CHP lideri, Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı CHP Genel Merkezinde ağırlamasına bir gün kala, 10 Haziran’da Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ile ikinci defa görüşmesinden kısa süre sonra Özel’e sordum:
– Ayşe Ateş ile görüşmesini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a siz mi önerdiniz?
Soruyu sormamın nedeni, 10 Haziran’daki görüşmesinin hemen ardından Erdoğan’ın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan’ın Ayşe Ateş’i arayarak Cumhurbaşkanının kendisiyle birkaç gün içinde kabul edeceğini bildirmesi haberlerinin çıkmasıydı.
Özel’in yanıtı kısa ve net oldu:
– Geçen görüşmede, evet.
Geçen görüşme 2 Mayıs’ta Özel’in Erdoğan’la AK Parti Genel merkezinde yaptığı görüşmeydi.
Evet, Erdoğan’a Sinan Ateş cinayeti konusunda bir de eşinin söyleyeceklerini dinlemesi önerisinde bulunan Özel olmuştu.
Gazeteci Fehmi Çalmuk İYİ Partinin önceki Genel Başkanı Meral Akşener’in 5 Haziran’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesinde de benzer öneriyi götürdüğünü söyledi; pekiştirici etkisi olmuştur. Randevunun açıklanmasının 11 Haziran’daki ikinci “normalleşme” ya da “diyalog” görüşmesine bir gün kala açıklanması, bu randevunun “normalleşme” sürecinin bir parçası olduğunu gösteriyordu.
Ayşe Ateş ve MHP
Özel bu öneriyi yapmasaydı Erdoğan yine Ayşe Ateşi eşinin cinayeti konusunda söyleyeceklerini kendisinden duymak ister miydi? Bilemiyoruz.
Bildiğimiz, Erdoğan’ı Cumhur İttifakı ortağı MHP lideri Bahçeli’nin Sinan Ateş cinayeti konusunun tartışmalı iddianamenin ötesinde sorgulanmamasından fevkalade rahatsız olması. Nitekim MHP Grup toplantısında Ateş’in Erdoğan’la görüşmesini kendisinin engellemeye çalıştığı imasına sert yanıt verdi.
Ayşe Ateş, cinayetin perde arkasında MHP ve Ülkü Ocaklarından bazı kişilerin bulunduğu iddiasındaydı. Cinayete karışan kişilerle bağlantısı polis tarafından saptanan ama iddianamede ismi yer almayan -dönemim MHP Mersin Milletvekili- Ülkü Ocaklarının Sinan Ateş’ten önceki başkanı Olcay Kılavuz’un İçişleri bakanı Ali Yerlikaya’nın 28 Mayıs’ta Bahçeli’yi TBMM’de ziyaretinden önce MHP’nin TBMM Grup danışmanlığı görevine son verilmesi dikkat çekiyordu.
Özel’in ise işin üstüne giderek MHP Genel Başkan Yardımcıları İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın’ın cinayeti bildiklerini ama kendilerine Bahçeli’yi paravan yaptıklarını TBMM çatısı altında tarifle iddia etmişti. Kılavuz’un daha önce Yönter’in, Sinan Ateş’in ise MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın yardımcısı olarak çalıştıkları biliniyordu.
Bahçeli’nin rahatsızlığı boşuna değildi, bağlantıların kanıtlanması işi parti kapatma davasına dek götürebilirdi.
“Düşman bildiklerimiz dostmuş”
Ayşe Ateş’in Özel ile görüşmesinin ardından gazetecilere söylediği şu sözler önemlidir:
• “Sinan hayattayken Özgür Özel ve Kılıçdaroğlu hakkında ağır söylemleri olmasına rağmen bize sahip çıktılar. Çok teşekkür ediyorum. Dost bildikleri düşman, düşman bildikleri dost oldu. Bunu çok acı bir şekilde tecrübe ettik”
Gerçekten de Sinan Ateş Ülkü Ocakları Başkanlığı yaptığı dönemde CHP ve lideri kemal Kılıçdaroğlu’na karşı ağır sözlerle tehditlerde bulunmuştu. Ancak öldürülmesi ardından eşi Ayşe Ateş’in hak arayışına sahip çıkan CHP ve Kılıçdaroğlu oldu. Özel de o çizgiyi sürdürdü. 31 Mart seçimler ardından başlattığı diyalog girişimiyle konuyu doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dikkatine getirip öneride bulunduğu anlaşılıyor.
Aslında Özel’in MHP’den gelen hakaretamiz eleştirilere rağmen Bahçeli’yi şahsen ayrı tutması, bir çıkış yoluna da işaret ediyor.
Erdoğan’ın deyişiyle “siyasette yumuşama” süreci sancılı ilerliyor ama niyet oldukça imkân bulunduğunu da gösteriyor. Bakalım Erdoğan, Ayşe Ateş’i dinledikten sonra ne gibi gelişmelere tanık olacağız?
Kimin dost, kimin düşman olduğu zor günlerde belli oluyor.