Doktor, halk sağlığı uzmanı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 23 Şubat’ta uzun zamandan beri sakladığı 2020 ve 2021 yılı ölüm istatistiklerini yayınladı. Sakladığı diyorum, çünkü normalde ölüm istatistikleri takip eden yılın Haziran’ında yayınlanırdı. Dolayısıyla 2020 ölüm verilerini 2021 Haziran’ında, sonra Temmuz’da bekledik ama ses çıkmadı. Yüksek sesle istedik, duyan olmadı. Üzerinden bir yıl daha geçti 2021 ölüm istatistiklerinin 2022 Haziran’ında
Bir yıldır anketlerle yatıp anketlerle kalkıyoruz. Haber programları, köşe yazıları, tartışma programları seçim anketleri ile dolu. Yanısıra çizgi grafikleri ya da yuvarlak diyagramlar… Sonra bunların “halka uygun” açıklamaları ve yorumları. Benim denk geldiğim en az yirmi anket şirketi bu işleri yapıyor, birbirlerine benzer, biraz farklı ya da çok farklı sonuçlar buluyorlar. Sonuçlar farklı olunca bu
Sağlıkta şiddet giderek yükselen bir sarmalda. En son bayram günü Çukurova Devlet Hastanesi Acil Servisinin bir güruh tarafından darmadağın edilmesiyle işler çığrından çıktı. Sağlıkta şiddet bu noktaya adım adım geldi. Evet çok katmanlı bir sorun. Evet, toplumdaki genel şiddet ortamından besleniyor. Evet “sağlıkta dönüşüm” denen Dünya Bankası-AKP patentli özelleştirme, ticarileştirme modeli yüzünden sağlık çalışanlarıyla vatandaşlar
Geçtiğimiz hafta ABD’de Yüksek Mahkeme kadınların istemedikleri gebelikleri sonlandırmalarını anayasal hak olarak tanımlayan 1973 yılına ait köşetaşı kararı bozdu. Böylece ABD, kadınların gebelik sonlandırma hakları ile ilgili yarım yüzyıldır içinde bulunduğu “özgürlükçü yasalara sahip ülkeler” liginden “kısıtlayıcı ülkeler” ligine düştü. Aslında gebelik sonlandırma, ABD’de anayasal bir hak olarak tanımlandığı 1973 yılından bugüne değin çok kutuplaştırıcı
Hekimler 14-15-16 Mart tarihlerinde iş bırakacaklar. Onları destekleyin, çünkü itiraz ettikleri sistemin düzeltilmesi, onların haklarının ötesinde hepimizin nitelikli/gerçek sağlık hizmetine ulaşabilmemiz için şаrt. Tıp Bayramı olan 14 Mart ile başlayan üç gün içinde kamu hastanelerine yalnızca G(ö)revi desteklemek için gidin. Acil servisler, yoğun bakımlar çalışacak, ama inşallah ihtiyacınız olmaz. Sağlık çalışanlarının içinde bulundukları dayanılmaz koşulları
Son aylarda sağlık çalışanlarının, en çok da hekimlerin iş bırakma şeklindeki eylemleri giderek artıyor. Sağlık çalışanlarının iş bırakması, bir üretim bandını durdurmak gibi değildir. Zordur. Uzun iç hesaplaşmalar, ince plan gerektirir. Zira doğrudan sıkıntı çekenler “hastalarıdır”, seslerini duyurmaya çalıştıkları ve protesto etmek istedikleri ise yöneticiler. Bu yüzden çoğu zaman iş bırakmaya sıcak bakmazlar. Bu eylemlerin
Olması kaçınılmaz olan oluyor. Sağlık Bakanlığının eksiklikler ve hatalarla dolu veri sistemi bile vaka sayılarının ve ölümlerin arttığını gösteriyor. Hani şu Bakan Farherttin Koca’nın yüreğini “Covid-19 bitiyor” umuduyla dolduran omikron varyantıyla ilgili olanlar…İnsan göstere göstere gelen bu Omikron dalgasının ve korkarım daha da artacak olan ölümler karşısında salgını yönetmekle sorumlu olanların geç de olsa bir
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 12 Ocak akşamı vaka sayılarının bir önceki aya oranla dört kat arttığını, ama hastaneye yatışların yalnızca yüzde on arttığını söyledi. Açıklamasını da Omikron varyantının salgını hafifleteceğinden umutlu olduğu söyleyerek, bitirdi. Sağlık Bakanının iki yıllık salgın yönetiminin birçok yönlerini çok defalar eleştirdim. Ama bunların içinde en vahim bulduklarım, gerçeğe uymayan umutlar dağıtması.
Covid-19 Omikron dalgası dünyayı ve özellikle de Avrupa’yı sarsıyor. Avrupa’da birçok ülke kitlesel tedbirler almış durumda. Avrupa’da Noel ve yeni yıl kutlamaları hem bireyler hem ticaret için yılın en önemli olayları olmasına rağmen politikacılar sıkı tedbirler ilan ettiler. Cuma günü, üye ülkelerin egemenlik haklarına saygı göstermek ve doğrudan önlem önermekten kaçınmak konusunda çok özenli olan