Türk Silahlı Kuvvetleri 17 Nisan’ı 18 Nisan’a bağlayan saatlerde PKK’nın Irak’taki kamplarına yönelik geniş çaplı bir askerî harekât başlattı. Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Pençe-Kilit” kod adlı harekatın ilk saatlerinde “Birinci safhada belirlenen hedeflerin ele geçirildiğini” sabah saatlerinde Bakanlığın Twitter hesabından duyurdu. Harekâtı Bakan Akar Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler ve kara, deniz, hava kuvvet komutanlarıyla birlikte yönetiyor.
Akar’ın açıklamasından anlaşılacağı üzere harekât Irak’ın Türkiye sınırına yakın Metina, Zap ve Avaşin-Basyan bölgelerindeki PKK kamplarını yalnızca imha etmeyi değil ele geçirmeyi hedefliyor. Bakanlık açıklamasına göre harekât “Bordo Bereli” komandoların, yani Özel Harekât birliklerinin katılımıyla yapılıyor.
Askeri ve siyasi zamanlama
Operasyonun zamanlama ve içerik olarak dört önemi bulunuyor.
Birincisi, harekâtın sürpriz/baskın özelliği. Ramazan ayında, gece yarısı ve gökte dolunay ışıldarken bu çapta bir askerî girişim kolay tahmin edilmeyebilir. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bir gün önce, 16 Nisan’da “Irak ve Suriye’yi Amerika’nın ve Avrupa’nın elinden kurtaracağız” türü iddialı sözleri dışında PKK’nın böyle bir operasyondan kuşkulanacağı bir beyan da olmadı son zamanlarda. Askerî bakımdan bir önemli ayrıntı da Türkiye’nin 11-21 Nisan tarihlerinde, Ukrayna savaşına rağmen Karadeniz, Ege ve Doğu Akdeniz’de 122 gemi ve 41 hava aracıyla sürdürdüğü Mavi Vatan tatbikatının tam ortasında başlaması.
İkincisi, uluslararası boyutu. Bununla sadece harekâtın “dost ve kardeş” sözleriyle övülen Irak hükümetinin bilgisi içinde yapıldığı kastedilmiyor. Harekât Ukrayna-Rusya savaşının olanca hızıyla devam ettiği, Batı kamuoyu dikkatinin orada olduğu bir zamanda başlatıldı. Ukrayna Krizindeki diplomatik çabasıyla öne çıkması Türkiye’ye Batılı hükümetlerin bakışını yumuşattı. Bunun askerî plandaki ilk göstergesi ABD Dışişlerinin Kongre’ye yazdığı F-16 satış mektubu oldu.
Gara, harekât ve yaklaşan seçimler
Üçüncüsü, harekâtın Gara operasyonu üzerinden bir yıl geçtikten sonra yine aynı bölgelerde yapılması. PKK’nın tutsağı askerleri kurtarmak için yürütülen operasyonda 13 asker şehit düşmüş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan operasyonu “Başarısız” olarak nitelemişti. Operasyon sonrasında Erdoğan, Akar ve Soylu’yu CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Meral Akşener’e bilgi vermeye göndermişti. Gece yarısı başlayan harekâtın ise tamamen askerin kontrolünde yürütüldüğü, Akar’ın yetki ve sorumluluğu üstlendiği anlaşılıyor.
Dördüncüsüyse, yaklaşan seçimlere etkisi. Suriye’de ABD’nin IŞİD’e karşı kara gücü olarak kullandığı YPG üzerinden PKK’nın kayıpları 20 bin civarında tahmin ediliyor. Askerin Mayıs 2019’dan beri Irak’ta yürüttüğü “Pençe” serisi operasyonların yanı sıra, MİT’in nokta vuruşları ve yurt içinde İçişlerinin polis ve jandarma operasyonlarıyla PKK’nın eylem kapasitesi zayıfladı. ABD’nin de Suriye’de Rusya’ya karşı Türkiye’yi destekleme eğilimine girmesi, PKK’yı yeniden AK Parti hükümetiyle “ateşkes” ve “diyalog” arayışına itti. Harekât PKK’ya eylem gücünün 2012’de Abdullah Öcalan üzerinden diyalog başlatıldığı sıradakinden daha zayıf olduğunu gösterme amacını da taşıyor.
Muhtemel yankıları
Pençe-Kilit harekâtı daha yeni başladı; dolayısıyla kesin yorumlar için sonuçlarını görmek lazım.
Ancak şimdiden bu operasyonun başlatılmasının iç ve dış yankılarını kestirmek mümkün.
Dışarıdan gelecek tepkilerin Türkiye’nin şu anda NATO görevlerini yerine getiren ve Ukrayna Krizinin diyalogla sona ermesi için çaba harcayan tavrının gölgesinde kalacağı tahmin edilebilir. Burada Türkiye açısından önem taşıyan Bağdat hükümeti ve Erbil’deki Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile işbirliğini sürdürmesi. Ukrayna için savaşmayan ABD ve AB’nin resmi terör listelerinde bulunan PKK için -IŞİD hatırına da olsa birkaç demeç dışında kılını kıpırdatması sürpriz olur.
İçeride ise PKK’nın eylem gücünün zayıflamasının HDP oylarını ciddi oranda azaltması beklenmemeli. KONDA araştırma şirketi yöneticisi Bekir Ağırdır’ın Oksijen’de çıkan son yazısı fikir verebilir. Ancak Kürt oyların AK Parti’den çözülüşünü sürdürebilir; bu oyların adresinin HDP olması da kuşkulu; diğer muhalefet partilerine kayış sürebilir. Ama bu konuyu da kamuoyu araştırmacılarına bırakmakta fayda var.