Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) 22 Haziran’da politika faizini yüzde 8,5’tan yüzde 15’e çıkardı. Bu kararın gerekçelerinin yazıldığı rapor özeti 3 Temmuz’da basına yansıdı.
Raporda çarpıcı saptamalar vardı. Örneğin yeni Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan başkanlığında toplanan PPK’nın raporundaki şu cümle:
• “Kurul, mevcut para politikası çerçevesinin enflasyon görünümü ve yukarı yönlü riskler göz önüne alındığında yüzde 5 enflasyon hedefini gerçekleştirmekten çok uzak olduğu değerlendirmesinde bulunmuştur.”
Yani PPK, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ikici defa cumhurbaşkanı seçildiği 2018 seçimlerinden sonra Hazine ve Maliye bakanlıklarını birleştirerek başına damadı Berat Albayrak’ı getirmesinden bu yana AK Parti hükümetlerince vazedilen yüzde 5 enflasyon hedefinin hayali olduğunu söylüyordu. İktisatçı Fatih Özatay bu durumu “Ne hedefler açıkladım, zaten yoktular” diye müstehzi eleştirmiş bugün ekonomim.com sitesindeki yazısında.
Buradan Hafize Gaye Erkan’ın gelir gelmez Merkez Bankasında yaptığı köklü değişiklikler sonucu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın PPK’ya yeni üyeler atadığı ve işte yanlıştan dönüldüğü sonucunu çıkarabilirdik belki, normal koşullar altında.
“Önceki PPK hatalıydı” demek
Ama normal koşullar altında değiliz.
Bir de PPK raporundaki şu iki cümleye bakın:
• “Kredi büyümesi iç talebi artırarak enflasyon üzerinde risk oluşturmaktadır. Kredi ve mevduat faizleri ile politika faizi arasındaki fark bir önceki PPK döneminde artmıştır.”
Açık konuşalım, ilk kullanan yorumcular, gazeteciler bozgunculukla, kötü niyetli olmakla suçlandı bu ülkede.
Ama asıl felaket, asıl ilkesizlik ikinci cümlede. PPK, kredi ve mevduat faizleri ile politika faizi arasındaki farkın artmasından, yani örneğin politika faizi yüzde 8,5 iken bankaların yüzde 25-30, ne tutturabilirse faiz uygulamasından “bir önceki PPK dönemini” suçluyor. Bana kalırsa ülkeyi ve halkın büyük kesiminin ekonomik koşullarını zorlaştıran, geçim sıkıntısını artıran bu durumun, Erkan sonrası oluşan yeni Kurul tarafından suçlanması hem idari soruşturma hem de savcıların suç duyurusu sayması gereken bir durumdur.
Bir önceki PPK üyelerini hatırlayalım: TCMB Başkanı sıfatıyla, halen Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı olan Şahap Kavcıoğlu, Emrah Şener, Elif Haykır Hobikoğlu, Mustafa Duman ve Taha Çakmak.
Tutarsızlık ve ilkesizlik örneği
Peki bir önceki PPK üyelerini suçlayan yeni PPK üyeleri kimler? Bakalım:
Başkan sıfatıyla Hafize Gaye Erkan, Emrah Şener, Mustafa Duman, Taha Çakmak ve Elif Haykır Hobikoğlu.
Yanlış okumadınız.
Başkan dışında değişen PPK üyesi yok. Onlar değişmedi. TCMB Başkanının onları değiştirme yetkisi yok; yetki Cumhurbaşkanının.
Emrah Şener, Murat Çetinkaya’nın Merkez Bankası başkanlığı döneminde atanmış, Eylül 2016’n bu yana Kurul’da; beşinci başkanıyla çalışıyor. Yani Albayrak döneminde yüzde 5 faiz hedefine geçilirken de o Kurulda, Nurettin Nebati döneminde faiz düşürüp, döviz kurunu sabit tutabilmek adına kamu kaynaklarından -muhalefetin hep söylediği 128 milyar dolar değerinde- döviz harcanırken de.
Elif Haykır Hobikoğlu Mayıs 2020’de Murat Uysal döneminde Merkez bankası Meclisi ve PPK üyesi olarak atandı Cumhurbaşkanı tarafından. Bankacılık geçmişi bulunmaması nedeniyle o dönem tartışmalara konu oldu.
Mustafa Duman’ın ataması Şahap Kavcıoğlu’yla birlikte, Mart 2021’de yapılmış. Kavcıoğlu’nun para politikasıyla ilgili bütün kararlarına ortak, ama şimdi o dönemi suçluyor.
Taha Çakmak da öyle, Kavcıoğlu’nun başa gelişinden bir süre sonra, Ekim 2021’de atanmış PPK üyeliğine. O tarihten bu yana şimdi suçladığı bütün politika faizi kararlarına ortak ama şimdi o da, sanki kendisi içinde değilmiş gibi, “önceki PPK dönemini” suçluyor.
Neden hâlâ o koltuktalar?
Peki, bu insanlar şimdi suçladıkları o kararlar alınırken engin ekonomi ve finans bilgileriyle hiç uyarmadılar mı sıralı TCMB başkanlarını? Örneğin “Şahap Bey, anlıyoruz, yukarıdan öyle isteniyor ama iktisat bilimine göre bu “gerçekleştirilmekten çok uzak” bir hedeftir” diyemediler mi?
Dediler ve terslendilerse, “Makam böyle istiyor” dendiyse o koltukta oturmaya neden devam ettiler?
Sahi, hâlâ neden devam ediyorlar o koltuklarda oturmaya?
Yıllardır ülkenin ekonomik krize girmesinde payı olan o yanlış kararları alanlar, şimdi bir ayda ekonomi ve finans anlayışlarını mı değiştirip kendi kararlarını suçlamaya başladılar?
Yoksa “Yeni Başkan var, neme lazım, ters düşmeyelim” deyip ona mı hak vermeye başladılar? Ya da şimdi kendi önceki kararlarını suçlayıp o koltuklarda oturmayı sürdürenler “Bu başkan da gelir geçer, beni atayan o değil, Cumhurbaşkanı. İdare edelim, makamdan, maaştan olmayalım” oportünistliği mi içindeler?
Merkez Bankası bağımsızlığı bu değil
Sadece bu dahi Merkez Bankası bağımsızlığı, hatta özerkliğinin Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanı, Hafize Gaye Erkan’ın da TCMB Başkanı olarak atandığı dönemde de henüz “gerçekleştirilmekten çok uzak bir hedef” olduğudur. Yeni ekonomik program da hâlâ açıklanmayı beklemektedir.
Tekrar söyleyelim; 22 Haziran’daki faiz yükseltme kararını alırken önceki dönem PPK’yı suçlayan şimdiki PPK üyelerinin Başkan Erkan dışında bütün üyeleri yerlerini korumaktadır.
Bu ilkesizlik ve tutarsızlığın şahikası değilse nedir?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sorun çıkarmıyorlar diye bu kişilerle çalışmaya devam etmek isteyebilir ama parlak özgeçmişleri olsa da ilkeli ve tutarlı davranamayan yöneticilerin bedelini halkın ciddi kesimi zorlaşan hayat koşullarıyla ödüyor. Görünüm ortada.