Adaletin temellerinden biri, “emaneti ehil ellere” teslim etmektir. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın siyasi hedeflerine ulaşmak için yargı mekanizmasını ne kadar ehil ellere teslim ettiğinin bir örneği daha oyuncu menajeri Ayşe Barım iddianamesinde karşımıza çıktı. Barım’ın 2013’teki Gezi Protestolarına katılarak hükümet darbesine yardımcı olma suçlamasıyla 30 yıl hapsinin istediği 172 sayfalık iddianamedeki Avni Özgürel ayrıntısı yargının kimlere
Sindirme aşaması derken Ayşe Barım’ın Gezi davası gerekçesiyle tutuklanmasından Ekrem İmamoğlu’na bu kez de CHP’li belediyelere açılan davaların ortak bilirkişisini açıkladığı için açılan son soruşturmaya, oradan Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ’ın tutuklanmasına dek uzanan yargı aşamalarından da söz ediyorum. Yaklaşan fırtına sırasında “iç cephede” olabildiğince az aykırı ses çıkması amaçlanıyor sanki. Fırtınanın habercisi ise AK
ID İletişim’in kurucusu ve Türkiye’nin önde gelen oyuncularının menajeri Ayşe Barım, 2013’teki Gezi protestolarında hükmeti devirmeye yönelik faaliyet içinde olma suçlamasıyla 27 Ocak’ta çıkarıldığı nobetçi mahkemece tutuklanarak Silivri cezaevine gönderildi. Barım’ın menejerlik ajansı hakkında tekelleşme iddiasıyla başlatılan soruşturma İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 12 yıl önceki Gezi Parkı protestolarıyla birleştirilmiş ve Barım bu gerekçeyle gözaltına alınmıştı.