Yolsuzluktan sanık Binyamin Netanyahu’nun başında olduğu aşırı sağ koalisyonun önerdiği yargı reformu paketi İsrail’i bir iç savaşın eşiğine getirdi. İsrail savunma bakanı istifa etti. Başbakan Netanyahu’nun görevden alınmasını zorlaştıran bir kanunun İsrail Meclisi Knesset’ten geçmesi üzerine uzun süreden beri devam eden gösteriler birden alevlendi. ABD’nin devreye girmesiyle yargı reformu krizi şimdilik donduruldu. Reform paketi tamamen geri alınmadan gösterilerin sona ereceği yok.
İsrail’de muhafazakârlar dahil toplumun önemli bir kesimi, iş dünyası, askerler, fikir önderleri ve İsrail’in orta sınıfı yargı reformu paketine karşı çıkıyor. İsrail’in ileri bir hukuk devleti ve demokrasi olmaktan çıkacağından endişe ederek “yargı darbesi” teşebbüsü olarak gördükleri değişiklikleri önlemek için gösteri yapmak, bildiri yayınlamak, askerî görevlere bile gitmemek, işi bırakmak gibi meşru demokratik yolların hepsini kullanıyorlar.
Netanyahu’nun kurduğu aşırı sağ koalisyon yargısal aktivizmin yani yargının aşkın yetkilerinin demokrasiyi ve seçilmişlerin faaliyetlerini kısıtladığı ve sınırlandırılması gerektiği düşüncesinde. Bu amaçla İsrail yargı sisteminde kapsamlı değişiklikler yapılmasını önermekte. Netanyahu, Türkiye’de 1980’den bu yana yargı alanında yaşanan geri gidişlerin bir benzerini İsrail’de gerçekleştirmek istiyor. Karşı çıkanlar önerilen reform paketinin Netanyahu’yu korumak amaçlı olduğunu düşünüyorlar.
İsrail’in zenginliği, ABD ve ileri hukuk
Ulusal güvenliğini ve bölgedeki askeri üstünlüğünü ABD’ye borçlu olan, yıllardan beri karşılıksız yardım alan, Yahudi cemaatinin yatırımlarının aktığı İsrail’de kişi başı milli gelir 55,000 dolar ile AB ortalamasının üstünde 59,000 dolar civarındaki Almanya’yı yakalamak üzere. İsrail’in toplam yüzölçümü 22,145 km2, kabaca Konya’nın yarısı kadar. Topraklarının yüzde 60’tan fazlası Necef Çölü. Nüfusu 9,5 milyon, Türkiye’nin 9’da birinden az.
V-Dem verilerine göre İsrail, Hukukun Üstünlüğü endeksinde İsrail’in puanı 1 tam puan üzerinden 0,92, Türkiye’nin puanı ise 0,26. Liberal demokrasi endeksinde İsrail’in puanı 1 tam puan üzerinden 0,65, Türkiye’nin puanı 0,14. Yöneticilerin yolsuzluğu ve rüşvet ile mücadelede endeksinde İsrail’in puanı en yüksek 2,2 üzerinden 1,62, Türkiye’nin puanı 1,21. İleri demokrasi ve yüksek hukuk güvenliği ortamı ile yenilik ve buluşların yeşereceği bir iklim yaratan İsrail’in toplam ihracatının yüzde 55’i teknoloji ürünleri.
Yatırımcılar ve hukuk camiası endişeli
Financial Times’a konuşan İsrailli gazeteci Nadav Eyal İsrail’in tam teşekküllü bir anayasa krizine girmekte olduğunu, yatırımcıların paralarını İsrail dışına çıkarmaya başladıklarını, yargı gücünün denge ve denetleme işlevini yerine getiremediği bir ülkede yatırımcıların hükümetlere güvenmelerinin mümkün olmayacağını söylemiş.
Sermayenin İsrail’i terk etmeye başladığı beyanatlarından kısa bir süre sonra İsrail Merkez Bankası yargı reformunun milli gelire yılda 13 Milyar dolar zarar vereceğini, yani milli gelirin %2,8 oranında azalacağını açıkladı.
Dünyanın her ülkesinden baroların ve binlerce avukatın üye olduğu Uluslararası Barolar Birliği (IBA) reform paketinin yüksek mahkemenin ve yargının bağımsızlığını ciddi şekilde zedeleyeceğinden ve idarenin hukuka uyarlığını yok edeceğinden endişe ediyor.
IBA, önerilerin yargı bağımsızlığını güvenceye alan kilit unsurlara ilişkin Birleşmiş Milletlerin Yargı Bağımsızlığının Temel İlkeleri ile IBA’nın Yargı Bağımsızlığının Minimum Standartları’na açıkça aykırı olduğunu belirtmekte.
Yasama, yürütme ve yargı ayrı
İsrail çok partili bir parlamenter demokrasi. Demokratik bir yönetimin gerektirdiği yasama, yürütme ve yargı erkleri ve erkler arasında güçler ayrılığı mevcut. İsrail’de devletin temel kurumlarını ve işleyiş ilkelerini belirleyen yazılı bir anayasa yok. Onun yerine temel hakları koruyan ve İsrail devletinin temel kurumsal çerçevesini çizen 13 adet temel yasa var. Temel yasalar yarı anayasa hükmünde. Yasama ve yürütmenin temel yasalara aykırı hareket edemeyeceği yargı içtihatları ile oturmuş.
Yasama yetkisini kullanan, Türkiye’deki Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gibi tek kamaralı bir meclisleri var, adı Knesset. Knesset yasaları çıkarıyor. Hükümete güvenoyu veriyor. Bakanlar güvenoyu alarak göreve başlayabilir. Cumhurbaşkanı ise sembolik, partisiz ve siyasi etkisi de oldukça sınırlı.
Yürütme ve yasamayı denetleyen yargı
Demokratik bir hukuk devletinde olması gerektiği gibi İsrail’de yargı, yasama ve yürütme güçlerini etkin bir şekilde denetleme ve sınırlama yeteneğine sahip. İsrail Yüksek Mahkemesi (Bagatz) kamu kurumları ile hükümete karşı isteyen herkesin ileri süreceği dilekçelerini karara bağlar; yasamanın ve yürütmenin kararlarını ve işlemlerini temel yasalara göre denetler. İsrail Yüksek Mahkemesi Bagatz, Türkiye’de Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay’ın görevleri ve biraz fazlasını yerine getirir. Bu çerçevede Yüksek Mahkeme, Ocak 2023 ayında yolsuzluk suçunu kabul etmiş olan İçişleri ve Sağlık Bakanı Aryeh Deri’nin azledilmesine karar verdi.
İsrail vatandaşı veya İsrail’de mukim olması gerekmeksizin, isteyen herkes Bagatz’da dava açabilir; Knesset’in çıkardığı bir kanunun iptalini talep edebilir. Türkiye’de ise Anayasa’ya aykırı bir kanunun iptali için sadece cumhurbaşkanı, iktidar ve ana muhalefet partileri ile mecliste grubu bulanan partiler dava açabilir.
Başsavcılıklar ve hukuk müşavirleri bağımsız
İsrail Başsavcılığı Adalet bakanına bağlı değiller ve bağımsız olarak görev yapar. Hükümet kurumlarının hukuka uygun davrandığını denetleme görev ve yetkisi var. Bakanlıkların hukuk müşavirleri, Başsavcılığın onayına tabi olarak ihale yoluyla atanıyorlar.
Başsavcılığın ve hukuk müşavirlerinin mütalaaları da bağlayıcı. Mütalaalarının bağlayıcı olması bağımsızlıklarının önemini artırıyor.
Reform paketi ile bakanlıkta bir genel müdüre hukuk müşavirlerini atama ve azletme yetkisi verilmesi, mütalaalarının bağlayıcı etkisinin kaldırılması, bakanlıklara mütalaaları göz ardı etme yetkisi verilmek isteniyor. Bunun hukuk müşavirlerinin bağımsızlığını ve sonuçta İsrail Başsavcılığının hükümeti hukukla sınırlama işlevini zedeleyeceği, bakanlıkların hukuka aykırı etmesine zemin hazırlayacağı kolayca görülebilir.
Knesset üyeleri dokunulmaz değil
İsrail’de Knesset üyelerinin Türkiye’de milletvekillerinin sahip olduğu gibi kürsü dokunulmazlığı var; meclis üyesi olarak gerçekleştirdiği yasama faaliyetinden dolayı hiçbir zaman sorumlu tutulamazlar. Ancak seçilmiş olmak peşin ve otomatik olarak yargılama dokunulmazlığı vermez. Üyenin kendisine dokunulmazlık tanınması için başvurması ve Knesset’in kabul etmesi lazım.
Dokunulmazlık başvurusu başsavcılığın düzenlemiş olduğu iddianamenin tebliğ edilmesinden itibaren 30 gün içinde yapılabiliyor. Bu karar 120 kişilik Knesset’in çoğunluğu yani 61 milletvekilinin oyu ile alınabiliyor. Başsavcılık dokunulmazları özgürce soruşturabilir; fakat Knesset dokunulmazlık kararı verirse yargılama erteleniyor.
Knesset’in dokunulmazlık kararı vermesi için özet olarak: (1) konunun kürsü dokunulmazlığına ilişkin olması, (2) savcılığın iyi niyetli olmaması ya da milletvekilleri arasında ayırımcılık yapıyor olması veya (3) Knesset’in ilgili hakkında disiplin soruşturması yapmış, suçun niteliğine göre yargılanmasında kamu yararı olmaması veya (4) Ceza yargılamasının Knesset’in çalışmalarına ya da halkın temsiline ciddi zarar vermesi ihtimali şartlarının mevcut olması gerekiyor. Knesset’in bu şartlara uymadan vereceği kararı Yüksek Mahkemenin iptal edebileceğini hatırlatalım.
Netanyahu, hakkında yapılan yolsuzluk soruşturmasına karşı Knesset’e dokunulmazlık başvurusu yapmadı. Bunun üzerine İsrail başsavcılığı Ocak 2023 ayında yolsuzluk ve rüşvet suçlaması ile ceza davası açtı. Netanyahu, görevde iken hakkında yolsuzluk davası açılan ilk başbakan!
Türkiye’deki çarpık dokunulmazlık
Türkiye’deyse dokunulmazlıklar peşin kazanılıyor, keyfi kaldırılıyor.
Milletvekilleri, kürsü dokunulmazlığı kapsamında olmayan suçlarının bakımından da dokunulmazlık kazanıyorlar; bu suçlardan soruşturabilmek için meclisin dokunulmazlık kaldırma kararı vermesi gerekiyor.
Cumhurbaşkanı veya bakanları yargının soruşturabilmesi için en az 301 milletvekilinin soruşturma teklif etmesi, soruşturma kararı alınması için en az 360 milletvekilinin oyu şart. Cumhurbaşkanı ve bakanların suçlarını soruşturmak anayasayı değiştirmek kadar zor.
Öte yandan Türkiye’de dokunulmazlık kaldırmak için İsrail’dekine benzer bir şart söz konusu değil. Siyasi saiklerle, tamamen siyasi konjonktüre göre keyfi olarak dokunulmazlık kaldırılabilir. Türkiye’de dokunulmazlığın peşin kazanılması, keyfi olarak kaldırılabilmesi hukukun üstünlüğünü bir yana itiyor, kötü niyetli ve keyfi işletilmesine izin veriyor.
İsrail’de dokunulmazlık akılcı bir yöntemle ve hukukun üstünlüğü bazında işliyor. Peşin dokunulmazlık kazanmak yok, dokunulmazlığı suistimal etmek ancak meclis çoğunluğu suistimal eden bir karar verirse söz konusu olabilir.
İsrail-Türkiye hukuk devleti karşılaştırması
Türkiye’de suç işleyen kişiler soruşturmadan kurtulmak ve hatta cezasız kalmak için milletvekili seçilerek dokunulmazlığa bürünebiliyor. Buna karşın hiç bir şekilde sorumlu olmadıkları kürsü dokunulmazlığı tamamen siyasi bir kararla ellerinden alınabiliyor. İsrail de ise dokunulmazlık, başsavcılık soruşturması tamamladıktan, delilleri topladıktan sonra o olay bazında Knesset’in çoğunluk kararıyla veriliyor. Yani kürsü dokunulmazlığı diğer suçlarını soruşturmaya engel olmuyor.
Her ne kadar İsrail’de Knesset’in çoğunluğu siyasi saiklerle dokunulmazlık kararı verebilir ise de İsrail Yüksek mahkemesinin etkin denetimi buna karşı ciddi bir caydırıcı etkisi var.
Bu karşılaştırmadan da görüleceği üzere Türkiye’deki sistem dokunulmazlara karşı hukukun üstünlüğünü zayıflatırken, İsrail’deki sistem dokunulmazları hukuka uyarlı davranmaya zorlayarak hukukun üstünlüğünü ciddi olarak güçlendiriyor.
İktidar için hukukun üstünlüğünden ödün vermek
İsrail’de de özünde: hukuka titizlikle riayet etmekten, yargıya tam manasıyla hesap vermekten, temiz ve etik siyaset yapmaktan hoşlanmayan siyasiler, ayak bağı olarak gördükleri yargının elini kolunu bağlamak, devleti keyfe göre yönetmek ve hesap vermekten kaçınmak istiyorlar.
Bu, ideolojileri ne olursa olsun, marjinal, solcu, sosyalist, sağcı muhafazakâr veya dindar olmalarına bağlı olmaksızın iktidara gelenlerin ortak hastalığı. Ülkeden ülkeye halkın eğitimine, kültürüne ve yargıya itimadına göre derecesi değişen fakat dünyanın her yerinde var olan sosyolojik bir gerçeklik.
Yargıç atamalarıyla yargıyı ele geçirmek
İsrail’de hakimler savcılar kurulu (HSK) yok. HSK’nın işlevinin bir kısmını yerine getiren Judicial Selection Committee (JSC) “Yargısal Seçme Komitesi” var. Komite hakimlerin tayin ve terfileri ile meslekten çıkarılmalarına karar veriyor.
Komite 9 kişiden oluşuyor. Hali hazırda iki bakan, iki yasama temsilcisi, iki baro temsilcisi ve üç adet yüksek mahkeme hakiminden oluşan Komite’nin 9 üyeden 5’i hukuk kurumlarının 4’ü hükümet ve yasamanın temsilcileri.
Yargı reformu önerileri ile hukukçuların 9’da 5 çoğunluk olduğu hâkim seçme komitesinin yapısı değiştirilerek siyasetçilerin ağırlığı artırılmak isteniyor. İki hukuk mesleği temsilcisi yerine hükümet temsilcilerini getirmek, yüksek mahkemeye üye atamada aranan 9’da 7 karar nisabı, basit çoğunlukla yani 9’da 5 olarak değiştirilmek isteniyor.
Böylece hâkim seçme komitesinde 9’da 6 çoğunluk kazanan iktidar Yüksek Mahkeme üyeleri de dahil mahkemelere üye atamalarında kontrolsüz güç kazanıyor. Yüksek Mahkeme başkanı seçiminde kıdem yerine takdir yetkisi getirme önerisinin atamaların mesleki kriterlere göre değil iktidara sadakate göre yapılmasının önünü açmasından endişe ediliyor.
İsrail de aynı: hukuk siyasilere ayak bağı
Yargı reform önerileri bir kanunu iptal etmek için Bagatz’ın karar nisabını yükselterek zorlaştırırken, Knesset’e yüksek mahkemenin iptal etmiş olduğu bir kanunu yeniden çıkarma imkânı veriyor. Böylece, IBA’ne göre Bagatz’ın Knesset’in temel yasalara aykırı yasa çıkarılmasını önleme yetkisi elinden alınıyor. Tepki çeken bir teklifte Knesset’e yargı denetiminden bağışık kanun çıkarma yetkisi vermek önerilmiş.
Diğer bir husus da hükümet organlarının kararlarının tabi olduğu “makul sınırlar içinde” ibaresinin kaldırılması önerisi. IBA, yüksek oranda makul olmayan kararlar veren idari kurumlar karşısında Yüksek Mahkemenin zayıf grupların haklarını koruma imkanını kaybedeceğini öngörüyor.
İsrail’deki gösteriler, yargının siyasetçilere karşı bağımsızlığını koruması için halkın desteğine muhtaç olduğunu, bunun için ise yargının kaliteli hizmet vererek halkın itimadını kazanması gerektiğini ortaya koyuyor. Türkiye’nin ileri bir hukuk devleti ve demokrasi olmak için İsrail’in tecrübelerinden dersler çıkarması gerekiyor.