Doğa da siyaset de boşlukları sevmiyor; hemen yeri doluyor. Bunun bir örneğini 30 Mart’ta Ankara’da başlayan Ekoİklim Zirve-Fuarında gördük. Zirve-fuarı da ne diyecekseniz, ona birazdan geleceğim ama önce CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a AK Parti saflarından gösterilen yakın ilgiden söz etmek istiyorum.
Ankara Ticaret Odası (ATO) ve Ankara Kent Konseyi tarafından düzenlenen Ekonomi ve İklim Değişikliği (Ekoİklim) programının yapıldığı ATO Congressium merkezi tıklım tıklım dolmuştu. Ağırlık öğrencilerdeydi; bir çevre duyarlılığı toplantısı olduğunu düşünmüşlerdi. Herkes hazırdı ama program bir türlü başlamıyordu. Yanımda oturan katılımcı “Neden hala başlamıyor?” diye bana sordu. “Bakan bekliyorlardır” dedim. Nitekim biraz sonra konferans salonunun arka sıralarından kopan alkış ve ıslıklar eşliğinde Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank salona girdi. AK Parti teşkilatı belli ki salonda yerlerini önceden almıştı. Önce ev sahibi olarak gördüğü Yavaş’a selam verdi, sonra diğerlerine ve program öyle başladı.
Yavaş’a AK Parti ilgisi
Ancak Yavaş’a AK Partililerin yakın ilgisi Varank’la sınırlı değildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu da oradaydı. Yavaş’ın hemen solunda Belediyeler Birliği Başkanı ve AK Parti’nin Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin oturuyordu. Zirve-fuar programından da anlaşılabileceği üzere katılımcı belediye başkanlarının ağırlığı da öyleydi. CHP’nin Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş hariç, Konya, Kayseri, Samsun, Balıkesir Rize belediye başkanları AK Partiliydi. Türkiye’nin ilk İklim Eylem Planı açıklayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yoktu örneğin.
Çevre duyarlığını temsil eden herhangi bir sivil toplum örgütü, ya da örneğin Çevre Mühendisleri Odasından temsilciler göremedim; fuarın amacı “Şimdi de çevreden para kazanalım” gibi duruyor zaten. Arıtma teknolojileri konusunda dünyada öne çıkan Fransa’nın Fuara gösterdiği özel ilgi bu bakımdan anlaşılır.
Konuk seçimini Yavaş’a mal etmek haksızlık olabilir. Ama Yavaş’a gösterilen AK Parti ilgisinin 2023 seçimlerinde ismi muhalefetin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkaracağı adaylar arasında sayılmasıyla ilgili olsa gerek.
Akşener’in merkez sağ tırpanı
AK Parti’nin Yavaş’a gösterdiği ilgi Ankara’daki siyasi dengelerde içten içe büyümekte olan bir enerji birikimini gösteriyor.
Bu enerji birikimi 30 Mart’ta ilginç bir şekilde İYİ Parti’de açığa çıktı.
Meral Akşener TBMM grubuna, “Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanını biz seçeceğiz, gelecekteki başbakanı da ben olacağım” özgüveniyle konuştuktan sonra İYİ Parti Genel Merkezinde ciddi bir operasyon yaptı. Teşkilat Başkanlığını partide şahinlerin lideri olarak bilinen Koray Aydın’dan alarak kendisine bağladı.
Aydın Siyasi İşler Başkanı olarak hala Başkanlık Divanında önemli yer tutuyor ama Akşener’in Gençlik Kolları ve Siyaset Akademisini de kendisine bağlamış olması hem parti doktrini hem yeni kadroların yetiştirilmesi hem de seçime doğru teşkilatın ipleri eline almak istediğine işaret. Zaten seçim işleri başkanlığını, yine milliyetçi kanadın şahinlerinden sayılan ama Aydın ile de yıldızı barışmayan Mehmet Tolga Akalın’dan alıp akademi kökenli Şenol Sunat’a vermesi de bunu gösteriyor.
Meral Akşener’in İYİ Partiyi merkez sağa yerleştirme, hatta Süleyman Demirel’in Adalet Partisine benzer bir yere konumlama gayreti var. Son operasyonda bunun başka işaretleri de ortaya çıktı.
Akşener’in Adalet Partisi hedefi mi?
Örneğin, İYİ Parti şahinlerinden Yavuz Ağıralioğlu da Başkanlık Divanı dışına alındı.
Aynı zamanda Akşener’in parti kuruluşunda danışmanı olan ancak şahinlerin tepkisiyle geri planda kalan Ayfer Yılmaz da Başkanlık Divanı üyesi oldu. Akşener’in DYP’de birlikte çalıştığı ve parti içinde liberal gruptan sayılan iktisatçı Ayfer Yılmaz’ın yönetime girmesi merkez sağ iddiasını artırıyor.
Akşener, çevre ve doğa ile kadın kolları başkanlıklarını ise yeniden yapılandırmak üzere askıya aldı. Hedefinin partiyi “lümpen milliyetçilik” yerine şehirli, inanca saygılı ama laik Atatürk milliyetçiliği çizgisine çekmek olduğunu daha önce söylemişti Akşener. Değişik toplantılarda Demirel’in Adalet Partisi çizgisinden söz ettiği de biliniyor.
Bu hedef tutar mı?
Adalet Partisi (AP) kendi içinden Necmettin Erbakan’ın Millî Görüş hareketini doğurduktan ve Alparslan Türkeş’in MHP’sine kan kaybettikten sonra 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle iktidardan düşürülüp kapatılmıştı. Darbe sonrası Anavatan Partisi ve ardından Doğru Yol Partisi AP mirasından kaynaklanmıştı.
Hedef adeta bir zamanların CHP-AP büyük koalisyonu gibi duruyor ama bunun için İYİ Parti’nin daha da büyümesi gerekiyor. İYİ Parti’nin büyümesi için CHP tabanından çok AK Parti tabanına, AK Partinin şehirli, eğitimli, kadın haklarına, çevre haklarına önem veren, muhafazakâr ve milliyetçi ama yolsuzluk iddialarından rahatsız tabanına yönelmesi gerekiyor. Bu ideolojik zemin olmaksızın merkez sağdaki iddiasını büyütmesi de kolay olmaz.
Kavga merkez sağda devam ediyor. Yavaş’a gösterilen AK Parti ilgisini de bu çerçevede sayabiliriz.
Akşener operasyonunda önemli bir ayrıntı daha var. Altı Partili koalisyonun 27 Mart toplantısı kararları uyarınca oluşturulacak seçim çalışma grubunda İYİ Partiyi muhtemelen Şenol Sunat temsil ederse ortak heyetteki -şimdilik- tek kadın siyasetçi olacak. Diğer partilere de örnek olur belki.
Beren Saat ve Kenan Doğulu
Kadının toplumdaki yerinden söz açmışken… Günün sürprizi ise Ekoİklim zirve-fuarının ikinci gününde Mansur Yavaş sanatçılar Beren Saat ve Kenan Doğulu’ya “İklim Elçisi” ödüllerini verme töreninde geldi. Beren Saat öyle bir konuşma yaptı ki, cumhuriyetç, demokrat, laik kesimler anında benimsedi, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ise anında tepki göstererek, muhtemelen bunun televizyon istasyonlarınca haber yapılmasını engellemek istedi. Biz yine de paylaşalım Beren Saat’in konuşmasını bu bağlantıdan, ne olur ne olmaz, kararı siz verin.
- Güncelleme: 31 Mart 2022, saat 19:24