“Biz işimize bakıyoruz, kim ne diyor diye de aldırmıyoruz” diyor isminin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir güvenlik kaynağı; Suriye ve Irak’taki operasyonlar üzerine konuşuyoruz.
Operasyonlar konusuna Twitter’da yayınlanan bir fotoğraf üzerine başladığımız konuşma sırasında geldik. O yüzden güvenlik yetkilisinin başka ne dediğinden önce yukarıda gördüğünüz o fotoğraftan başlayacağız. Oradan dün, 22 Aralık akşam saatlerinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ABD’li Mevkidaşı Antony Blinken ile yaptığı telefon görüşmesine dek geleceğiz.
Fotoğraf Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin İran sınırına yakın Süleymaniye şehrindeki bir toplantıda çekildi. Bu şekliyle Aralık’ta Kürdistan Yurtseverler Birliği Başkanı (ve kurucu başkanı celal Talabani’nin büyük oğlu) Bafil Talabani (sağda) tarafından 20 Aralık’ta Twitter hesabından yayınlandı. Fotoğrafın solunda ABD’nin Suriye’deki kuvvetlerinin komutanı Tümgeneral Matthew McFarlane görülüyor. Ortadaki kişi ise ABD’nin PYD/YPG’ye kurdurduğu Suriye Demokratik Güçlerinin (SGD) başındaki Mazlum Abdi. Fotoğrafın daha geniş hali 21 Aralık’ta Suriye’deki ABD kuvvetlerinin Twitter hesabında yayınlandı; bu bağlantıda görülebilir. Aynı gün Talabani’nin de Rojava’ya, Suriye’ye geçip PYD eş başkanlarıAsia Abdullah ve Salih Müslim’le buluştuğunu da yine Talabani’nin tvit mesajından anlıyoruz.
ABD ne yapmak istiyor?
Irak Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) çizgisindeki Rudaw sitesin haberine göre PKK’nın çatı örgütü KCK’nın başındaki Cemil Bayık, Dukan toplantısına katılanlara bir mektup göndermiş. Bayık, “Farklı siyasi partilerin birliğinin ulusal birliğe dönüşme çağrısı” yapmış. Mektubu Süleymaniye merkezli KNN televizyonuna aktaran KCK yönetiminden Murat Karayılan “Ulusal birliğin kurulması için çabaların olması lazım” diye eklemiş. Rudaw, KNN üzerinden haber yapmış.
Dukan toplantısının Bafil Talabani’nin çağrısı üzerine yapıldığı bilgisi var. Demek ki McFarlane de Mazlum Abdi (*) de dayanışma amaçlı bu toplantı için Suriye’den Irak’ın İran sınırına geçmişler.
Irak’taki en büyük Kürt örgütü KDP, PKK ve KYB ile çatışma halinde ve zaman zaman Türkiye’de destek veriyor. Şimdiye dek SDG’nin PKK’dan ayrı, sadece Suriye’ye özgü bir örgüt olduğu iddiasındaki ABD PKK-bağlantılı örgütlerle KYB’nin ittifak çağrısına destek veriyor görüntüde. ABD’nin asıl sorunuysa İran. İran’ın son zamanlarda kendi iç karışıklıklarından ABD ve İsrail destekli Kürt örgütleri de sorumlu tuttuğu ve Irak topraklarında operasyonlar yürüttüğü biliniyor.
Çavuşoğlu-Blinken
ABD askeriyesinin Irak ve Suriye’deki PKK ile Irak’taki KYB ile, Irak’ta buluşmasının ardından yapılan Çavuşoğlu-Blinken görüşmesinde Ukrayna ve F-16 konusunun yanı sıra “Suriye ve terörle mücadelenin” de ele alındığı bildirildi.
Dışişleri Bakanlığının “terörle mücadele kararlılıkla sürecek” demesinden Suriye ve Irak’ta PKK hedeflerine karşı operasyonların süreceği sonucunu çıkarmak mümkün.
ABD Kasım ayındaki “Pençe-Kılıç Hava Harekâtı” sonrasında Türkiye’nin Suriye’de geniş çaplı operasyonlar, özellikle kapsamlı kara harekâtına girişmesini istemiyor. Bir yandan da SGD, ya da PKK/YPG’nin Türkiye’nin istediği şekilde sınırın 20 mil, yaklaşık 32 kilometre güneyine çekilmesini sağlamaya çalışıyorlar. Oysa PKK/YPG’nin Suriye’deki varlığının başkenti saydığı Kobani, Ayn el-Arab bu sınır içinde. Bu karmaşık manzarada Amerikalı komutanın Irak’ta Suriye ve Irak’taki militan gruplarla toplantı yapmasının Türkiye ve ABD dışişleri bakanlarının görüşmesine gölge düşürmesi doğal.
Kara harekâtı ve nokta operasyonlar
Rusya da ABD’ninki gibi kendi çıkarları bakımından Suriye dengesi bozulmasın diye, ek olarak Ukrayna’daki savaşı sürerken bir de başına Suriye çıkmasın diye Türkiye’nin kara harekâtına karşı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Türkiye’nin kara harekâtına kalkışmamasının ABD ve Rusya’nın karşı çıkışına bağlı olmadığını defalarca söyledi. Aslında Türk ordusu Suriye’ye girecek olsa ortalık karışır ama mevcut koşullarda ABD ve Rusya devreye girene dek sonuç alabilir.
Bu bakımdan kara harekâtı ihtimalini havaya kalkmış sopa gibi PKK’nın başında sallamak, bir yandan da ABD, Rusya ve İran’ın dikkatlerini sürekli tutmak Ankara’nın işine geliyor.
Ve bu arada Türk Silahlı Kuvvetlerinin MİT ile düzenlediği nokta operasyonlar devam ediyor. Türkiye’nin yeni güvenlik stratejisi olan “tehditleri sınır ötesinde karşılama ve yok etme” çerçevesindeki bu operasyonlar öncelikle PKK’nın orta kademe yöneticilerini hedef alıyor.
Görüştüğüm üst düzey güvenlik kaynağı, “Biz işimize bakıyoruz, kim ne diyor diye de aldırmıyoruz” derken tam olarak bundan bahsediyor.
“Bilgi vermeden vuruyoruz, biliyorlar”
Peki, ABD bu operasyonları durdurmaya çalışmıyor mu? Ya da bu operasyonlar hakkında önceden bilgi veriliyor mu?
“Hayır” diyor isminin saklı kalmasını isteyen kaynağım; “Geniş kapsamlı operasyonlar için kısa süre önceden makamlarımız muhataplarına haber veriyor. Ancak nokta operasyonlar için bilgi vermiyoruz. Amerikalılara gerekli uyarılar yapıldı, bu adamlarla aynı yerlerde bulunmayın, birlikte seyahat etmeyin, araçlarınızda ABD ya da BM bayrakları olsun ki bilelim şeklinde… Çünkü hedef kişiyi saptayıp uygun zamanı bulduğumuzda en kısa sürede vuruyoruz. Artık biliyorlar.”
NOT:
(*) Mazlum Abdi, Mazlum Kobani, Şahin Cilo, ya da 12 yaşında Suriye’de tanıştığı PKK lideri Abdullah Öcalan’ın ona verdiği Ferhat Abdi Şahin takma isimlerinin kullanan bu üst düzey PKK üyesinin asıl adının 1967 Afrin doğumlu Mustafa Abdi bin Halil olduğu iddiası da var.