

Sahte imza ve sahte diploma skandalı büyürken devletin siber güvenliğine ilişkin başka boyutlar ortaya çıkıyor. yor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 8 ay önce kurduğu Siber Güvenlik Başkanlığına kimi atadığı henüz açıklanmadı. (Arşiv foto: İletişim Başkanlığı)
Sahte e-imza ve sahte diploma ve resmî belge sahteciliği skandalı devletin siber güvenlik zafiyeti olup olmadığını sorgulatırken Cumhurbaşkanlığına bağlı kurulan Siber Güvenlik Başkanlığının başına henüz kimsenin atanmadığını ortaya çıkardı; en azından bu yönde kamuya açık bir bilgi yok.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından 8 Ocak 2025’te Resmi Gazetede yayınlanan kararname ile kurulan Siber Güvenlik Başkanlığı’na (SGB) kimin atandığına dair Resmî Gazetede yayınlanmış bir kararnameye rastlanmıyor. Bu konuda henüz resmî açıklama yapılmamasına karşı, bu bilgiye sahip olacak düzeyde birden fazla resmi kaynak böyle bir atamadan haberlerinin olmadığını, ya da bilmediklerini söylüyorlar.
Özetle, aksi resmen açıklanmadıkça, Türkiye’nin siber güvenliğinden ve bütün bakanlık ve devlet kuruluşlarının bu amaçla koordinasyonundan sorumlu olması amacıyla kurulan SGB’nin başında kuruluşundan bu yana açıklanan kimse olmadığı anlaşılıyor.
Bunun arkasında ise AK Parti yönetimin siyaset ve bürokrasi çevrelerindeki bir ekipleşmenin bulunduğu iddia ediliyor.
İyisi mi gelin muhtemel bağlantılara birlikte bakalım.
Sahtecilik açıklanan kadar mı?
Sahte e-imzalar üretilerek sahte diplomalar, sürücü ehliyetleri ve kim bilir daha nelerin satıldığının ortaya çıktığı skandal büyüyor. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sahtecilikle ilgili şimdiye dek 197 kişinin yakalandığını, 27’sinin tutuklanıp 150’sinin adli kontrolle serbest bırakıldığını açıkladı. 4 sahte lise diploması, 57 sahte üniversite diploması ve 108 sahte sürücü belgesi saptanmış.
Bakanın açıklamasına göre, soruşturma aslında aylar önce, 7 Ocak 2025’te ÖSYM Bilişim Sistemine girme suçlarından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılmış. Ankara Emniyeti Siber Suçlarla Mücadele polisi TÜRKTRUST ve E-İMZATR isimli iki “elektronik imza sertifika hizmeti sağlayıcı kuruluşa” ulaşmış. Sonra başka şirketlere de. Bu şirketlerin Ankara dışında İstanbul, Adana, Mersin, Hatay büroları üzerinden, sahte sürücü belgesi ve nüfus cüzdanları üretip bunlarla kamu kurum ve kuruluşlarda görevli kişiler adına elektronik imza başvuru ve üretiminde bulundukları saptanmış.
Operasyon başlamış. 23 Mayıs’ta bir operasyon daha…
Peki, sahtecilik yalnızca diploma ve ehliyetlerle mi sınırlı? Sahte diplomalar açıklananlarla mı sınırlı? Askeri ya da mali sisteme bulaşan bir sahtecilik var mı? Şimdilik bu sorulara yanuıt yok.
Ama burada ilginç bir ayrıntı var.
Şeytan ayrıntıda mı gizli?
Cumhurbaşkanı Erdoğan Siber Güvenlik Başkanlığını bu soruşturmanın başlamasının ertesi günü, 8 Ocak 2025’te kurmuş. Soruşturma açılınca Cumhurbaşkanı da ertesi sabah Başkanlık kurmuş demiyorum. Ama o günlerde Ankara’da siber güvenlik konularında bir sıkıntının devlet katında saptandığını gösteriyor.
O zamana dek siber güvenlik kimin sorumluluğu altındaymış? Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına bağlı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna (BTK). Deniz Zeyrek, Nefes’teki yazısında güzel iz sürmüş; BTK Bakanlıkta kime bağlıymış? Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan’a.
Fatih Sayan, önceki Aile bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın ağabeyi. Bakan Kaya Bilkent Elektrik-Elektronik mühendisliği üzerine Cerrahpaşa Tıp diploması sahibi. Abi Sayan’ın diploma koleksiyonuna geleceğiz ama önce 20 Mart 2025’te yapılan bir yayına dikkat çekmek istiyorum.
Osman Diyadin AK Parti çevrelerinden derinlemesine kulis alabilen bir gazeteci olarak biliniyor, 20 Mart’ta bir “X” yayını yapmış. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diploma iptalinden iki gün, gözaltına alınmasından bir gün sonra.
Konu, kimin Siber Güvenlik Başkanı olacağı.
Siber Güvenlik Başkanı kim?
Osman Diyadin, Siber Güvenlik Başkanlığı için iki kişinin isminin geçtiğini öne sürmüş: biri Ömer Fatih Sayan. Diğeri ise Turkcell Genel Müdürü, Mobil Telekomünikasyon Operatörlüğü Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Taha Koç.
Koç da AK Parti’nin süper çocuklarından. Fatih Sayan’ın kız kardeşi ile aynı dönemde Bilkent Elektrik-Elektronik mezunu. ABD’de Dallas üniversitesindeyken patentler filan almış, pilot ehliyeti var. Türkiye’ye dönüşünde doğrudan Cumhurbaşkanı danışmanı olarak, bakanlıkların koordinasyonundan sorumlu Devlet Bilgi Koordinasyon Merkezinin (DBKM) kuruluşunu yönetmiş, Dijital Dönüşüm Başkanlığı yapmış.
Bu yayın bizi önemli bir bilgiye getiriyor: SGB Ocak başında kurulmuş ama Mart ortasına gelindiği halde henüz bir Başkan ataması yapılmamış, hâlâ iç yarışma ve “Kim atanacak?” heyecanı devam ediyor.
Peki, şimdi Ağustos başına geldiğimiz ve aradan 7 ay geçtikten sonra devletin Siber Güvenlik Başkanlığında kim var, Cumhurbaşkanı Siber Güvenlik Başkanı kimi atamış?
Cevap: Henüz devlet kayıtlarında Cumhurbaşkanının SGB’nin başına kimi atadığına dair kamuya açık bilgi bulunmuyor.
Bugün 5 Ağustos itibarıyla bir kişi çıkıp “Ben SGB Başkanıyım, atamamın yayınlanması gizli tutuldu” derse, ya da “Resmi Gazetede yayımlanması unutulmuş” derse, o başka.
Tek başına bu çete yapabilir mi?
Başka koşullar altında AK Parti çizgisindeki medya tarafından elli defa patlatılmış olacak sahte imza ve diploma skandalı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame yoluyla kamuoyu dikkatine geldi. İddianameye göre sahte e-imzası çıkarılan kişiler arasında bu açıkları denetlemekle sorumlu kişilerden olan BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu bile var.
Peki, çıkaranlar kimler? Yine iddianameye göre Ankara’da Ulus’ta bir büroyu kullanan altı kişi. Başlarında, daha önce KPSS sınavlarında sahtecilikten yargılanıp ceza almış, 5 yıl cezaevinde kalmış ve halen Düzce Üniversitesinde doktora yapıyor görünen Ziya Kadiroğlu var. ÖSYM’den Milli Eğitim Bakanlığına kadar pek çok bilgisayara girip sahte mühendis, avukat, psikolog, eczacı diplomasi satan çetenin üyelerinden biri, kendisine Narkotik Şube Komiseri gibi sahte kimlik hazırlayan uyuşturucu satıcılığından sabıkalı Mıhyeddin Yakışır imiş; bu arada kendisine de lise diploması çıkartmış.
Bu kadar kapsamlı işleri, bu kadar nokta atış devlet bilgilerini tek başına böyle bir çete yapabilir mi?
Mesele sadece diploma mı?
Şu da var: bazı devlet kurumları ilk girişimde uyanıp savcılığı uyarmış, zaten soruşturma öyle başlamış. Zeyrek, sızıntıların ne TÜBİTAK ne Emniyet kaynaklı olduğu iddiasına yer vermiş yazısında. Ama bir kamu kuruluşunun elektronik veri tabanına ya e-devlet kapısı ya da doğrudan o kurumun veri tabanından ulaşılabileceğinden hareketle şu iki soruyu soruyor:
Ya siber güvenlik kapasitelerinde sızıntı vardır ya da kurum çalışanlarından sızıntı vardır.
Her durumda sorun devlet yapısı içinden kaynaklanıyor.
Kimlerin sahte diplomasının ya da hangi belgesinin iptal edildiğini henüz bilmiyoruz. Aralarında siyasetçiler, bürokratlar, ya da onların yakınları var mı?
Devlet, vatandaşlara ait, kendisine emanet işleri neden uydur kaydır şirketlere devrediyor. O şirketler kimin? Siyasi bağlantıları var mı?
Bu durumda İmamoğlu “Skandalın boyutları korkunç ama İktidarın işi gücü benim diplomam” diyor elbette.
Becerikli Fatih Bey
Mesele diploma olunca BTK’dan sorumlu Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan’ın eline kimsenin su döneceğini sanmıyorum.
Kız kardeşi, eski Bakan Betül Hanım’ın hem mühendislik hem tıp diploması olduğunu biliyoruz.
Çalışkan, zeki ve becerikli bir aile olduğuna kuşku yok.
Fatih Bey daha 18 yaşında, Erdoğan’ın seçimi kazanmasıyla birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesinde çalışmaya başlamış. Bir yandan da İstanbul Üniversitesinde Elektronik Mühendisliği okuyormuş. Ben de çalışarak okudum. Ama Fatih Bey aynı zamanda Bahçeşehir Üniversitesinde Hukuk, Anadolu Üniversitesinde hem İktisat hem Uluslararası İlişkiler diploması sahibi olmuş, toplamda 6 fakülte diploması yani.
Yüksek Lisansını hem Münih Teknik Üniversitesinde elektrik-elektronik hem de İstanbul Üniversitesinde Biyomedikal Mühendisliğinde tamamlamış.
Bu arada devlet görevi de başlamış. 2007-2014 arası Başbakan Müşavir ve Başmüşavirliği, 2015’te BTK Başkanlığı, 2018’de de Bakan yardımcılığı. Bu önemli devlet görevlerinde de boş durmamış, İstanbul Üniversitesinde Biyomedikal, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinde Hukuk doktorası yapmış.
Etkileyici bir diploma koleksiyonu.
Keşke Fatih Bey, kamu görevlerinde milletin kesesinden diploma koleksiyonu yaparken işinizle biraz daha ilgilenseydiniz de bu golü yemeseydiniz.

