Başak Demirtaş’ın DEM Parti İstanbul adayı olmayacağı açıklaması ardından durulmuş görünen siyaset kulisleri yeniden hareketlendi. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun şansını artırdığı var sayılan bu gelişmeyle artan hareketliliğin bir göstergesi Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Tayyip Erdoğan’ın yeniden “Bay Kemal” söylemiyle CHP’deki fay hatlarına yüklenmesi oldu. Bu yansıtmanın bir nedeni, 10 Şubat’ta seçim bildirgesi ve adaylarını açıklayacak Yeniden Refah’a başta İstanbul olmak üzere bazı büyükşehirlerde gidebilecek oylar.
İstanbul’da Elif Erbakan kozu
Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan’ın açıklaması beklenen adayların bir kısmı, AK Parti’den aday gösterilmeyince Yeniden Refah’a geçenler. Gazete Pencere’de Nuray Babacan, bu seçim noktalarından bazılarını isimlendirerek AK Parti’deki mutsuzların Yeniden Refah’a kaydığını yazdı. YRP Genel Başkan Vekili Doğan Aydal TV100’de AK Partiden Sakarya ve Kocaeli büyükşehir adaylıklarıyla birlikte 35 ilçe istediklerini açıkladı; “Biz olmadan 76 ilçeyi kazanma ihtimalleri yok” iddiasıyla birlikte. YRP’nin İstanbul’da Necmettin Erbakan’ın kızı, Fatih Erbakan’ın kardeşi Elif Erbakan’ı aday gösterme ihtimali AK Parti adayı Murat Kurum için bir risk olabilir.
Sadece Yeniden Refah’a değil, BBP’ye de
Siyaset kulisindeki hareketlenmenin bir başka göstergesine 8 Şubat akşamı İran Milli Günü daveti çıkışında karşılaştığımız BBP Genel Başkan Yardımcıları Şafak Çomaklı ve Emin Serin, AK Parti’yle Genel Başkan Yardımcıları düzeyinde işbirliği görüşmelerine yeniden başladıklarını söylediler. Oysa daha önce BBP lideri Mustafa Destici 31 Mart yerel seçimlerine kendi başlarına gireceklerini ilan etmişti. Çomaklı, “Hangi seçim bölgelerinde BBP ile işbirliği yaparak kazanabileceklerine dair bir çalışmayı AK Parti’ye sunduk” dedi.
Erdoğan’ın İstanbul’a verdiği önem ortada. İstanbul’da Kurum’un kazanmasını daha da zora düşürecek her gelişme, sadece Yeniden Refah’a değil, yerel seçimlerde kendilerine avantaj sağlamak isteyen Cumhur İttifakı eksenindeki başka partilere de imkân yaratıyor. Hüda-Par buna dahil.
Bu arada, İran Büyükelçisi Muhammed Habibullahzade’nin davetine (*) katılan AK Parti kurucularından Bülent Arınç ile Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın sohbeti koyultmaları da dikkat çekiciydi. Arınç bana bir süredir aramadığım için sitem ederken “Gültekin Bey ile sık sık görüşüyoruz” dedi. Kayda alalım.
CHP’deki son görünüm
Peki, bazı AK Parti mutsuzları Yeniden Refah’a gidip Erbakan’ın Erdoğan’a karşı elini güçlendirirken CHP mutsuzları ne yapıyor?
CHP seçmeni, ya da şöyle diyelim CHP’ye oy verebilecek seçmen, CHP’deki gelişmelerden, dağınıklıktan ve karar sıkıntısından fevkalade rahatsız.
9 Şubat’ta yapılması beklenen CHP MYK ve Parti Meclisi toplantısı 12 Şubat Pazartesiye erteledi. CHP kaynakları bunun iki nedeni olduğunu söylüyor. Biri CHP lideri Özgür Özel’in 9 Şubat’ta İstanbul’da yapılacak DİSK genel Kuruluna katılmak istemesi. Diğeri de artık kalan bütün il ve ilçeleri açıklayıp işi daha dazla uzatmama eğiliminin ortaya çıkması. Kaynaklarım, tabanda tepki toplayan Hatay adayı Lütfü Savaş ve İzmir adayı Cemil Tugay’ın değiştirtilmesinin gündeme gelmeyeceğini tahmin ediyorlar.
CHP’nin en büyük avantajı muhalif seçmenin İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer büyükşehirlerin AK Parti’ye geçmemesi için şimdi “oy-moy yok” dese de 31 Mart günü “elim kırılsın” diyerek yine sandığa gideceği var sayımı. Bu CHP seçmenindeki siyasi bilincin CHP yönetiminden fazla olduğu anlamına da geliyor aslında.
CHP mutsuzları nereye?
Bir diğer etken de gerek Kemal Kılıçdaroğlu gerek Özgür Özel yönetiminden memnun olmayan CHP seçmeninin AK Parti mutsuzlarının yeniden Refah’a gitme seçeneği gibi bir seçeneklerinin bulunmaması.
DEM Parti ya da TİP, CHP seçmeninin büyük çoğunluğu için bir seçenek değil
Bülent Ecevit’in vefatına dek CHP ve DSP, genel olarak laik, demokrat-cumhuriyetçi seçmen için birbirlerinin seçeneğiydi.
Deniz Baykal’ın DYP lideri Tansu Çiller’le kurduğu koalisyonu bozarak hükümetten çekilmesini affetmeyen CHP seçmeninin 1999’da DSP’yi iktidara taşıyıp CHP’yi Meclis dışı bırakması, 2002’de ekonomik krizden sorumlu tuttuğu DSP-MHP-ANAP koalisyonundaki bütün partileri Meclis dışına iterek CHP’yi yeniden (bu kez AK Parti’ye “tek başına muhalefet” olarak) Meclis’e taşıması buna örnektir.
Ancak Önder Aksakal yönetimindeki DSP’nin 2023 seçimlerinde Erdoğan liderliğindeki Cumhur İttifakına dahil olması CHP açısından DSP’yi seçenek olmaktan çıkardı.
Fatih Erbakan, yaşı ve babasından feyz aldığı pazarlık yönetimiyle Erdoğan ve AK parti için bir seçenektir. DSP değildir. CHP yönetiminin bu duruma nereye kadar güvenebileceğini bekleyip göreceğiz.
Not:
(*) İran Büyükelçiliği davetinde hükümet bakan düzeyinde, Tarım bakanı İbrahim Yumaklı tarafından temsil edildi. Türk Silahlı Kuvvetleri ve Jandarma’dan davete katılım dikkat çekici boyuttaydı. Dikkat çeken bir ayrıntı da Suudi Arabistan’ın yeni büyükelçisi Fahad bin Assaad Abualnasr’ın İran davetine gelmesiydi.