Nikola Makyavelli (Niccolò di Bernardo dei Machiavelli 3 Mayıs 1469 – 21 Haziran 1527) Rönesans çağının ünlü bir devlet adamı, askerî stratejist, şair ve oyun yazarıydı. Floransalı düşünür en ünlü eseri Prens’te, politik yazın tarihinde ilk kez iktidarın alınışı ve korunması gibi bir sorunu dinsel ya da ahlaki kaygıları dikkate almaksızın kendi başına bir amaç olarak inceledi. Bunun için daha geniş düşünmeyi ve esnek davranmayı öğütledi. Tüm yaşamı boyunca İtalya’nın birliği ideali için mücadele verdi. Eskiden -sanırım toplumun biraz daha mürekkep yalamış olduğu devirde – siyasi tartışmalarda adı daha çok duyulur, siyasiler birbirini Makyavelist davranmakla suçlarlardı.
Rusya’daki Wagner kalkışmasını duyunca aklıma Makyavelli geldi. Dünya daha 40 yıl öncesinde birbirine kenetlenmiş iki blok halinde birbirine karşı mücadele ediyordu. Ama Glasnost ve Perestroika Doğu blokunu darmaduman edince kümesin kapısı açık kaldı ve tavuklar teker teker kaçmaya başladı. Karşı ağırlık ortadan kalkmaya yüz tutunca Batı’da da uyumlu korodan çatlak sesler çıkar oldu. Bloklardaki merkezi ağırlık azalınca ikili mücadeleden çoklu mücadele geçiş adımları geldi. Her kafadan bir ses çıkıyordu. Bütün tavuklar kendi başlarına buyruk olmak istiyorlardı.
Kongre baskınından Wagner isyanına
Yılların NATO’su bile tek sesli olmaktan çıktı. Türkiye, Macaristan derken çanak çömlek Rusya’da patladı. Rusya’nın günümüzün modası vekalet savaşlarını yürütmek için bir enstrüman gibi dizayn ettiği, birkaç yerde başarılı bir şekilde kullandığı Wagner adlı devşirme paralı askerler, Osmanlı tabiri ile kazan kaldırdı. Tam da Amerika’yı karpuz gibi ortadan yaran, Demokratlarla Cumhuriyetçiler arasındaki kavganın boyutları Kongre binasını basmaya, eski bir Başkanın hapse atılmasına varabilecek hukuk savaşlarına kadar uzanırken, yani dünya Atlantik ötesinden bir kroşe beklerken, kroşe ters taraftan geldi. Rusya’da görülmedik bir iş oldu, bir başkaldırı başladı, Putin’in deyimiyle darbe belirtileri görüldü. Her şey karışınca NATO’da ani toparlanma, Rusya cephesinde dağılmaya tanık olduk ve çanak çömlek patladı.
Bence bu durumda ne olup biteni anlamak için biraz geriye dönmek, girişte sözüne ettiğim Makyavelli’nin 15. Yüzyılda küçük prensliklere bölünmüş İtalya’da, bu prensliklerin birbirlerine karşı giriştikleri kavgada birbirini alt etmek için izledikleri kısa süreli ittifaklar politikalarını, strateji ve taktikleri incelemek gerekir diye düşünüyorum. Bu durumun nasıl üstesinden gelebileceğimiz konusunda buradan yararlı bazı bilgiler edinebiliriz.
Makyavelli ve Kondartiev döngüsü
Makyavelli Prens’te böyle çok faktörlü karmaşık dengeleri anlatıyor çünkü o dönemde İtalya birbirine üstünlük kurmaya çalışan küçük prensliklere böyle düştü ve bunlar sürekli birbiriyle savaş halindeydi ama savaşı sürdürebilmek için ittifaklara ihtiyaçları vardı. Bir bakıyorsunuz Milano Siena ile beraber, öte yanda bir başkası Floransa ile beraber. Roma/Papalık dışında, bir kavga dövüş gidiyor, hatta papalık makamı ile işgal ediliyordu. Bu sefer silahlı çatışma son dakikada önlendiyse de, bu işler bitip gitmedi.
Bu bölünmüşlük ve kör döğüşü içinde bu kargaşadan birkaç on yıla kadar yeni bir dünya düzeni çıkacak, çünkü bu tür sarsıntılardan sonra hep öyle oldu, Vestfalya Barışı, Napoleon Savaşları, Almanya ve İtalya Birliği savaşları, Birinci Dünya Savaşı, İkinci Dünya Savaşı gibi…
Bir başka Nikola’nın, Nikolay Kondratiev’in işaret ettiği gibi bu işler döngüler halinde ilerliyor. İkinci Dünya Savaşı döngüsünün yarattığı düzenin de sonuna geldik galiba. Ama savaşın da maliyeti arttı. Başka çözümler bulmak gerekecek.