Yetkin Report

  • English
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Hafıza Kartı
  • Hayat
  • Yazarlar
  • Arşiv
  • İletişim

Enflasyonun Artması Şaşırtıcı mı?

Yazar: Mehmet Gün / 03 Şubat 2022, Perşembe / Oda: Ekonomi
Cumhurbaşkanı Erdoğan fiyartların o kadar da yüksek olmadığını göstermek için kameralar eşliğinde market alışverişine çıkmıştı.

TÜİK’e göre Ocak 2022 sonu itibarıyla tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 49’a, üretici fiyat endeksi (ÜFE) de yaklaşık yüzde 100’e dayandı. Ekonomi uzmanları, hükümetin söylemlerinin tersine enflasyonun Mayıs sonuna kadar artmaya devam edeceğini öngörüyorlar.
Daha 3–4 ay önce enflasyonun yüzde 20’ler seviyesine tırmanmasını endişeyle karşılıyorduk. O tarihlerde katıldığım, iş dünyası temsilcileri ile ekonomistlerin bir araya geldiği kapalı toplantılarda doğru adımlar atılırsa enflasyonun kontrol altına alınabileceği, alınmazsa kontrolden çıkacağı ve hiperenflasyona kapılacağımız tartışılıyordu.
“Tecahülüarif” (edebiyatta bilmezden gelme) yaparak cevabını peşin bildiğim “Doğru adım nedir?” sorumu ekonomistler şöyle yanıtladı: Merkez Bankasının (TCMB) politika faizini yükseltmesi, başta hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı konusunda yapısal reformların yapılarak ülke risk puanının aşağı çekilmesi.
Merkez Bankasının paramızın değerinin düşmesine neden olacak kararları aldıkça, piyasada öngörülebilirlik kayboluyor, fiyat oluşumu zorlaşıp enflasyon azıyor. “Eller gider Mersin’e biz gideriz tersine” sözünü doğrularcasına göz göre göre yanlışa gittiğimizi iş dünyası da görüyor.

İş dünyası konuşmaktan çekiniyor

İş dünyası açıkça “Merkez Bankası faizleri artırmalıdır” demeye çekindiği gibi sorunun kök sebeplerini dillendirmekten de çekiniyor; bu durumun temel sebebini de analiz edip ortaya koyamıyor. Hukuk ve yargının Cumhurbaşkanını sınırlandıramamasının sorunların kök sebebi olduğunu iş dünyası açıkça ortaya koyamıyor.
Cumhurbaşkanının TCMB başkanlarını görevden alma yetkisi olmadığını, kararlarının hukuka uyarsızlığını, eylem ve söylemleri ile bu kurum üzerinde kurduğu baskının hukuka aykırılığını ileri süren bir dava açılmadı. Bu kararlar iş dünyasını doğrudan ve ilk derecede etkilemesine karşın iş dünyası Cumhurbaşkanının yetkilerini ve sınırını hukuk zemininde tartışmaya açmaya cesaret bile edemiyor.
Oysa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma ve TCMB başkanlarını görevden alma kararlarına karşı iptal davaları açılmış olsaydı tamamı değilse bile süregelen bazı hatalar önlenebilirdi. Kesin kaybedilecek olsalar bile bu davaların açılması, Cumhurbaşkanının yetkisini ve bu yetkinin sınırlarını net olarak ortaya çıkarırdı.

Neden hesap sorulamıyor?

Oysa iş dünyası bu tartışmalı kararlar hakkında mevcut yargı ve hukuk yollarını kullanmayarak hem o kararları doğru imiş gibi benimsemiş hem de benzerleri için cesaretlendirmiş oldu.
Son 3-4 aylık dönemde de tecrübe ile görüldüğü gibi enflasyon aslında paramızın değerini koruma konusunda doğru, sağlıklı ve isabetli kararlar alınmamasının sonucudur. Fakat isabetsiz ve aklın gereğinin tersi yönde kararlar alınmasına imkân veren ortam bu durumun kök sebebidir. Doğru soruları sormak ve bilimsel cevaplar aramak bu kök sebebi ortaya koymak gerekir.
Gerçekten de TCMB nasıl oluyor da ekonomi bilimine aykırı kararlar alabiliyor? Paranın değerini düşürerek ülkede para ile değişim yapılan her bir işlemi bozuyor? Nasıl oluyor da şirketlerin bütçelerini, bilançolarını, mallarımızın değerini, gelecek planlarımızı bir kalem darbesi ile bozabiliyorlar? Buna karşın TCMB yöneticilerine tanınan maaş, ödenek ve sair ayrıcalıklardan yararlanıyorlar. Bu görevlilere yargı ve sıradan vatandaş neden hesap soramıyor?

Enflasyonun durdurulamaması nedenleri

Enflasyonu azdıran kök sebepler bu soruların cevaplarındadır. En başta hukuki ortamın yanlış kararlar alınmasını önleyecek güçte olmaması, hukuk yoluna başvurmanın sonuca etkisiz olması, başvuranın hukuk dışı yaptırımlara uğrama korkusu yatmaktadır.
Hukuka aykırı davranan kamu görevlilerinin yargı önüne çıkarılmaması, suç işleseler bile soruşturulmalarının amirleri olan siyasilerin iznine bağlıdır. İş dünyasının doğrudan etkilendiği kararların hukuka uyarlığını hukuk zemininde yetkili yargı kurumları önünde bile tartışmaktan kaçınması en önemli görüntülerinden birisidir.
İktidar yanlısı ve muhalif fark etmez, meseleyi inançlar bazında değil de bilimsel bazda tartışması gereken entelektüel kesimlere yöneltilebilecek en önemli eleştiri ise meseleleri kök sebepleri, ilkeler ve hukuk bazında değil de kişisel davranışlar bazında tartışıyor olmalarıdır.

Hukuk işlemiyorken enflasyonun artışı şaşırtmamalı

Oysa enflasyon; yöneticilerin ve diğer kamu görevlilerinin temel hukuk ve bilim kurallarına uyarsız davranışlarının ve yanlış ve isabetsiz kararlarının hukuk yoluyla önlenmiyor ve önlenemiyor olmasının bir sonucudur.
Hukukun üstünlüğü endeksinde çok gerilerde olduğumuz, görevini ihlal ve ihmal edenleri yargı önünde üstlerinden izin almadan takip edemediğimiz, hesap soramadığımız, sormadığımız yani hukuk ve yargı yokmuş gibi davrandığımız bir ortamda enflasyonun artmasına şaşırmalı mıyız?

Yeni yazılardan haberdar olun! Lütfen aboneliğinizi güncelleyin.

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

Etiketler: dolar, enflasyon, Enflasyon Araştırma grubu, enflasyon yüzde 49, faiz, hesapverirlik, hukukun üstünlüğü, İstanbul Sözleşmesi, mehmet gün, Merkez Bankası, Nureddin Nebati, TCMB, TÜİK

OKUMAYA DEVAM EDİN

Yapay zeka ile dolandırılmaya hazır mısınız?
Dünya Önemlidir: Birinci Durak Teknoloji
ABD- Çin “Soğuk Barış”ı ve Türkiye
  • Komisyon’da Öcalan Oldubittisi: İstenen Mesajı Vermedi mi?5 Aralık 2025
  • 5 Aralık 1934: Kadınların Seçme ve Seçilme Hakkı5 Aralık 2025
  • Yeni Anayasa’ya DEM Desteği İçin Üç Maddede Değişiklik Yeter mi?4 Aralık 2025
  • Fidan: Savaş Yayılıyor, Bu Korkunç Bir Şey, Ama AB Güney Kıbrıs’a Rehin3 Aralık 2025
  • Erdoğan, Bahçeli’nin “Rezalet” Çıkışını Üstüne Almadı Barzani’yi Suçladı3 Aralık 2025
  • CHP Operasyonları, Terörsüz Türkiye Sürecini Enfekte Ediyor2 Aralık 2025
  • Komisyonun Karar Toplantısı Öncesi: Barış Vicdanı Olmadan Barış Olmaz2 Aralık 2025
  • Avrupa Kururken: Su Krizinin Sessiz Siyaseti1 Aralık 2025
  • Askeri Havacılıkta Türkiye’den Bir İlk: Kızılelma Hava Hedefini Vurdu1 Aralık 2025
  • Özel CHP’ye Direniş ve İktidar Vadetti: Bu Yeninin Eskiyle Mücadelesi30 Kasım 2025
Haberler arşivinde arama yapın...

Siyaset

Ekonomi

Hafıza Kartı

Hayat

Arşiv

English

Hakkımızda

Künye

Yazarlar

Yardım

Reklam & İşbirliği

Bize Ulaşın

tbtcreative.com | UFKZDN © 2024 yetkinreport.com

Kurumsal Bilgiler     ·      Yardım     ·      Kullanıcı Sözleşmesi     ·      Yasal Çekince

TOP