İstanbul Ekonomi Araştırma şirketi 15 Kasım’da yayınladığı “Türkiye Raporu” çalışmasında daha önce yapmadığı bir şey yapmış. 1-6 Kasım tarihlerinde 26 ilde 1866 deneğe kendilerini etnik olarak nasıl tanımladıklarını sormuş; Türk mü, Kürt mü, Zaza mı, Arap mı, Çerkes mi? Kürt sorunu olduğuna inanıp inanmadıkları, Kürt sorunu ya da PKK sorunu olarak yanıtlasınlar, çözümü nerede gördükleri,
Kürt Çalışmaları Merkezi’nin başlattığı Dil Haritası Projesi kapsamında paylaşılan ilk bulgulara göre anadili Kurmanci, Zazaca ve Arapça olan katılımcıların büyük çoğunluğu ebeveynleriyle anadillerinde konuşurken çocuklarıyla ağırlıkla Türkçe konuşuyor. İki dilli eğitim talebi ise anadil eğitim talebinin çok üzerinde görülüyor. Alman Freidrich Ebert Stiftung (Vakfı) Türkiye Temsilciliği ve Rawest Araştırma’nın saha desteği ile yürütülen “Dil Haritası
Suriye tartışmaları nedeniyle Türkiye’de ne kadar Kürt nüfus yaşadığı uluslararası medyada yeniden tartışılmaya başladı. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) bu konuda açıkladığı sayı yok. Ancak KONDA araştırma şirketinin 2018’de yaptığı Hayat Tarzları araştırması verilerinden derlenerek Kasım 2019’da yayınlanan “Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet Raporu”nda sadece Türkiye’de yaşayanların etnik aidiyeti üzerine dikkat çekici bulgular var. Öncelikle söylemek gerekir ki,