Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu haritanın üzerine bölgedeki sıcak siyasi gelişmelerin, Irak ve Türkiye arasındaki Kalkınma Yolu Projesinin küresel ticaret bakımından da şansını nasıl arttıracağını anlatıyor.
Kalkınma Yolu Projesi Irak’ın Basra Körfezindeki, Fav Limanını demiryolu ve kara yolu ile Türkiye’ye, oradan da son durak Londra olmak üzere Avrupa pazarlarına bağlamayı amaçlayan 20 milyar dolarlık bir proje. Uraloğlu, projenin aynı rotada petrol/doğal gaz boru hatları ve fiberoptik hatları inşasına da açık olduğunu söylüyor. Zaten Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 22 Nisan’daki Bağdat seyahati sırasında Türkiye, Irak, Katar ve BAE arasında bir dörtlü işbirliği mutabakat zaptı imzalanması da Basra Körfezi petrol ve doğal gazının deniz yoluna ihtiyaç kalmadan Avrupa’ya ulaştırılabilmesi niyetine işaret ediyor.
Bakanın mühendis soğukkanlılığıyla sıcak siyasi gelişmeler dediğiyse bölgemizi ve dünyayı sarsan iki kanlı savaş. Biri 2022 Şubat ayında Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle başlayan savaş. Diğeri de 2023 Ekim ayında Hamas’ın İsrail’e saldırısı ve İsrail’in Gazze’ye yok etme harekatıyla başlayan savaş.
Savaşlar ve ticaret hatları
Rusya-Ukrayna krizi, Çin’in Pasifik Okyanusundaki Tianjin limanını Rusya üzerinden Litvanya’nın Baltık Denizindeki Klaipeda limanına bağlayan “Kuzey Koridorunu” fiilen işlemez duruma getiriyor.
İsrail-Gazze kriziyse yine Tianjin limanını deniz yoluyla Kızıldeniz, Süveyş Kanalı ve Cebelitarık Boğazı üzerinden Londra’ya bağlayan Güney Koridoruna darbe vurmuş durumda. Yemen’deki İran yanlısı Husilerin İsrail’e giden gemilere saldırıları Güney Koridoru rotasını Afrika’nın güneyinden dolaşmak zorunda bırakıyor. Bu normal işleyişte 35 günlük rotayı 45 küsur güne çıkarıyor; tabii navlun ve sigorta giderleriyle birlikte maliyetleri de artırıyor.
Bu arada, ABD ve AB öncülüğünde geliştirilen ve 2023 Eylül ayında duyurulan Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomi Koridoru Projesinin de Gazze kriziyle birlikte rafa kaldırıldığını da hatırlatalım. Bu proje Suudi Arabistan ve İsrail’in yakın işbirliği üzerine kurulu.
Bakan Uraloğlu, Irak-Türkiye Kalkınma Yolu projesinin hayata geçirilmesi durumunda Tianjin-Londra yolunun “Orta Koridor” üzerinden 25 güne ineceğini anlatıyor.
Kalkınma Yolu Projesi önündeki engellerin çoğu da güvenlik kaynaklı. “Yoksa çok kısa sürede inşa edebilecek teknoloji ve imkanlara sahibiz” diyor Uraloğlu.
Kalkınma Yolu ve güvenlik sorunu
Burada bir ayrıntı var. Aslında Fav’ı Türkiye’de Ovaköy’e bağlayacak 1200 kilometre uzunluğundaki rotada -istenilen kapasite ve sürate izin vermese de- halihazırda demiryolu ve kara yolu bağlantıları var. Bakan Uraloğlu, yüksek kapasitede ve hızlı ulaşıma izin verecek hatların yapımına dek mevcut hatlarla projeye başlamayı planladıklarını söylüyor.
Irak’ın beş kademede 70 milyar dolara mal olacak 90 rıhtım kapasiteli Fav limanının 2025’te işletmeye açılması Orta Doğu’daki ticaret ve siyaset dengelerini değiştirebilir.
Projenin hayata geçirilmesi önünde iki ciddi engel var.
1- İran ve ABD’nin Kalkınma Yolu projesinden hoşlanmaması. Türkiye ve Irak arasındaki yakınlaşma ve çıkar birliği bölgede etkili olmak isteyen diğer aktörleri rahatsız ediyor.
2- Kuzeyde, İran-Türkiye-Suriye sınır bölgesinde PKK, Güneyde Suriye sınır bölgesinde de El Kaide ve IŞİD varlığı.
Zaten bu yüzden Kalkınma Yolu projesinin belki de en önemli konusu güvenlik.
Türkiye’ye ikili katkısı umuluyor
Üst düzey Irak güvenlik heyetinin geçen Aralık ayında Ankara’ya gelişiyle başlayan temaslar Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Irak’a gidişi ve Irak Başbakanı Şiya es-Sudani’nin Ankara’ya gelişi önemli dönüm noktaları. Türkiye, Irak’ın PKK sızmalarına karşı güvence vermesi üzerine Irak sınır boyunca noktalarını Irak’a devrediyor.
Güler’in Irak’la Ortak Harekat Merkezi kurulacağını duyururken Kalkınma Yolu’nu da vurgulaması tesadüf değil.
Ankara, ki görüşmemiz de Uraloğlu’da özellikle vurguladı, bütün bu gelişmelerde Irak Başbakanı Sudani’nin kilit rolünü teslim ediyor.
Ankara Kalkınma Yolu projesinin Türkiye’ye hem güvenlik hem kalkınma katkısı olacağını hesaplıyor.
Uraloğlu, projenin parçası olmak üzere pek çok otoyol ve hızlı demiryolu bağlantılarına şimdiden başlandığına dikkat çekiyor. “Otoyollar bakımından Marmara Bölgesi dışında yapacağımız fazla bir şey kalmadı ama demiryolları bakımından tamamlamamız gerekenler var” diyor.
Buna Yavuz Sultan (Üçüncü) Köprüsü demiryolu geçişi dahil. “İhale açılmak üzere” diyor Uraloğlu, “Körfez sermayesi ilgileniyor ama olmazsa Avrupa’dan da ilgi var.”