İsrail 17 Eylül’de Hizbullah’ın örgütsel haberleşmede kullandığı çağrı cihazları patlatarak saldırısı ardından 18 Eylül’de de örgütün kullandığı el telsizlerini patlatarak Hizbullah’a ikinci darbeyi vurdu.
Lübnan Sağlık Bakanlığı Beyrut’ta ilk saldırıda öldürülenlerin bir kısmının cenaze töreninde güvenliği sağlayan Hizbullah üyelerinin ellerindeki telsizlerin aynı anda patlatılması sonucu 20 kişinin öldürüldüğü 450 kişinin yaralandığını duyurdu. Çağrı cihazlarını bombaya dönüştürerek yapılan ilk saldırıda da Lübnan’da 12 kişi öldürülmüş, bir kısmı ağır durumda 2750 kişi yaralanmıştı.
Hizbullah’ın İsrail’in siber sızmasına karşı örgüt içi haberleşmenin cep telefonları değil, çağrı cihazlarıyla yapılması talimatı uyarınca bağlantılarına dağıttığı cihazların patlamasıyla Suriye’de de -aralarında İran Devrim Muhafızlarının da bulunduğu bildirilen- 19 kişinin öldürülüp 131’inin de yaralandığı ajanlarca bildirilmişti.
Yararlılar arasında bulunan İran’ın Beyrut Büyükelçisi Mücteba Amâni’nin bir gözünü kaybettiği durumunun ciddi olduğu haberleri var.
Saldırılar, İran’ın da desteğiyle Orta Doğu’nun en güçlü silahlı örgütlerinden biri olarak bilinen Hizbullah’ın Arap dünyası içindeki yerine siyasi bakımdan ağır hasar verdi. Ancak hasarın teknik/örgütsel boyutları da var.
Hizbullah’a üçlü darbe
Böylelikle İsrail’in Hizbullah’a ve bağlantılarına iki gün içinde taşınabilir haberleşme cihazları üzerinden verdiği hasar, resmi rakamlara göre 51 ölü, 3330 yaralı oldu. Üstelik bu kişiler Hizbullah merkezinin önem verip cihaz dağıttığı kişiler olduğu için örgütün üst ve orta kademelerinden oldukları düşünülüyor. Yani İsrail dış istihbarat servisi Mossad’dan bilinen saldırılar sonucu Hizbullah’ın cephedeki komutanından finansman sağlayan iş insanına dek üç bin küsur bağlantısı bir anda devre dışı bırakılmış oldu.
Hizbullah’a ikinci darbe örgüt şemasının, İran’la organik ilişkileri dahil bir anda isim isim açığa çıkması oldu. İsrail istihbaratının tek yapması gereken hastane kayıtlarına bakmak oldu. Bu durum Hizbullah lideri Şeyh Hasan Nasrallah yönetimi dahil örgüt yapılanmasının yeniden inşası baskısını ortaya çıkarıyor.
Üçüncüsü, çağrı cihazları ardından -onların da yeni alındığı anlaşılan- el telsizlerinin de patlatılmasıyla Hizbullah’a ağır bir iç haberleşme darbesi de vuruldu; dolayısıyla güvensizlik dalgası tetiklendi.
Bu koşullar İsrail’in Lübnan’a yeni bir askerî harekât başlanması veya kırılgan Lübnan hükümetini İsrail’le uzlaşmaya zorlayabilir.