“Eşimle akşam bir yere gidiyorduk, aracı ben kullanıyordum. Depoyu doldurmak için benzin istasyonuna girdik. Pompacı arkadaş tanıdı, işaret etti, camı indirdim. “Biliyor musunuz?” dedi, “Önümüzdeki hafta muhtemelen işsizim”. Anlatmaya başladı: “Burada 20 kişi çalışıyoruz. İstasyonun aylık elektrik faturası 145 bin liraya yükseldi. Benzinden, mazottan patronun kâr haddi belli, onun üzerine çıkamaz. Masraflarsa artıyor. Biz de hesaplıyoruz; patron zarar ediyor, görüyoruz. Belli ki eleman azaltacak. O yüzden muhtemelen haftaya bir işim olmayacak.”
Bu sözler Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan’a ait. Bu sözleri partisinin ikinci kuruluş yıldönümü için Ankara, Bilkent Otelde 8 Mart’ta düzenlediği yemekli basın toplantısında söyledi. O gün hükümet akaryakıta üst üste 6’ncı iş günü zam yapmıştı, benzin 6 ayda yüzde 162, motorin yüzde 212 pahalı satılmaya başlanmıştı.
Partinin ekonomi politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Çanakçı’nın tahminlerine göre, sadece o gün hükümet dolar kurunu 14,5 liradan yukarı tırmanmasını durdurmak amacıyla Merkez Bankası 500 milyon dolar satmış görünüyordu. Ukrayna Krizi nedeniyle son iki haftada “sızıntı”, yani açıklanamayan kaynak kaybı 4-5 milyar doları buluyordu.
“Millet sandığı beklediği için sabrediyor”
Aynı gün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, çalışma koşullarının düzeltilmesini isteyen hekimlere, yurt dışına gidenlere atfen “giderlerse gitsinler” demiş, Türk Tabipler Birliği (TTB) Genel Sekreteri Vedat Bulut’tan “Erdoğan gidecek, hekimlik kalacak” yanıtını almıştı. TTB protesto amacıyla 14-15 Mart için acil ve yoğun bakım servisleri dışında grev ilan etmişti.
Aynı gün hükümet 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için İstiklal Caddesinde barışçıl yürüyüş yapmak isteyen kadınları engellemek amacıyla 16 milyonluk şehrin en işlek bölgelerinden birindeki metro istasyonlarını kapatmış, polisi seferber etmişti.
Babacan “Her alanda kriz var” diyordu, “Ve kriz derinleşiyor”.
Yurt sathında iki yıl önce görüşme taleplerine cevap vermeyen sivil toplum kuruluşları şimdi parti toplantıları için salonlarını teklif ediyorlardı. Hatay’ın Kırıkhan ilçesi gibi “AK Parti ve MHP oy toplamının yüzde 90’ı bulduğu” bir ilçede kendilerine gösterilen ilgiden ana caddede trafik tıkanmıştı. “Korku eşiği hızla düşüyor” diyordu.
“İnsanlar sabır gösteriyorsa, seçim sandığı önlerine konacak diye” sandığı beklediği için sabrediyordu.
Gidiş ittifaka doğru ama…
Altı muhalefet partisi 28 Şubat’ta Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem bildirgesini açıklamışlardı. 2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı devirip Anayasayı değiştirme çoğunluğunu yakalarlarsa ülkeyi tek adam rejimine sürükleyen rejimi değiştireceklerdi.
İlk kez 12 Şubat’ta CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğinde buluşan altı parti lideri ikinci toplantılarını 27 Mart’ta Ankara’da bu kez Babacan’ın ev sahipliğinde yapacaklardı.
Babacan “Gidiş ittifak yönünde” diyor ama “olası ittifakın netleşmesi” için liderlerin iki konu üzerinde görüş birliğine varması gerektiğini söylüyor.
İlki seçim kazanılırsa geçiş sürecinin nasıl olacağı. Babacan “Bunlar gitsin, Türkiye düzelir” demekle olmuyor” diyor; “Nasıl yapacağımızı şimdiden belirlememiz lazım.” İktidara hazırlıksız gelinirse, bir otokrat liderden diğerine kayış olabileceğinden, milletin kurtarıcı arayışına girebileceğinden, bunun dünyada örnekler bulunduğundan söz ediyor. Ekonomiden dış politikaya, sosyal politikalara dek hangi alanlarda “olası ittifakın” ortak çalışma yapması gerektiğinin belirlenmesi gerektiğini söylüyor.
İkincisi ise “ilke ve değerler”.
İhtiyatlı iyimserlik
Gazeteci Orhan Uğuroğlu, Babacan’ı “karamsar” bulduğunu söyledi
Daha önce sadece Ekonomi değil Dışişleri Bakanlığı da yapmış olan Babacan, diplomasiden ödünç aldığı ifadeyi kullandı “olası ittifak” için: ihtiyatlı iyimserlik.
Sanırım muhalefet koalisyonundan ümitsiz olanlar kadar aşırı beklenti içine girenler için de açıklayıcı bir ifade olabilir “ihtiyatlı iyimserlik”. Daha alınacak çok mesafesi var muhalefet koalisyonunun.
Diğer yandan HDP’nin de sol partilerle oluşturmaya çalıştığı bir ittifak var. Babacan “HDP ile konuşuyoruz” dedi, “İyi gittiğini söylediler”. HDP’nin altı partili “olası ittifakın” belirleyeceği adaya göre tavır alacağı beyanını diğer partiler gibi DEVA da kaydetmiş.
Ya aday? Israrlı sorulara rağmen renk vermiyor, “Bugünün konusu değil” diyor.
“Olsa ittifak için son tarih” sorularına da benzeri yanıt geliyor. Babacan “Kendimizi sıkıştırmak, karşı tarafa mühimmat vermek doğru olmaz yanıtını verdi.
