Arada 4 gün vardır. Dört gün önce, 15 Mayıs 1919’da Yunan askerleri İzmir’e çıkmıştır. Osmanlı Hanedanının son sultanı olacağını hâlâ fark etmemiş olan Vahdettin bezgin vaziyette, sadrazam, yani başbakan yaptığı damadı Ferit Paşa’dan medet ummakta, Damat Ferit ise keşke işgal edenler Yunan değil de İngiliz, Fransız askeri olsaydı diye hayıflanmaktadır. İzmir’in işgali, Osmanlı Hanedanı yönetimindeki
Basın özgür değilse, siyaset de, ekonomi de değildir. Bu dediğim hukukun üstünlüğü için de geçerlidir; mahkemeler iktidarın etkilerinden ne kadar bağımsız ve tarafsız olursa, siyaset yapan da, yatırım yapan da, haber ve yorumlarını yazanlar, söyleyenler de o kadar özgür ve üretken olur. Basın özgürlüğü o nedenle sadece haber alma hakkı ile değil, ülkede hukukun, siyasetin,
Konu bir süredir pek öne çıkarılmıyordu. Belki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AK Parti tabanında görünür hale gelen mevzi ve taban kaybını partililerin kendilerini dünya işlerine fazla kaptırıp din işlerini boşlamasına bağladı; tabanı toparlamak için bu yola başvurdu. Belki bu yüzden “İslam bize göre değil, biz İslam’a göre hareket edeceğiz” çıkışını yaptı. Belki o nedenle ilk defa