Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın AK Parti hükümeti Haziran’ın son haftasına içeride piyasaya müdahale tartışmaları altında ağır bir ekonomi, dışarıda ise İsveç ve Finlandiya’nın NATO başvurusuyla çetin NATO zirvesi gündemi ile giriyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) yabancı para mevduatı 15 milyon liranın üzerinde olan şirketlere TL cinsinden kredi verilmemesi kararı sadece bankalar ve şirketler üzerindeki döviz bozdurma baskısını artırmakla kalmıyor. Aynı zamanda yatırımcılar tarafından serbest Pazar ekonomisine müdahale ve yatırım caydırıcı bir adım olarak yorumlanıyor. Hükümet kaynakları bunun bazı yatırımcıların düşük faizle Türk lirası cinsinden borçlanıp bununla dolar almalarını önleme amaçlı olduğunu söylüyor. BDDK’nın 24 Haziran’daki kararı ardından 26 Haziran’da yaptığı açıklamada bu görülebiliyor. Bu adım Merkez Bankası’nın elinde, faizi yüzde 14 düzeyinde tutup döviz kurunun yükselişini suni olarak engellemek için kaynaklarını tükettiği haberlerinin yoğunlaştığı bir sırada atıldı. Şirketlerin kredi yasağına girmemek için döviz bozdurması nedeniyle 24 Haziran Cuma günü dolar kuru 17,3 lira düzeyinden 16,3 düzeyine düştü. Hükümetin bu adımının etkileri bugünden itibaren görülmeye başlayacak.
İşverenin de işçinin de gündemi aynı
En büyük işveren kuruluşu TÜSİAD Başkanı Orhan Turan “Büyürken fakirleşiyoruz, enflasyonla mücadele şart” dediği için Erdoğan “Bir daha bana gelmeyin” tepkisi vermişti. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da “Enflasyona odaklanmak gerektiğini” söylemişti.
Türkiye’nin en büyük işveren örgütleri yanında en büyük işçi örgütü de aynı şeyi söylüyor. Bir yandan da işçilere verdiği 1 Temmuz’da asgari ücreti yükseltme sözünün baskısı altında olan Cumhurbaşkanının geçen hafta Türk-İş Başkanı Ergün Atalay’la yaptığı görüşmeden somut bir sonuç çıkmadı. Atalay daha sonra Hürriyet’ten Hande Fırat’a yaptığı açıklamadaysa şunları söyledi:
• “Artık tahammül kalmadı. Zam yapıp enflasyon da böyle artmaya devam ederse, zam yapmanın da manası olmaz. Enflasyonla mücadele mutlaka şart.”
İşverenin de işçinin de gündemi aynı; enflasyonla mücadele. Hükümetin TBMM’den istediği ek bütçenin de bu hafta Genel Kurul gündemine gelmesi bekleniyor.
NATO, İsveç, Finlandiya, PKK
Hükümet enflasyonla mücadeleden çok emeği ucuzlatarak ihracata yüklenmeyi hedeflerken, dünyada enflasyonu düşürücü önlemler tartışılıyor. Batı dünyasının en zengin yedi ülkesi liderlerinden oluşan G7, 26 Haziran’da Almanya’da yaptığı toplantıda, uzayacağı anlaşılan Rusya-Ukrayna savaşı gölgesinde atılacak adımları konuştu.
28-29 Haziran’da ise İspanya’da NATO Zirvesi yapılacak. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu daha önce NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in İsveç ve Finlandiya ile NATO üyeliğini görüşme önerisini PKK konusunda somut gelişme ön şartına bağlamıştı. Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın, ne tür somut gelişmeler olduğunu açıklamadı ama böyle bir görüşmenin NATO Zirvesi öncesinde yapılacağını açıkladı. Erdoğan ise aslında bu konuyu doğrudan ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmek istiyor.
Cumhurbaşkanı daha önce İsveç ve Finlandiya’nın üyeliklerini PKK ve yan örgütlerine verilen destek somut olarak kaldırılmadan üyelik onayı verilmeyeceğini söylemişti. Ankara ise bugüne dek NATO Zirvesinin kendisini bağlamayacağını söyledi. Dolayısıyla asıl gündemi yeni NATO stratejisi olan Zirve Rusya-Ukrayna savaşı gölgesinde Erdoğan için zor bir sınav olacak.
Bu çerçevede bu hafta dış politikada gündemi belirleyecek bir diğer konu da Rusya ve Ukrayna ile BM gözetiminde yapılması beklenen tahıl görüşmeleri olacak. Ankara’nın, savaşın başından beri Ukrayna’da mahsur kalan 2 adet A-400 nakliye uçağını kurtarma çalışmaları ise devam ediyor.