Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis bugün aynı vesile ama tamamen ayrı nedenlerle Kıbrıs’ta. Erdoğan ve Türkiye için 20 Temmuz 2024, Adadaki Türklerin katliamlardan kurtarılması için 1974’te Başbakan Bülent Ecevit’in ona verdiği isimle “Barış Harekatının” 50’inci yıldönümü. Miçotakis ve Yunanistan içinse Ada’nın bölünmesine yol açan “Türk işgalinin” 50’inci matem günü.
Türkiye, iktidar ve muhalefet kanatlarıyla bugün Kıbrıs’ta.
Yunanistan devleti de öyle: sadece Miçotakis değil, Syriza lideri Stefanos Kasselakis de Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Kristodulides’in bölünmüş başkent Lefkoşa’nın güneyinde ev sahipliği yapacağı törende yer alıyor.
Lefkoşa’nın kuzeyinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ev sahipliği yapacak kutlamalara. CHP lideri Özgür Özel, parti yöneticileriyle bir gün önceden Ada’ya gitti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise makam uçağına TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile başta MHP lideri Devlet Bahçeli olmak üzere Cumhur İttifakı ortaklarını aldı.
Ankara ve Atina siyaset aktörleri 20 Temmuz’da Lefkoşa’nın kuzey ve güneyinde; Ankara kutlamak, Atina yakınmak için.
Kıbrıs’ta kriz mi istikrar mı?
Atina ve güney Lefkoşa 20 Temmuz harekâtı öncesini anmak istemiyor pek. Yunanistan’da 1967’de darbeyle yönetime gelen faşist Albaylar Cuntasının güdümünde Kıbrıs Cumhurbaşkanı ve Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskosu Makarios’u deviren 15 Temmuz 1974 darbesine örneğin. Bu darbe sadece 1960’ta Adadaki Rum ve Türk toplumlarının uzlaşmasıyla, ayrıca Türkiye, İngiltere ve Yunanistan’ın garantörlüğü altında kurulmuş Kıbrıs Cumhuriyeti’ne filen son vermekle kalmamış, aynı zamanda -zaten darbe öncesinde de katliamlara maruz kalmaya başlayan kurucu ortak Türk toplumunu can ve mal güvenliği kriziyle karşı karşıya bırakmıştı.
Son 50 yılda dünyada büyük ve kanlı krizler yaşandı. Afganistan işgali, İran-Irak savaşı, Yugoslavya’nın dağılmasıyla Balkanların kan gölüne dönmesi, Irak’taki ABD işgali… Bugüne gelirsek Suriye iç savaşında yüzbinler öldürüldü ve devam ediyor. Rusya’nın Ukrayna savaşında yarım milyon insan öldürüldü. İsrail’in Gazze’ye saldırılarında çoğu sivil 40 bine yaklaştı.
Kıbrıs’ta 1974’ten beri birkaç münferit olay dışında toplumlararası gerilim nedeniyle burnu kanayan yok.
Bugün Kıbrıs’ta bir krizden değil ayrılığın istikrar kazanmasından söz edilebilir.
Birleşme fırsatı kaçırıldı
Kıbrıs Rumlarının kuzeyde kalan mülk sorunları var, egemenlik sorunları var, öte yandan sadece “Türk tehdidi” gerekçesiyle aldıkları AB üyeliğinin imkânlarından yararlanıyorlar. Kıbrıslı Türklerin de mülk sorunları var, AB ambargosu altındalar ve Türkiye’den başka kendilerini tanıyan ülke yok ama öncelikleri kendi topraklarında güvenlik içinde yaşamak.
Kıbrıs’ta yeniden birleşme için 2004’te büyük bir fırsat doğmuştu. Türkiye’de Erdoğan liderliğindeki AK Parti uzun yıllardan sonra bir tek parti hükümeti kurmuştu, iç ve dış rüzgârlar arkasındaydı ve bu konjonktürde Ankara BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın hazırladığı birleşme planına destek verdi.
Plan ABD ve Avrupa Birliğinin de desteğini aldı. Hatta AB, eğer Kıbrıslı Rumlar 24 Nisan 2004’teki halkoylamasında Annan Planı’nı reddederse, 1 Mayıs 2004’te yürürlük kazanacak AB üyeliğini onaylamama ve Kıbrıs Türklerine ambargoyu kaldırma sözü verdi. Türkler planı onayladı, Rumlar reddetti ama AB sözünde durmadı. Yunanistan’ın Almanya’ya Polonya üyeliği üzerinden yaptığı şantaj görünürdeki gerekçeydi.
Türkiye’nin AB’ye duyduğu derin güvensizliğin en önemli nedeni Kıbrıs’ta tutulmayan sözlerdir.
Zorlanan çözüm ve erişilebilir çözüm
Kıbrıs’ta özellikle İngiltere ve ABD tarafından zorlanan çözüm, artık bir arada yaşama alışkanlıkları ve arzuları iki kuşak (50 yıl) geride kalmış dilleri, dinleri, bağlılıkları birbirinden ayrı iki halkı kendi ulusal çıkarları (İngiltere) ve iç politika öncelikleri (ABD) nedeniyle birleştirme planıdır.
İngiltere’nin Kıbrıs’ta bulunan iki askeri üssü açısından pratikte sorun bulunmamasına rağmen bu çözümü zorlamada 1960 Kıbrıs garantörü olarak bir meşruiyet zemini vardır. ABD açısındansa her seçim döneminde Vaşington’da etkili Yunanistan Lobisinin etkisi önem taşıyor.
ABD Başkanı Joe Biden’ın etkisiyle Amerika kıtası Grek Ortodoksların da Ekümenik saydığı Fener rum Patriği Bartolomeo Ukrayna Konferansına davet ediliyor. Biden’ın rakibi Donald Trump’ın suikast girişimi ardından katıldığı Cumhuriyetçi Parti Kongresinin açılış duasını İstanbul, Bakırköy doğumlu Amerikalar Başpiskoposu Elphidophoros yaptı. Elfideforos Lambriadis 20 Temmuz’da Nev York’taki Aziz Nikola (St. Nicholas) kilisesindeki Kıbrıs anmasını da yönetiyor.
Erişilebilir çözüm ise Kıbrıs’ta Rum ve Türk toplumlarının iç içe olmaktansa yan yana yaşayacağı yolu bulmaktır.