdoğan’ın Anayasayı değiştirmek için kimin desteğini esas alacağı: Bahçeli’nin mi, Özel’in mi?

Bu aslında iki ayrı Anayasa değişikliği modeli demek ama, asıl soru sorulmuyor.

Halkın Anayasa talebi var mı?

Bahçeli’nin de Özel’in de ve aslında -tam da şu 31 Mart tasfiyesi döneminde dile getirilemese de- AK Partililerin de sorması gereken soru şu: Halkın gerçekten Anayasanın değiştirilmesi gibi bir talebi, bir sorunu var mı?

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni bir Anayasanın Meclis’in “boynunun borcu olduğunu söylüyor. Ancak 31 Mart’ta Erdoğan’ın da Bahçeli’nin de yaşadığı hayal kırıklığı Anayasanın değiştirilmemesi değil, ekonomik kriz nedeniyle halkın büyük çoğunluğunun hayat pahalılığı nedeniyle iki yakasını bir araya getirememesi. Emekçilerin ve emeklilerin ekonominin kısa sürede düzeleceği yönünde ümidini kaybetmeleri.

Erdoğan, AK Parti’deki 31 Mart sonrası hamleleri Anayasa değişikliği tartışmalarının sis perdesi arkasına saklamak istiyor olabilir.

Öte yandan Erdoğan’ın yeni Anayasa söyleminden heyecan duyan sadece iki parti görünüyor çok parçalı parlamentomuzda: DEM Parti ve HüdaPar. İkisinin ortak noktası Kürt meselesi; HüdaPar’ın bir de laiklikle sorunu var.

İlk 4, 14 ve 66’ıncı maddeler

Kurtulmuş’un 1921 Anayasası fikrini ortaya atması o Anayasa’daki “Devletin dini İslam’dır” maddesini akla getirdi. Oysa MHP de CHP de, 2023 seçimlerinde CHP ile birlikte “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” Anayasa taslağına imza atan diğer partiler de Türkiye Cumhuriyeti’ni “laik, demokratik sosyal hukuk devleti” olarak tanımlayan ilk dört maddesinin değişmesini istemiyor.

Ayrıca hem Erdoğan hem Bahçeli’nin -o zaman- mükemmel olarak tanımladığı 2017 Anayasasının 14’üncü ve 66’ıncı maddeleri de Meclis’te özellikle DEM ve HüdaPar tarafından gündeme getirilebilir. Bunlardan ilki hak ve özgürlüklerin laikliğe karşı kullanılamayacağını diğeri de “Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” hükümlerini içeriyor.

Bir soru daha: bu konularda anlaşılsa dahi, Erdoğan Anayasayı 400 oy bularak Meclis’te mi, yoksa 360 oy bularak halkoyuyla mı değiştirmek isteyecek?

İkinci seçenek hem Erdoğan hem de Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonomik krizden çıkış amacıyla Türkiye’ye çekmek istedikleri yatırımcılara “2028’e dek seçim yok” taahhüdü ile çelişiyor. İlk seçenekteyse yollar daha çok CHP’ye çıkıyor.

Hareketli günler, izliyoruz.

Yeni yazılardan haberdar olun! Lütfen aboneliğinizi güncelleyin.

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

Etiketler: anayasa değişikliği, Devlet Bahçeli, ekonomik kriz, Ferdi Tayfur, Kemal Kılıçdaroğlu, Mehmet Şimşek, müzakere değil mücadele, Numan Kurtulmuş, Özgür Özel

OKUMAYA DEVAM EDİN

AB ile acı gerçekler: vize kolaylığı beklemeyin, üyelik olmayacak
‘Erdoğan’ın Ayasofya için Danıştay’a ihtiyacı yoktu’
Altı lider “Aday kim?” sorusuna kızıyor ama vakit daralıyor
  • Özel: Silah bırakılmasını bekliyoruz. Erdoğan: Müjdeleri alacaksınız10 Mayıs 2025
  • Yasakla koruyup baskıyla şekillendirerek yönetmeye çalışmak10 Mayıs 2025
  • Kürt sorununa PKK’nın silahsızlandırılması yoluyla çözüm kapısındayız9 Mayıs 2025
  • Avrupa Birliği ile Türkiye’nin yeni ilişki dinamiği: güvenlik9 Mayıs 2025
  • 9 Mayıs Avrupa Günü mü, Zafer Günü mü?9 Mayıs 2025
  • Özel “Hürriyet kavgası” dedi. İmamoğlu’na yasak, Yavaş’tan cevap geldi8 Mayıs 2025
  • Merz dönemi sancılı başladı: Almanya modeli sarsılıyor7 Mayıs 2025
  • Erdoğan-Bahçeli: dört ay sonra yarım saat. İmamoğlu, PKK, ABD7 Mayıs 2025
  • Anayasa Mahkemesi Erdoğan’a bağımsız yargı ve adalet için yakarıyor6 Mayıs 2025
  • Ankara’dan PKK’ya silah bırakma ve fesih kararı için son hafta uyarısı6 Mayıs 2025
Haberler arşivinde arama yapın...

Siyaset

Ekonomi

Hafıza Kartı

Hayat

Arşiv

English

Hakkımızda

Künye

Yazarlar

Yardım

Reklam & İşbirliği

Bize Ulaşın

tbtcreative.com | UFKZDN © 2024 yetkinreport.com

Kurumsal Bilgiler     ·      Yardım     ·      Kullanıcı Sözleşmesi     ·      Yasal Çekince

TOP