

Trump, Beyaz Saray’daki ilk yabancı konuğu olan İsrail lideri Netanyahu’yla görüştükten sonra Gazze’ye ABD yönetimi getirme amacını açıkladı. Emperyalizmin Trump hali devrede. (Foto: X/TheWhiteHouse)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın 4 Şubat’ta Beştepe’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın konuğu olduğu aynı saatlerde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da ABD Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray konuğuydu. İkinci başkanlık döneminin ilk konuğunun Gazze’de 60 binden fazla Filistinliyi öldürtüp taş üstünde taş bırakmayan Netanyahu olması zaten kendi başına vicdansız bir tercihti. Ama ortak basın toplantısında Gazze’ye dair söyledikleri herkesin ağzını bir karış açık bıraktı.
Trump, Gazze yönetimini devralacağını söylüyordu.
İsrail-Hamas ateşkes anlaşması sonrasında Gazze’ye dönmeye çalışan Filistinliler, Gazze’de yaşayan iki milyon civarında Filistinli ise başka ülkelere gönderilecek, Gazze şeridi bir “rivieraya”, tatil beldesine çevrilecekti.
Türkiye ilk karşı çıkanlardan oldu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin ABD dışındaki diğer dört daimi üyesi, Çin, Rusya, İngiltere ve Fransa karşı çıktılar. İran’ı söylemeye gerek yok zaten ama Almanya’dan İspanya’ya, Suudi Arabistan’dan Mısır’a, Ürdün’e dek ABD’nin müttefikleri ilk anda fikri reddetti.
Gazze’ye çökme planı
Yeni ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun Trump’ın Filistinlilere “gayet cömert” bir teklifte bulunduğunu söylemesi Trump’ın fevri bir çıkışta bulunmadığını, bunun bir politika olarak konuşulduğunu akla getiriyordu. Bu durum Trump’ın daha önce Panama ve Grönland’da da gözü olduğu çıkışının rastlantı olmadığını gösteriyordu. ABD’nin İsrail’le birlikte Gazze’ye çökme niyetinin diğer çıkışlardan bağımsız olmadığı görülüyor.
Trump 6 Şubat’ta çıtayı daha da yükseltti. İsrail’in Gazze’yi ABD’ye devredeceğini, ABD’nin kontrolü sağlamak için gerekirse asker göndererek halledebileceğini söylüyordu. Filistinliler içinse komşu ülkelerde konforlu evler inşa edilecekti.
Bu Filistin toprağı Gazze’nin İsrail tarafından işgal ve ilhak edilerek ABD mandasına verilmesi anlamına gelecekti. ABD’nin yeni BM Büyükelçisi Elise Stefanik’in Kongre sunumunda İsrail’in Filistin Yönetiminin bulunduğu Batı Şeria’yı topraklarına katmasının kutsal kitaplardan kaynaklanan bir hak gördüğünü söylediği biliniyor.
Dünyada tepkiler büyüyor ama emperyalizmin Trump hali devreye girmiş görünüyor.