Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides ile 7 Ekim’de görüştü. Macaristan’ın başkenti Budapeşte’deki Avrupa Siyasi Topluluğu görüşmeleri sırasında kuliste yapılan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da hazır bulunduğu görüşmeye Yunanistan Başbakanı Kriyakos Miçotakis ile Arnavutluk Başbakanı Edi Rama da katıldı.
Bir Türk Cumhurbaşkanının 1974 Barış Harekatından bu yana Rum yönetimindeki Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanıyla yaptığı bu ilk görüşme uluslararası basında yer alırken Cumhurbaşkanlığı tarafından henüz bir açıklama yapılmadı. Erdoğan’ın davetlisi olarak Budapeşte’de eşlik eden gazetecilerin de bu konuda haber geçmediği gözlendi.
YetkinReport’a bilgi veren kaynaklar, görüşmenin “spontane” ve “kahve sohbeti şeklinde” yapıldığını söylediler. Görüşmede Erdoğan’ın tercümanının da bulunmasıysa çok da tesadüfen karşılaşma olmadığı izlenimini veriyor. En azından “kahve sohbeti” olduğuna göre “ayaküstü” görüşme değil.
Dörtlü zirveye doğru
Ancak bugün Atina’da mevkidaşı Yorgo Gerapetritis ile ortak basın toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Fidan Kıbrıs’ta federasyon modelinin geçerli olmadığının artık ispatlandığını söyledi. Bu da ABD seçimlerine iki gün kala Christoudoulides ile görüşen ABD Başkanı Joe Biden’ın öngördüğü iki bölgeli, iki toplumlu federasyon konusunun ele alındığına işaret.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres 15 Ekim’de Christodoulides ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı bir araya getirmiş ve bir sonraki toplantının Türkiye ve Yunanistan liderlerinin de katılımıyla dörtlü olarak yapılması kararı alınmıştı.
Budapeşte’de önceden duyurulmadan yapılan bu görüşme, diplomatik çevrelerde, BM Genel Sekreterinin söz ettiği Dörtlü Zirvenin de yolda olduğu şeklinde yorumlanıyor.
Kıbrıs politikası, ABD ve AB
Erdoğan’ın Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanıyla hayrı resmi olsa da kamuya açık şekilde görüşmesi, Türkiye’nin Kıbrıs politikasında değişikliğe yol açacak mı?
Türk hükümet kaynakları, köklü bir değişikliğin söz konusu olmadığını, Türkiye^’nin Kıbrıs Türklerinin siyasi hakları ve güvenliğinden taviz verilmeyeceğini söylüyorlar. Bununla birlikte hem Kıbrıs Türklerinin dış dünyayla ilişkilerini hem de Türkiye’nin -özellikle de Avrupa Birliği ile ilişkilerini güçlendirecek bir yol arandığı görülebiliyor.
Böyle bir revizyonun Donald Trump’ın yeniden Başkanlık görevini devralmasıyla Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinin düzelmesine de yardımcı olacağı söylenebilir.
Kıbrıs Türk siyasetçilerin Erdoğan’ın Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanıyla görüşmesine ve gelişmelerin bundan sonraki seyri konusundaki tutumları da Ankara’nın Kıbrıs politikasını etkileyecek.