Türkiye tarihinde ilk defa bir vatandaş, yargıya, verdiği hizmetler üzerinden bir karne veriyor. Tohumlarını 2014 yılında atmıştım. Yargı Reformu Çalışma Grubu başkanlığım sırasında 4 yıl süren bir çalışma sonucunda, hakemlerce de incelenip onaylanan Yargı Hizmetlerinde Kalite Talebi ve Kalite Unsurları belgesini oluşturmuştum. Bu belge TÜSİAD tarafından benimsenerek iş dünyasının yargıdan talebini anlatan bir rapor olarak
Murat Yetkin’in 15 Aralık tarihli yazısında, “Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Erdoğan yargısını hızlandırıp istinaf mahkemesi ve Yargıtay süreçlerini hızlandırıp seçimlerden önce İmamoğlu’nun kararını onaylamasını sağlayabilir” ifadeleriyle dikkat çektiği ihtimal gerçek olabilir mi? İstinaf ve temyiz süresinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine veya Yargıtay’a Ekrem İmamoğlu’nun mahkûmiyet ve siyasi yasak kararı ile ilgili talimat verilir mi? Karar
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, Adli Yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada yargıda siyasi baskı olduğunu “hakim ve savcıların korktuğunu” söyledi. Sağkan, Sedat Peker’in açıklamaları hakkındaki soruşturma sürecine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ihlal prosedürüne, şarkıcı Gülşen ve Akademisyen Celal Şengör hakkında verilen kararlara ve tartışmalı atamalara değinerek “yargıya en büyük zararı en çok
Zehra Taşkesenlioğlu’nun gizli video kaydındaki “siz para kazanacağız diye beni mahvediyorsunuz” mealindeki feveranları, mağdur iş insanı Mine Sineren’in beyanatları, şoförü bir kısım evrakları yakarken yakalanan Ünsal Ban’ın yurt dışına kaçma hazırlığı içinde iken yakalanıp tutuklanması Sedat Peker’in eski SPK başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu ve eniştesi Ünsal Ban’a isnat ettiği “irtikap” ve “rüşvet” suçlarının doğru olacağını
Yarın, 1 Eylül 2022 Perşembe günü yine adli yıl başlama törenleri yapılacak, üst temyiz mahkemeleri başkanları, büyük bir ihtimalle Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanı konuşmalar yapacaklar fakat Türkiye Barolar Birliği Başkanı konuşturulmayacak, yargının diğer paydaşları ve adalete susamış toplumun temsilcileri salonda bile yer almayacak, konuşulanları medyadan öğrenecekler. Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanı, modern adliye sarayları yaptıklarından, çağdaşlarından
Gülşen’in bir sahne programında, “İmam” lakaplı bir ekip arkadaşını kastederek, “sapık, zaten İmam Hatip mezunu. Sapıklık herhalde oradan” dediği videonun dolaşıma sokulması, sonra da mahkemenin bunu halkı kin ve düşmanlığa teşvik suçlaması içinde değerlendirerek, tutuklu yargılanmasına hükmetmesi ile ilgili söylenmeyen bir şey kaldı mı? Sanmam. O zaman ben bir çerçeve çizeyim. Gülşen olayı Türkiye ile
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) 31 Temmuz Pazar günü düzenlediği Kamu Personel Seçme Sınavı’nda (KPSS) 30’un üzerinde sorunun ve cevaplarının sızdırıldığı yolunda 1 Ağustos günü ortaya çıkan iddialarının neden olduğu devasa kamuoyu tepkisi üzerine Cumhurbaşkanı Devlet Denetleme Kurulu’na (DDK) soruşturma talimatı vermiş. DDK görevlileri de ÖSYM’ye ve test kitapları yayıncısına gitmişler ve dün 2
2013 Gezi Parkı eylemleri ile ilgili beraat kararının bozulmasıyla tekrar açılan ve Osman Kavala’nın da aralarında bulunduğu 17 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi. Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi, Tayfun Kahraman hakkında 18 er yıl hapis cezası verildi. Sanıkların tutuklanmasına karar
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 07 Mart’ta Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Yıl Sonu Değerlendirme toplantısında yaptığı, yargıda yapılacak yeni düzenlemelere ilişkin konuşmasında; hâkim ve savcı adaylığı sürecinin kaldırılacağını, yerine Hâkim ve Savcı Yardımcılığı müessesesinin getirileceğini, eğitici hâkim ve savcıların, usta-çırak ilişkisi içerisinde, üç yıl süre boyunca, “yardımcı” hâkim ve savcıları yetiştireceklerini ifade etmiştir. Henüz detayları
- 1
- 2