MHP lideri Devlet Bahçeli CHP lideri Özgür Özel’i muhatap alıp diyalog kurduğu için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a kızgınlığını MHP’yi eleştirenlerden çıkarmaya çalışıyor. TBMM Grup toplantısını iptal ederek 23 Temmuz’da Balgat’taki parti merkezinde yaptığı basın toplantısının özeti budur. Siyasetçi, gazeteci ve araştırmacılardan oluşan 154 kişilik listedeki isimlerin MHP’yi eleştirme çetelesini de göstererek sanırım hem yıldıracağını düşünüyor hem de Erdoğan’a “Bunlara sen yüz veriyorsun” demek istiyor.
Listede olduğumdan Cumhuriyet’te Barış Terkoğlu’nun 22 Temmuz yazısıyla haberim oldu. (Bizim NOW TV Orta Sayfa ekibi, Doğan Şentürk, Çiğdem Toker, Deniz Zeyrek ve Nevşin Mengü’yle tam takım listedeyiz.) Ana muhalefet CHP lideri Özel dahil 5 siyasi parti lideri var listede: Müsavat Dervişoğlu, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu ve Ümit Özdağ.
Bir tek ortak noktamız var: Sinan Ateş cinayetinin arkasında ne olduğunu sormak.
Mahkemeye “Alın bunların ifadesini” buyurmuşlar, mahkeme reddince basın toplantısı…
Hedef göstermiyoruz, muhatabımız değiller, yargıda hesaplaşacağız dedi.
Bir de hedef gösterseydiniz ne yapacaktınız Sayın Bahçeli?
Hedef gösterme eski alışkanlık
Gerçi daha önce daha açık şekilde hedef alındığım var Bahçeli tarafından.
Aslında aramızda şahsi bir sorun da yoktur. Kendisini ilk televizyon canlı yayınına (NTV, 1998) çıkaran gazetecinin ben olduğumu yakın çevresine halen söyler. Benimki şiddeti teşvik etmedikçe herkesin söz hakkı olması gerektiğine dair artık modası geçmiş bir düşünceydi elbette.
Ama bu durum hiçbir zaman MHP basın bürosunun hakkımda tuttuğu çeteleyi kamuoyuyla paylaşıp muarızlığımı teşhir etmesine engel olmamıştır.
Listede adımı görünce bundan 22 yıl önce bir MHP TBMM Grup toplantısını hatırladım; tam olarak 4 Haziran 2002 tarihinde. Bülent Ecevit’in üçlü koalisyonunun son günleri, Bahçeli Başbakan Yardımcısı.
Konuyu o zaman kendisinin frenlemesi nedeniyle Ecevit ve Mesut Yılmaz’ın yapamadığı, ama kendisinin erken seçim çağrısıyla Kasım 2002 seçimlerinde iktidara gelecek AK Parti’nin -CHP desteğiyle- yapacağı Avrupa Birliği uyum reformlarına getirdi.
Teslimiyetçi zihniyetteki bazı gazeteciler MHP’yi AB karşıtı olmakla eleştiriyorlardı. Sonra elindeki notlardan okumaya başladı.
İşte basın ve ifade özgürlüğü
Bahçeli şöyle devam etmişti:
• “23 Mayıs ve 1 Haziran (2002) tarihleri arasındaki günlük gazetelerde MHP’nin AB üyeliğine bakışı ve görüşleri ile ilgili olarak 55 köşe yazarının 107 yazısı yayınlanmıştır. 4 tanesi doğrudan ya da dolaylı olarak MHP’yi haklı bulurken, geri kalan tümü haksız bulmuştur. MHP hakkında en çok yazı yazanlar Murat Yetkin, İsmet Berkan, Taha Akyol ve Mehmet Ali Birand’dır”.
Çetelede birinci sıradaydım ve Bahçeli bunu söylerken bana sert bir bakış atmıştı; grup toplantısını ön sıralardan izliyordum.
Başlar bana dönerken, ben de sükunetle not defterimden bir yaprak koparıp “Başıma bir şey gelirse sorumlusu kim olacak?” yazdım ve yan yana oturduğumuz, o dönem Bahçeli’nin Özel Kalem Müdürü olan Arif Fırtına’nın önüne sürdüm. Daha sonra RTÜK’te MHP Temsilcisi olacak Fırtına, “Yok canım, olmaz öyle bir şey” gibi rahatlatmak amaçlı bir şeyler söyledi rahatsızlığını belli ederek.
Basın ve ifade özgürlüğünün sınırlarını böylece sınamış olduk.
Anlaşılan yine sınıyor, sınanıyoruz.
Erdoğan tehlikenin farkında mı?
Kıbrıs davası görünümlü basın toplantısının başında da güya CHP lideri Özel’i hedef alıyormuş gibi aslında Erdoğan’a sert eleştirilerde bulundu.
“Yumuşama dayatması” ne demekti örneğin? Ya da “Yumuşama dedikodusu?” ne anlama geliyordu. Bahçeli, Özel ile görüşmelerini “Siyasette yumuşama” olarak tanımlayanın Erdoğan olduğunu elbette biliyordu. Sonra CHP’nin “Yumuşama veya normalleşme” çağrılarının “Zemzem suyu diye ikram edilen baldıran zehrini” içen Erdoğan değil miydi?
Ben de çoğu meslektaşım da gazeteciliği bildiğimiz gibi yapmayı sürdüreceğiz. Ama Bahçeli apaçık Erdoğan’ın Özel’le, AK Parti’nin CHP ile bırakın ötesini konuşmasından dahi rahatsızlığını bizlerin üzerinden dışa vuruyor.
Erdoğan’ın Sinan Ateş’in eşi ve çocuklarıyla görüşmesinde dahi Özel’le konuşmasının etkisi bulunmasına tepkili.
Erdoğan’a dosya gösterdi, polis şefine alini öptürdü, Çakıcı ve ÖSO üzerinden mafyayı gösterdi ama Erdoğan 20 Temmuz Kıbrıs törenlerinde Özel ile üçüncü görüşme için randevulaştı.
Hedef konulu bu basın toplantısı Bahçeli ve MHP’de asabiyetin yükseldiğinin kanıtı.
Geçen günkü soruyu tekrarlayalım: Erdoğan daha nereye kadar sabreder?