Suriye’de radikal İslâmcı Heyet Tahrir üş-Şam (HTS) örgütü öncülüğündeki silahlı muhalif güçlerin iki gün içinde ülkenin ikinci büyük şehri Halep’i ele geçirdikten sonra güneye, Şam’a doğru yönelip Hama şehrine de girmeleriyle birlikte Ankara’da hararet yükseldi.
HTŞ güçlerinin Şam’la arasında sadece Humus şehri kalırken, Şam’da Beşar Esad’a karşı darbe girişimi iddiaları var. Esad’ın kardeşi Mahir Esad’ın komutasındaki birliklerle Cumhuriyet Muhafızları arasında çatışma iddiaları konusunda henüz kesin bilgi yok. HTŞ’nin Halep’e ilerlemeye başladığı 28 Kasım günü Moskova’ya giden Esad’ın Şam’a dönüp dönmediği konusunda da çelişkili haberler alınıyor. Irak, Suriye sınırını kapattığını açıkladı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Rusya Dışişleri Bakanı ile Lübnan ve Katar başbakanlarıyla telefon görüşmeleri yaptıktan sonra İran Dışişleri bakanı Abbas Irakçi’nin Suriye ve Lübnan’daki durumu görüşmek üzere 2 Aralık’ta Türkiye’ye geleceği duyuruldu.
Savunma Kaynakları, sınırda “ilave bir tedbire ihtiyaç duyulmayacak şekilde tahkimatın” bulunduğuna ve yeni bir göç dalgasının şu anda beklenmediğini, sınır ötesi harekâtınsa “ihtiyaç duyulduğu her zaman” yapılabileceğini söylüyor.
Ankara’da hararet
Dışişleri Bakanı Fidan’ın bir grup AK Parti milletvekili ile yaptığı görüşmede Türkiye’nin “Halep’teki çatışmalara müdahil olmadığını” söylediği biliniyor. Ancak çatışmaların boyutu Halep’in ötesine taşmış boyutta.
Güvenlik kaynakları, bunda Suriye rejim güçlerinin Halep’te ciddi bir direniş göstermeden geri çekilmesinin HTŞ ilerleyişinin beklenenden hızlı ve fazla mesafe katetmesinde etken olduğu görüşünde.
Ankara’daki hararet, HTŞ’nin Rusya’ya askeri üslerinin bulunduğu Tartus ve Lazkiye’ye saldırmayacakları mesajı iletmesi, keza belkemiğini ABD desteğindeki PYD’nin oluşturduğu SDG ile uzlaşma işareti vermesiyle artıyor. HTŞ ve PKK bağlantılı örgütlerin Türkiye’yle işbirliği içindeki -eskiden ÖSO- Suriye Milli Ordusu (SMO) kontrolündeki Türkiye sınır bölgelerine saldırması, Türkiye’yi de çatışmaların içine çekebilir. SMO cephesine dahil değil. Türkiye’nin terör örgütleri listesinde bulunan El Kaide’nin uzantısı olarak kurulan HTŞ’nin varlığı, Türkiye’nin güney sınırında SDG’den sonra on binlerce eğitimli, silahlı militanı bulunan bir de Selefi ordusu anlamına geliyor.
Sınır ötesi harekât
HTŞ saldırısına İsrail ve Hizbullah arasında ateşkes sağlanması, ABD ve Rusya arasında Ukrayna geriliminin tırmanması ve ABD’nin Şükran Günü tatilinde olduğu bir sırada başladı.
İsrail uçaklarının hemen her gün Suriye’de -özellikle İran Devrim Muhafızları ve Hizbullah güçlerine ait olduğu öne sürülen bir başka hedefi vurmasının, bir süredir Şam ile Tahran arasında çatlağa yol açtığı bilgileri vardı.
Ankara ise Kasım başından bu yana, Suriye ve Irak’taki PKK hedeflerine kapsamlı bir askerî harekât daha başlatacağı işaretini veriyor. Suriye’deki hızlı gelişmeler ve bölgede artan siyasi-askerî hararet Türkiye’nin bu harekâtı öne çekmesine neden olur mu? Türkiye’nin ayağına basılırsa ve PKK bağlantılı güçlerin Fırat’ın batısında Tel Rifat ve Münbiç gibi alanlarda genişlemeye giderse olabilir gibi görünüyor.
Son gelişmeler ardından Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la Esad’ı barıştırma gayreti de Esad devri HTŞ saldırısıyla biterse, gündemden düşmüş olur.
Hararet gerçekten çok hızlı yükseliyor bölgede.