Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç’in başkenti Stockholm’de düzenlenen Kuran yakma eylemine sert tepki göstererek, Temmuz ayında düzenlenecek kritik Vilnius Zirvesi öncesinde Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğinin kabulünün mümkün olmadığının işaretini verdi.
29 Haziran’da Kurban Bayramı vesilesiyle bir video yayımlayan Cumhurbaşkanı, mesajında, “Bu cürmü işleyenler kadar fikir özgürlüğü kılıfı altında izin verenler, bu alçaklığa göz yumanlar emellerine ulaşamayacak. Tahrik ve tehdit siyasetine asla müsaade etmeyeceğiz. Tepkimizi en güçlü şekilde ortaya koyacağız. Müslümanların kutsallarına hakaret etmenin düşünce hürriyeti olmadığını, batılı kibir abidelerine eninde sonunda öğreteceğiz,” ifadelerini kullandı.
Kurban Bayramı’nın ilk günü olan 28 Haziran’da İsveç’in başkenti Stokholm’de bir caminin önünde Kur’an-ı Kerim’i yırtıp yakan kişi İsveç’in NATO üyeliği ile ilgili müzakerelerde de kriz yarattı.
Eylemi yapan kişi ayrımcılığa teşvik etmek suçuyla gözaltına alınırken, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson Kuran yakma eyleminin “yasal ama uygunsuz” olduğunu belirten bir açıklama yaptı.
Ocak ayında Danimarkalı aşırı sağcı Rasmus Paludan da Stokholm’de bir Kur’an yakma eylemi gerçekleştirmiş, eylem büyük tepkiyle karşılanmıştı. İsveç polisi Ocak ayından bu yana benzer protesto eylemlerine izin vermese de bu yasaklar üst mahkemelerce ifade özgürlüğü ve barışçıl protesto hakkı gerekçeleriyle geri çevriliyor.
ABD’den “ifade özgürlüğü” açıklaması
Eylemin ardından ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan ilk açıklamada Kuran yakma eylemi “saygısızlık” ve “incitici” olarak nitelendirilerek kınanmış ve Türkiye ile Macaristan’a İsveç’in NATO üyeliğini onaylama çağrısı yinelenmişti.
Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel 28 Haziran’da düzenlediği basın toplantısında.“Dini metinlerin yakılmasının saygısızca ve incitici olduğunu ve yasal olabilecek bir şeyin kesinlikle uygun olmayabileceğini sürekli olarak söyledik. Ancak genel olarak Macaristan ve Türkiye’yi İsveç’in katılım protokolünü gecikmeksizin onaylamaya teşvik etmeye devam ediyoruz ki böylece İsveç’i İttifak’a mümkün olan en kısa sürede kabul edebilelim,” ifadelerini kullanmıştı.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülüğü, kınamasını 29 Haziran’daki basın toplantısında tekrar etti ancak söz konusu eylemin “İsveçte müslümanların ve diğer dini azınlık gruplarının din veya inanç özgürlüğü haklarını özgürce kullanmalarını etkileyecek bir korku ortamı yarattığını,” vurguladı.
Sözcü Matthew Millet, gazetecilere verdiği cevapta şu ifadeleri kullandı:
Elbette ki bu eylemi kınıyoruz. Bu eylemden derin endişe duyuyoruz. Amerika Birleşik Devletleri elbette demokrasinin unsurları olarak ifade özgürlüğünü ve barışçıl toplanma hakkını desteklemektedir. Ayrıca herkes için din veya inanç özgürlüğü hakkını da destekliyoruz. Gösterinin, Müslümanların ve diğer dini azınlık gruplarının üyelerinin İsveç’te din veya inanç özgürlüğü haklarını özgürce kullanmalarını etkileyecek bir korku ortamı yarattığına inanıyoruz. Buna ek olarak bu gösteri için izin verilmesinin ifade özgürlüğünü desteklediğine ve gösterinin eylemlerini onaylamak anlamına gelmediğine inanıyoruz. Dini azınlık gruplarının mensupları için kapsayıcı bir ortamın teşvik edilmesi için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır ancak İsveç Adalet Bakanı’nın şu sözlerini bilmenizi isterim: ‘İsveç’te ifade özgürlüğüne yönelik güçlü bir koruma vardır ve polis aynı zamanda izin meseleleriyle de ilgilenir, izin verilmiş olması hiçbir şekilde söylenenleri desteklememiz gerektiği anlamına gelmez.’
Ankara’dan Kuran yakılmasına sert tepki
Ankara’nın protestoya sert tepki göstermesiyle birlikte, NATO’nun yoğun baskısına rağmen İsveç’in NATO üyeliği için Türkiye’den 11-12 Temmuz’daki Vilnius zirvesinde onay gelmesi beklenmiyor.
Stockholm’deki gösterinin hemen ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da bir mesaj yayınlayarak “bu tür eylemlere göz yummanın suça ortak olmak anlamına geldiğini” söylemiş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise “NATO’da müttefikimiz olmak isteyenler, İslam karşıtı ve yabancı düşmanı teröristlerin yıkıcı davranışlarına müsamaha gösteremez ve izin veremez” diyerek tepki göstermişti.
İsveç’in NATO üyeliğine atıfta bulunan Altun, “terörle mücadelenin ciddi bir ittifak için temel bir önkoşul olduğunu” sözlerine eklemişti.
Kuran yakma protestoları ve İsveç’in üyeliği
Finlandiya ve İsveç, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin hemen ardından ittifaka üyelik başvurusunda bulunmuş, ancak başvuru Türkiye ve Macaristan’ın vetosuyla karşılaşmıştı.
Üyelik konusundaki üçlü görüşmeler Ocak ayında Paludan’ın Stockholm’de Kur’an yakmasının ardından askıya alınmıştı.
Görüşmelerin yeniden başlamasının ardından Ankara, İsveç’in üyeliğini Finlandiya’nınkinden ayrı olarak değerlendireceğini söyledi ve Finlandiya’nın üyeliğini Nisan ayında onayladı.
O zamandan bu yana Erdoğan hükümeti İsveç’ten terörle mücadele konusunda “somut adımlar” beklediğini açıkça dile getiriyor.
Bu süreç içinde İsveç terörle mücadelede anayasal ve yasal değişiklikler yaptı ancak Ankara bu adımların “yeterli olmadığını” belirterek müzakereleri sürdürüyor.
Bu beklenti, Almanya Şansölyesi Olaf Scholz ve Erdoğan arasında dün gerçekleştirilen telefon görüşmesinde de dile getirildi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, Erdoğan görüşmede İsveç’in yasal değişikliklerinin “doğru yönde adımlar” olduğunu belirttiği ancak Cumhurbaşkanı, “ülkedeki PKK, PYD ve YPG yanlılarının serbestçe terörü öven gösteriler düzenlemeye, terör örgütlerine insan devşirmeye ve finans kaynağı teminine devam ettiklerini yineledi ve bu durumun Türkiye açısından kabul edilemez olduğunu bir kez daha vurguladı.”
Artan NATO baskısı
11-12 Temmuz’da Litvanya’nın başkenti Vilinus’ta yapılacak NATO zirvesi öncesinde NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve başta ABD olmak üzere ittifak ülkeleri İsveç’in üyeliğinin onaylanması için Türkiye’ye baskılarını artırdı.
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Türkiye, İsveç ve Finlandiya’yı zirveden bir hafta önce 6 Temmuz’da Brüksel’de Daimi Ortak Mekanizma toplantısı için bir araya gelmeye davet etti. Toplantıda Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın temsil edeceği bildirildi.
Aynı gün NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ile bir araya gelen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da “İsveç’in Vilnius zirvesine bir müttefik olarak katılmasına izin vermenin zamanı geldi” dedi.
Ancak 28 Haziran’da gerçekleşen yeni Kuran yakma protestoları ile tansiyon yeniden yükseldi.