Yetkin Report

  • English
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Hafıza Kartı
  • Hayat
  • Yazarlar
  • Arşiv
  • İletişim

100’üncü Yılında Zafer ve Cumhuriyete layık olmak

Yazar: Murat Yetkin / 30 Ağustos 2022, Salı / Oda: Hafıza Kartı

Zafer sadece işgalci düşmanlara karşı kazanılmadı. İşgal ordularıyla işbirliği yapan Halife Sultanın yandaşlarına karşı da kazanıldı. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Büyük Taarruz günlerinde asker teftişinde.

Bugün 100’üncü yılında Zafer neye ve kimlere karşı kazanıldığıyla da yüzleşmek zorundayız.
100’üncü yıldönümünde Zafer ve Cumhuriyete layık olma kavramıyla da yüzleşmek zorundayız.
Türkiye’de kitleleri vatan kavramıyla tanıştıran Namık Kemal oldu. “Vatan Yahut Silistre” eserinin sahnelenmesi ve halktan büyük ilgi görmesi üzerine Payitaht tarafından gönderildiği sürgünlerde 47 yaşında vefat etti.
O zamana dek Halife Sultana mülk olan topraklar üzerinde yaşayanlara ait olmaya başladı.
Türkiye’de kitleleri “halk” kavramıyla tanıştıran ise Mustafa Kemal Atatürk oldu.
O zamana dek Halife Sultan’a tebaa olan ümmet, kendisini millet olarak tanımaya başladı.
Kurtuluş Savaşı vatan için verilen bir halk savaşıdır.
Bu yönüyle işgalcilere karşı verilmiştir.
Tuna nehri boylarında başlayan gerileme, Sakarya boylarında durdurulmuştur.
Durduran orduların başında, Halife Sultan’ın İngiliz ordusunun İstanbul’u, Payitahtı işgaliyle uzlaşması ardından 23 Nisan 1920’de Ankara’da kurulan Millet Meclisinin verdiği yetkiyle Mustafa Kemal Paşa vardı.

Zafer kime karşı kazanıldı?

Zafer sadece işgalci İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan, Gürcü ve Ermeni ordularına karşı kazanılmadı.
Bu işin askeri yönüdür.
Zafer aynı zamanda işgalcilerle uzlaşan Halife Sultan ve yandaşlarına karşı kazanıldı.
Evet, aynı zamanda bir iç savaştı. Millet Meclisi orduları işgalcilere karşı savaşırken bir yandan da cephe gerisinde onları sırtından hançerlemek için yeşil bayrak açıp cihat ilan edenlere karşı da savaştı ve kazandı.
Bu da işin siyasi yönüdür.
Yani zafer, “Keşke Yunan kazansaydı. Ne Hilafet yıkılırdı, ne Şeriat” diyen Kadir Mısıroğlu gibilerine karşı kazanıldı.
Zafer aynı zamanda Atatürk’ün Meclis başkanı koltuğunda maalesef oturtulup şimdi şehirlerimizin işgalden kurtuluşuna karşı çıkan İsmail Kahraman gibilere karşı kazanıldı. Şu sözlerin bir TBMM başkanının ağzından çıktığını duymak acı veriyor:
• “İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki.”

Sırada Cumhuriyetin 100’üncü yılı var

Dünyaya örnek olmuş Kurtuluş Savaşımızı, Büyük Taarruzu, Sakarya’yı, Dumlupınar’ı “Kurşun sıkmadık ki” diye aşağılamak için ya tarihine ve oturduğu koltuğa ihanet içinde olmak lazım, ya da ABD Altıncı Filosuna nazır namaz kıldırıp gençleri 1969 Kanlı Pazar’a kışkırtacak kadar Cumhuriyetin kazanımlarına kin beslemek. İsmail Kahraman budur.
Belki biraz da bu nedenle Türkiye’de siyasi İslamcılar onu “İsmail Abi” diye el üstünde tutar. Halen Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesidir. Aynı Kurula üye Cemil Çiçek, Abdülkadir Aksu, Köksal Toptan’ın Kurtuluş Savaşımızı hiçe sayan bu gerici kindarlığa katılacağını hiç sanmıyorum.

Peki, itiraz ediyorlar mı? Bu kadarının da olmayacağını söylüyorlar mı? Söylemeleri gerekiyor.
Baksanıza, 2023 seçim yılında doğru, zamanında Kahraman’ı TBMM Başkanlığına seçtiren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün, 29 Ağustos’ta ilk defa “Batı cephesi Komutanı İsmet Paşayı” diyerek İsmet İnönü’yü de olumlu bir cümle içinde kullandığına tanık olduk.
Ama 2023 sadece seçim yılı değil; 2023 Cumhuriyetimizin 100’üncü kuruluş yıldönümü.

Zafer, Cumhuriyet, Hilafet

2024 ise Hilafetin ilgasının, Hilafet yetkilerinin TBMM’ye, yani millete devrinin 100’üncü yılı.
Şimdi başında Ali Erbaş’ın bulunduğu Diyanet’ten bizlerin vergisiyle maaş alan imam Halil Konakçı’nın TBMM’nin kaldırdığı “o makamı geri istiyoruz” demesi altında hangi gerici arzunun yattığı belki daha iyi anlaşılır.
Türkiye’nin 100 yıl önce Cumhuriyeti kurarken yaptığı stratejik tercihi 100 yıl sonra koruması gerekiyor. Seçim de tercih de odur aslında.
Zafer de Cumhuriyet de en çok ona layık olanlarındır.

30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun.

 

 

Yeni yazılardan haberdar olun! Lütfen aboneliğinizi güncelleyin.

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

Etiketler: 30 Ağustos, Diyanet, Halil Konakçı, Hilafet, İsmail Kahraman, Kurtuluş Savaşı, Mustafa Kemal Atatürk, Namık Kemal, Zafer Bayramı

OKUMAYA DEVAM EDİN

Film gibi bir Müslüman Kardeşler ve Suriye hikayesi
Üretilen hurafelere Özal bile inanmıştı ama Lozan 100 yıldır ayakta
En müthiş 1 Mayıs öyküsü Nâzım Hikmet’ten. Zaten hiç kolay olmadı ki
  • Komisyon’da Öcalan Oldubittisi: İstenen Mesajı Vermedi mi?5 Aralık 2025
  • 5 Aralık 1934: Kadınların Seçme ve Seçilme Hakkı5 Aralık 2025
  • Yeni Anayasa’ya DEM Desteği İçin Üç Maddede Değişiklik Yeter mi?4 Aralık 2025
  • Fidan: Savaş Yayılıyor, Bu Korkunç Bir Şey, Ama AB Güney Kıbrıs’a Rehin3 Aralık 2025
  • Erdoğan, Bahçeli’nin “Rezalet” Çıkışını Üstüne Almadı Barzani’yi Suçladı3 Aralık 2025
  • CHP Operasyonları, Terörsüz Türkiye Sürecini Enfekte Ediyor2 Aralık 2025
  • Komisyonun Karar Toplantısı Öncesi: Barış Vicdanı Olmadan Barış Olmaz2 Aralık 2025
  • Avrupa Kururken: Su Krizinin Sessiz Siyaseti1 Aralık 2025
  • Askeri Havacılıkta Türkiye’den Bir İlk: Kızılelma Hava Hedefini Vurdu1 Aralık 2025
  • Özel CHP’ye Direniş ve İktidar Vadetti: Bu Yeninin Eskiyle Mücadelesi30 Kasım 2025
Haberler arşivinde arama yapın...

Siyaset

Ekonomi

Hafıza Kartı

Hayat

Arşiv

English

Hakkımızda

Künye

Yazarlar

Yardım

Reklam & İşbirliği

Bize Ulaşın

tbtcreative.com | UFKZDN © 2024 yetkinreport.com

Kurumsal Bilgiler     ·      Yardım     ·      Kullanıcı Sözleşmesi     ·      Yasal Çekince

TOP