İstanbul Sariyer’de bulunan Santa Maria İtalyan Katolik Kilisesine Pazar ayini sırasında yapılan saldırıda öldürülen Tuncer Cihan, 29 Ocak’ta Nurtepe Cemevinde düzenlenen cenaze töreninin ardından toprağa verildi.
Annesi ile birlikte Eyüpsultan Yeşilpınar’da oturan 52 yaşındaki Tuncer Murat Cihan’ın hafif zihinsel engeli bulunuyordu. Haberlere yansıyan bilgilere göre Cihan Sariyer’deki Santa Maria Kilisesini, Hristiyanlığı seçen dayısı Kazım Aydemir ile ziyaret ediyordu. Sözcü Gazetesinden İsmail Saymaz’a konuşan Aydemir, Cihan’ın Hristiyan olmadığını ama kiliseye sık sık gittiğini aktardı.
Kamera kayıtları ve polis kaynaklarından edinilen bilgilere göre Cihan, Santa Maria Kilisesine gelmeden önce siyah maskeli ve gözlüklü iki kişi kiliseye geliyor ve ayinin başlayıp başlamadığını kontrol ediyor. Ardından Cihan dış kapıdan içeri giriyor ve saldırganlardan biri Cihan’a kilisenin kapısını açıyor. Saldırganlardan biri, Cihan’ın kiliseye girmesinin ardından onu öldürüyor, kilisenin içinde etrafa gelişigüzel ateş ediyor. Diğer saldırganın silahının arızalanmasının ardından bir dakika içinde kiliseyi terk ediyorlar.
Ayin sırasında Peder Anton Bulai’nin yanı sıra Polonya’nın İstanbul Başkonsolosu Witold Lesniak, eşi ve çocukları da kilisede bulunuyor.
Hürriyet Gazetesi’nden Hande Fırat’ın sorularını yanıtlayan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, ayin sırasında kilisede bulunan Polonya’nın İstanbul Başkonsolosu Witold Lesniak’ın saldırıda ana hedef olmadığını belirtti.
YetkinReport’a konuşan Polonyalı yetkililer de Lesniak’ın “şans eseri” kilisede olduğunu aktardı.
Aralık ayında IŞİD operasyonu duyurulmuştu
Reuters haber ajansı 28 Ocak’ta IŞİD’in saldırıyı üstlendiğini duyurdu. Saldırganlar 12 saat içinde İstanbul Başakşehir’de yakalandı. IŞİD’li olduğu iddia edilen saldırganlardan birinin Rus, diğerinin ise Tacikistanlı olduğu bilgisi paylaşıldı.
Saldırıyla alakalı olduğu düşünülen 51 kişi aynı gün içinde gözaltına alındı.
Yabancı oldukları belirtilen 23 şüphelinin sınır dışı edildiği, 28 kişinin ise halen gözaltında bulunduğu belirtilirken, saldırı ile ilgili ayrıntılar ortaya çıktıkça IŞİD’in İstanbul’daki mevcudiyeti ve güvenlik zaafiyetleri ile ilgili de tartışmalar alevlendi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 29 Aralık’ta İstanbul’daki kilise ve sinagoglara terör saldırısı hazırlığında olan 29 IŞİD üyesinin, MİT ve Emniyet’in ortak çalışmasıyla 9 ilde aynı anda yürütülen operasyonlarla yakalandığını açıklamıştı.
Sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Yerlikaya, 21 Aralık’ta da 32 ilde eşzamanlı düzenlenen operasyonlarda IŞİD zanlısı 304 kişinin yakalandığını açıklamıştı. Zanlılardan 86’sının İstanbul, 39’u Ankara, 20’sinin de İzmir’de yakalandığı duyurulmuştu.
Bu saldırı IŞİD’in 2017’den bu yana Türkiye’de gerçekleştirdiği ilk eylem. İstanbul Başakşehir’de IŞİD üyelerinin yanı sıra Suriye, Rusya, Kafkasya, Orta Asya, Balkanlar ve Kuzey Afrika’dan gelen diğer radikal İslamcı grupların üyelerinin de ikamet ettiği biliniyor.
Gazeteci Hale Gönültaş’ın Artı Gerçek’teki haberine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca IŞİD’in yapılanmasına ilişkin hazırlanan iddianamede IŞİD’in Afganistan, Pakistan ve Orta Asya’ya eleman göndermek için Türkiye’de yapılanmaları olduğu iddialarına ilişkin ayrıntılara yer veriliyor. Bunun yanı sıra iddianamade Taksim ve çevresindeki kilise ve sinagoglara saldırılar, sahte kimlik, pasaport düzenleme gibi eylemlerle ilgili ayrıntılar da yer alıyor.
Santa Maria Kilisesine saldırı güvenlik açığı mı?
İstanbul saldırısı olası bir güvenlik açığı tartışmasını da beraberinde getirdi. Polis kaynaklarına göre, ibadet günlerinde hemen her kilisenin girişinde ya da içinde güvenlik önlemleri alınıyor ve görevli memurlar bulunuyor. Bu uygulama Santa Maria Kilisesi için de geçerli. Ancak Pazar günkü saldırı sırasında kilisenin önünde olması gereken polislerin olay yerinden 100 metre uzakta olduğu iddia ediliyor.
Sözcü Gazetesi’nden gazeteci İsmail Saymaz’a konuşan kilisenin avukatı Afşin Hatipoğlu, “Burada normalde polisler duruyor. Kilisenin girişinde küçük bir oda var. Polisler ayin günleri o odayı kıllanıyor. Ama bunlar o gün yoklar. Kilisenin üst tarafında devriye atıyorlarmış, mobilize ekipmiş,” dedi.
Bir emniyet yetkilisi de Saymaz’a kilisenin önünde nöbet tutmaları gerekirken tutmayan polisler hakkında soruşturma başlatıldığını doğruladı.
Yetkili Saymaz’a “Ayin zamanları mutlaka tedbir alını. İbadet yerleri öncelenir. İlla ki bir polis ekibi olur. Çünkü hedeftir. Saldırı ihtimali vardır. Buraya gitmesi gereken ekip gitmemiş. Muhtemelen teröristler takip etmişlerdir,” dedi.
Polis ayrıca şüphelilerin olayda kullandığı aracın bir yıl önce Polonya’dan Türkiye’ye getirildiğini tespit etti. Bu süre zarfında trafiğe çıkmayan aracın olay günü şüpheliler tarafından kullanıldığı tespit edildi. Aracı getiren kişinin iki gün kaldıktan sonra geri döndüğü öğrenildi.