Faşizm sadece kahramanları öldürmeye çalışmaz, bunu yaparken yeni kahramanlar da yaratır. Şarkıcı Gülşen dün, 25 Ağustos’ta polis tarafından evinden alınarak tutuklanmasını yeni duyan bir arkadaşım “Neden tutuklamışlar, belli mi?” diye sordu. Ben de “Tutuklamazsak faşizme gittiğimiz anlaşılmaz diye düşündüler herhalde” diye cevap verdim.
Önce bu zorbalık kendi başına da gelmiş olan gazeteci Barış Pehlivan uyandı tutuklama kararını veren savcının gazeteci Sedef Kabaş’ın Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla hapse atan aynı savcı olduğuna. Türkşat Kuntay Uçuk, 2018’de hukuk fakültesinden mezun olmuş; AK Partinin yargı sistemi kendisini keşfedip istikbal görmüş ki jet hızıyla yükseltilmiş.
Bence şimdi ellerini ovuşturuyordur acar savcımız. Hem “Hedef gösteriliyorum” diye yeni davalar açmak için hem de 2023 seçimlerinde artık AK Parti’den mi olur MHP’den mi bir milletvekilliği, ya da seçimi Cumhur İttifakı kazanırsa hükümette mi olur Beştepe’de mi, birkaç maaşlı bir koltuk umuyor olabilir.
Faşizm sahte kahramanlar da üretir.
Gülşen olunca şahin, öfkeli imama güvercin
Kahraman bilinişleri sırtlarını dayadıkları iktidarların ömrü kadardır. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve evet, 28 Şubat, Ergenekon savcıları, hakimleri böyleydi. Güvendikleri dağlara kar yağdığı anda ortada kalmaları, lanetlenmeleri an meselesidir. Nazi Almanya’sında, Faşizm İtalya’sında, McCarthy Amerika’sında, Stalin Rusya’sındaki durum da buydu.
Şarkıcı Gülşen Bayraktar Çolakoğlu’nun 30 Nisan’da Alaşehir konserinde orkestrasında klavyelileri çalan arkadaşıyla şakalaşması 4 ay kadar sonra bulunup çıkarıldı. Millî Eğitim Bakanlığı imam-hatip okullarının adı geçtiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Yasal hakkıdır. O arada Gülşen, Twitter hesabından rahatsızlık verdiği, incittiği herkesten özür diledi. Peki, suç duyurusu üzerinden ifadeye çağırmak varken “mevcutlu getirme” ve “tutuklama” gibi bir işleme neden gerek görüldü?
Söyleyeyim: ibreti alem olsun diye. Burun sürtecekler. Göz korkutacaklar. Faşist kafa böyle işliyor.
Peki, bizim vergilerimizle Diyanet İşleri kadrosundan maaşlı Ankara Melike Sultan Camii imamı, faşist saldırganlığın bir diğer yükselen değeri, imam Halil Konakçı’nın topluma kin, nefret, ayrımcılık saçan çıkışlarına ne yapıyor yargı? Hiç.
Orantısız adaletsizlik
Meclis’in yetkisine karşı çıkıp hilafeti geri isteyen, kapalı olmayan kadınları kasapta asılı ete benzeten Konakçı adeta dokunulmaz konumda. Başında Ali Erbaş’ın bulunduğu Diyanet İşleri, bir yandan devlet memuru din görevlilerinden vaazlarında AK parti iktidarının devamı için çalışmalarını telkin ederken Konakçı gibilere laf olsun diye bile olsa soruşturma mı açacak?
Can güvenliğiyse, HDP Milletvekili Garo Paylan günlerdir soruyor TBMM Başkanlığına, aldığı tehditler konusunda ne yapıldığını.
Daha İyi Yargı Derneği başkanı Mehmet Gün şunu yazdı Twitter mesajına: “Dindar insanlara karşı ağır söz söyleyenler aceleyle yakalanıp tutuklanırken seküler insanlara daha ağır söz söyleyenler neden yakalanıp tutuklanmıyor? Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanı da olan sayın Adalet Bakanı açıklar mı acaba?”
Gülşen’in sözlerine tepki gösterenlerden AK Partili Şamil Tayyar, Gülşen tutuklanınca da tepki gösterdi, “Kaş yaparken göz çıkarılıyor” diye. Yargı adil oldukça yargı süreçlerinin herkese eşit işlemesi değil ki karşı çıkılan; karşı çıkılan yargıdaki orantısız adaletsizlik.
Kılıçdaroğlu’nun çıkışı
Sadece yargıda değil orantısız adaletsizlik. Rektör Naci İnci’nin 16 öğretim üyesini daha Boğaziçi Üniversitesinden tasfiyesi farklı mı? Hasan Cemal bu gidişi Nazi Almanyası’ndaki üniversite tasfiyelerine benzetti.
Gazeteci Murat Ağırel, son aylarda pek çok festival ve konserin vali ve kaymakamlarca nasıl siyasi İslamcı kuruluşların şikayetleriyle yasaklandığını yazdı. Pop konserlerini filan da bu yüzden istemiyorlar. Kendilerinden olmayanlar şarkı dinlemek için de olsa bir araya gelmesin. Aman, ola ki “İzmir’in dağlarında çiçekler” açar söyleyip “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” demesinler.
Başı açık kadınlara saldırıyorlardı şimdi biz sakalsız erkeklere de saldırıyorlar; karıştırıyorlarmış, o çirkin nefisleri uyanıyormuş.
Faşizm aynı zamanda cinsel zorbalıktır da.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Gülşen çıkışı siyaseten önem taşıyor. Twitter mesajında “Ey vatan kurtaran savcı ve hâkim” dedi Kılıçdaroğlu; “Çürükler, adiler, s**tükler, cibilliyetsizler…” bunlar kimin laflarıdır? Bunları bu aziz millete kim söyledi? Hukuka, adalete ihanet etmeyin; sanatçıyı hemen serbest bırakın!”
Bakalım seçime kadar daha ne zorbalıklara maruz kalacağız?